KAHRAMANMARAŞ - Ülkelerindeki iç savaştan kaçan Suriyeli ailelerin dünyaya gözlerini Türkiye'de açan çocukları, tüm bayramları gurbette geçiriyor.

Suriye'de yaklaşık 5 yıldır devam eden savaşta binlerce insan hayatını kaybederken, milyonlarca kişi de ülkelerini terk ederek başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere sığındı. Yaşanan olumsuzluklardan en çok etkilenenler ise kadınlar ve çocuklar oldu.

Savaşın başladığı günden itibaren sığınan savaş mağdurlarını yalnız bırakmayan Türkiye, Suriyelilere "ensar-muhacir" anlayışıyla her türlü desteği verdi.

Savaşla birlikte bin 598'i çadır kentte olmak üzere yaklaşık 4 bin Suriyeli çocuğun dünyaya geldiği Kahramanmaraş, 60 bini aşkın sığınmacıya da evsahipliği yapıyor.

Kentteki 0-4 yaş grubundaki 4 bin civarındaki Suriyeli çocuk, tüm bayramları Türkiye'de geçirdi. Suriyeli bu yaş grubundaki çocuklar hiç bayrama ülkelerinde giremedi.

Suriyeli Hane Ali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de dünyaya gelen 3 çocuğunun henüz Suriye'yi görmediğini söyledi.

Çocukların tüm dünyasının çadır kentten ibaret olduğunu belirten Ali, "Çocukların tüm bildikleri bizim çadırlardaki sohbetimiz sırasındaki duyduklarından ibaret. Sürekli 'ülkemiz nasıldı, evimizin kaç odası vardı, bayramlarda neler yapardınız' şeklindeki sorularıyla karşı karşıya kalıyoruz" dedi.

Rihan Gazel de 3 yıl önce ülkesindeki savaştan dolayı iki kızı ve eşiyle Türkiye'ye geldiklerini ifade etti.

Türkiye'de bir çocuk daha dünyaya getirdiğini dile getiren Gazel, şöyle konuştu;

"Çocuklarımın hiç bir şeyden haberi yok. Ne zaman döneceğiz. Dönünce ne yapacağız hiçbir bilgimiz yok. Çocuklarımın bayramla da hiç bir alakası yok. Çünkü 'bayram' diye bir şey yapamıyoruz. Ne bayram geleneklerimizi Türkiye'de sürdürme imkanımız ne de savaş ortamından dolayı Suriye'ye gitme imkanımız var. Günlerimizi memleketimizi ve halimizi düşünerek geçiriyoruz."

Sonraki bayramları ülkelerinde geçirmek istiyorlar

Vele Azezi ise Kahramanmaraş'a geleli 3 yıl olduğunu dile getirdi.

Çocuklarının ve kendisinin bayramı unuttuğunu vurgulayan Azezi, Suriye'deki bayramları, kardeşlerini ve onlarla alışveriş yapmayı çok özlediğini kaydetti.

Suriye'deki savaş nedeniyle zor günler geçirdiklerini anlatan 3 çocuk annesi Cumane Mustafa da Türkiye'de dünyaya gelen 1,5 yaşındaki en küçük çocuğunun iki bayramı Türkiye'de yaşadığını anlattı.

Mustafa, bundan sonraki bayramları çocuklarıyla ülkelerinde kendi örf ve adetlerine göre geçirmek istediklerini de sözlerine ekledi.

Abdulkadir Mustafa isimli 5 yaşındaki Suriyeli ise "Bundan sonraki bayramı Suriye'de geçirmek istiyorum. Ninemi, dedemi, dayılarımı, amcalarımı hiçbirini tanımıyorum. Onları tanımak istiyorum" diye konuştu.

'Bu bayram bize bayram değil'

Ülkelerindeki iç savaştan Türkiye'ye sığınan Suriyeliler, bir Ramazan Bayramı'nı daha evlerinden uzakta, derme çatma çadırlarda geçirecek.

Adana Merkez Yüreğir ilçesi Koza Mahallesi'ndeki boş arsalara çadır kuran Suriyelilerin birçoğu, uzun zamandır ülkelerinden uzakta bayram geçiriyor. Sığınmacılar, kötü şartlarda hayat sürmelerine rağmen çadırlarındaki halılarını yıkayıp temizlik yapıyor, birbirlerini tıraş ederek Ramazan Bayramı'na hazırlanıyor.

Halep'ten yaklaşık 3 yıl önce Türkiye'ye sığınan Cuma Dibo, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok kötü koşullarda hayat sürdüklerini söyledi.

Suriye'deki evlerinin hava saldırılarında yıkıldığını ifade eden Dibo, "Bu saldırılarda bir oğlum da şehit oldu" dedi.

Yaklaşan Ramazan Bayramı dolayısıyla vatanlarından uzak olmanın üzüntüsünü yaşadıklarını dile getiren Dibo, şunları kaydetti:

"Bu bayram bize bayram değil. Memleketimizde olamadıktan sonra bayramın ne anlamı olabilir ki? Bize bayram yok, memleketimiz elden gitmiş, biz de bu hale gelmişiz. Nasıl bayramı kutlayalım? Vatanını terk eden, evi yıkılan bir insanın bayramı olabilir mi? Eğer bayram olsaydı, İslam alemi bize sahip çıkardı. Zalim Esed'e yardım edilmezdi. Bizi evlerimizden etti, çocuklarımızı öldürdü. Dışarıdan başka askerler getirip çocuklarımızı öldürdü. Burada çocuklarımız ve kadınlarımız da hastalıktan kırılıyor. Kardeşlerim nerede, bilmiyorum, hepsi dağıldı. Çocuklarına ben bakmaya çalışıyorum. Yanımda 17 çocuk var. Her şeye rağmen bize sahip çıkan Türkiye'ye ve hükumetine çok teşekkür ederiz."