Kenan kardeşim…

Bak size isminizle hitap ediyorum…

Neden?

Çünkü sizi takdir edenlerden biriyim…

***

Bu ülkede…

En üst devlet makamı sahibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirine mazhar olmuş birisiniz…

Sayın Cumhurbaşkanı sizi ödüllendirerek milletvekili olmanızı istemiş ve sizde kabul etmişsiniz…

Bekli de ülkemizin dünya sporunda öne çıkmasında sizin tecrübelerinizden de yararlanacak beklentiler oluştu…

Sonuç milletvekilisiniz…

***

Açılışta özel donanımlı pahalı bir araçla TBMM ye gittiniz…

Bu sizin tercih hakkınız olduğu için söylenecek bir şey olmaması gerek…

Sonra ki günlerde…

Uluslar arası sponsorlar bulmada katkılar yaratacağınızı söylediniz…

Yaratacağınız fonları genç sporcuları geliştirme amaçlı faaliyetler için kullanacağınızı belirttiniz…

BU güzel düşüncelerinizi de takdir ettik…

***

Sporcu olarak baktığımızda…

Dünya çapında başarılarınızla zaten övünüyoruz…

Adınızla yarattığınız ülkemiz tanınırlığına olan katkı parayla ölçülemez bunu da biliyoruz…

Başarılarınız yanında acıların çocuğu olarak kayıplarını da belleğimizde…

Yarattığınız ve yaşadıklarınızla gönlümüzde yer ettiniz…

Sizi böyle sevdik biz…

***

Kenan kardeşim…

Ama öyle bir şey yaptınız ki geçtiğimiz günlerin birinde…

Hani şu, TBMM ofisinizde masanın üzerinde ayaklarınız ve el pençe divan durumunda danışmanlarınızla olan görüntü…

Bunu nasıl yaparsınız Kenan kardeşim?

Evrensel kültür içinde sportif başarılara imza atan birisinin böyle bir davranışı nasıl olur?

Bu ne’ye benziyor biliyor musunuz?

Mesela!

Doğudan İstanbul’a gelip 20 yıl kalan bir ailenin hanımı telefon açıp tanıdığı birine şöyle söylemiş ya…

Süheyla hanım, kaç akşamdır size geliyoruz ama bir türlü buleminuk

Aynı bunun gibi her şey düzgün giderken son cümlede olduğu gibi kültürel uyumsuzluk…

Biliriz ki; nedeni, kent kültürlü olmak için üç kuşak şehirde yaşamak gerek…

Bu durumu sosyal medyada paylaşıp, eleştiri olunca dört dakikada silindiğinin anlatılması daha da kötü

Kültürel yetersizlik ve sapma kardeşliğine fırsat vermemek daha doğru değil mi?…

Danışmanların kim olursa ve ne yaparsa yapsın…

Yapılan davranışın cezasını içsel olarak vekili olduğunuz parti, dışsal olarak da toplumumuz çekiyor…

Üzdünüz bizi Kenan kardeşim…

Hadi toparlayın kendinizi!