Sabahın alaca karanlığında horozlar öterken indik Kazakistan Alma Ata hava meydanına. Bizi tüm haşmetiyle göz kamaştıran Tanrı Dağlarından esen meltem ile birlikte şehirde mukim Türkiye'den gelen kardeşlerimiz sıcak bir şekilde karşıladı. Türk Mütteşebbislerin açtığı Süleyman Demirel Üniversitesi'nde yapılan mükellef kahvaltının ardından bize ayrılan Sanatoryum Ala Dağ Otel'ine revan olduk. Otel tam bir tabiat harikası, çok güzel tasarlanmış geniş bir alana yayılan bin yataklı kışlayı andırsa da oksijeni istediğiniz kadar içinize çekebildiğiniz harika bir mekân. 24-27 Ekim 2008 tarihleri arasında Kazakistan'ın Almatı şehrinde Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi, Türkiye'den Fatih Üniversitesi, Japonya'dan Kobe Üniversitesi, Güney Kore'den Daedong Felsefe Derneği ve Kazakistan'dann Süleyman Demirel Üniversitesi ile ortaklaşa Üçüncü Uluslarrası Asya Felsefe Derneği Konferansı (ICAPA) gerçekleştirildi. Konferans'ta "Asya toplumunun idealleri: uyumlu bir dünya düzenine özlem" konuları felsefesi, tarihi, psikolojik, kültürel, ekonomik ve sosyo-politik boyutlar ele alındı. Konferansa Türkiye'den 17 kişilik heyetle katıldık. Güney Kore'den 24 kişi, Moğolistan'dan 2 kişi, Kazakistan'dan 15 kişi, Hindistan'dan bir kişi olmak üzere toplam 59 akademisyen tebliğ sundu. Bizzat katılamayıpta tebliğ gönderen toplam yüzden fazla akademisyenin çalışması bir kitapta toplandı. 24 Ekim Cuma günü başlayan kongrenin açılışı Güney Kore, Türkiye ve Kazakistan'ın milli marşlarının okunmasıyla başladı. Ardından; Fatih Üniversitesi Rektör Yardımıcı Prof.Dr. Alparslan Açıkgenç, Güney Kore Pusan Üniversitesi'nden Prof.Dr. Choi Woo-Won, Kazakistan Al-Farabi Üniversitesi Felsefe Fakültesi Dekanı Zarema Shaukenova, Kazakistan Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Muhammed Akdiş birer konuşma yaptılar. Prof.Dr. Ömer Çaha'nın, "Türkiye'de İslamcı Kadın Hareketi" konulu sunumu dikkatlerden kaçmadı. Kongrede dillerin harmoniside yaşandı. Her konuşmacı kendi dilinde tebliğ sundu. Bir taraftan Türkçe ve Kazak Lehçesi, diğer yandan Rusça ve Korece dilleri kullanıldı. Ancak akademisyenlerin ortak dili İngilizce idi. Güney Koreliler Türkleri çok seviyor. 1950'li yıllarda Kore'de savaşan Türk askerlerinin bölge halkına merhamet ve şefkatle yaklaşımı, hatta açlara ekmek dağıtmaları, okul açıp Korelileri eğitmeleri hâsılı her hususta iyi muamele hafızalardan hiç silinmemiş. Koreliler Türklerin yaptığı iyiliği anlata anlata bitiremiyorlar. Mevlana'nın eserleri hakkında tebliğ sunan Hindistan işgali altında Keşmirli Prof. Dr. Nesim Ahmet Şah, Türlerin gerek Selçuklularda ve gerekse Osmanlı Devleti'nin kurduğu medeniyetin model bir uygarlık olduğunu üzerine basa basa anlattı. Başbakanlık Müşaviri Ahmet Gül, bendeniz ve Keşmirli Profesör Nesim Ahmet Şah ile Almatı şehrini adeta altını üstüne getirerek dolaşmamız kongereye damgasını vurdu. Tebliğlerden bazı başlıklar! Üç gün boyunca kongre Sanatoryum Ala Dağ Otel'inde iki ayrı oturumlarda aynı anda yapıldı. İşte tebliglerden bazıları; Prof.Dr. Kayhan Ünal, "Dini İnançlar ve Günlük Yaşamın Ortaya Koyduğu Problemler.", Yrd. Doç.Dr. Süleyman Doğan, "Nizami Gencevi'nin Eserlerinde Eğitim Eksenli Adalet, Devlet ve Hükümdar Öğretisi.", Prof.Dr. Mehmet Akman, "Mehmet Fuat Köprülü'nün Hukuk Tarihçiliği ve Buna Hakim Olan Felsefi Çerçeve", Doç.Dr. Yusuf Çetindağ, "Şarkın Kutsanan Şiiri", Ahmet Taşkın, "Asya İnsanı ve Yeni Yönetim Sistemi", Prof.Dr. İsmail Özsay, "Gürçistan Aile Yapısı", Prof.Dr. Kazım Sarıkavak, "İsmail Gaspıralı'ya Göre Müslümanların Geri Kalışının Sebepleri ve Çözüm Yolları", Prof. Dr.Yoon Yong, "Kore Mucizesi", Prof. Dr. Nurten Gökalp, "Batı Doğu Felsefelerinde İnsan", Prof.Dr.Veli Urhan, "Aytmatov'un 'Mankurtlaşma' Kavramının Felfesi ve Sosyolojik Temelleri", Yrd.Doç.Dr.Kerami Ünal, "Athanasius Nikitin Günlüğü", Doç.Dr.Vehbi Başer, "Küreselleştirici Bir Dünyada Kıtasallaşmanın İmkanı ve Vaatleri", Prof. Dr.Gülnara Yeeukulova, "Din ve Modern Kazakistan", Yrd.Doç. Dr. Ayşe Canatan, "Asya Toplumunda Aile Yapısı ve Fonksiyonlarının Değişimi Tahlili". Üçüncü Uluslararası Felsefe Kongresi Süleyman Demirel Üniversitesi'nin kapanış yemeğinin ardından çeşitli gösterilerle kongre sona erdi. Süleyman Demirel Üniversitesi Kazakistan'da Türkler'in açtığı ülkede ilk üçe giren üniversiteden biri. Eğitim dili İngilizce. Ancak oradan mezun olan öğrenci rahatlıkla Türkçe, İngilizce, Kazak Lehçesi ve Rusça olmak üzere toplam dört dili rahatlıkla konuşuyor. Böyle olunca iş bulması da kolay oluyor. Üniversite'nin iki bine yakın öğrencisi var. Meşhur Türk Kız Lisesi! Türk müteşebbislerin açtığı bir başka eğitim yuvaları da otuz adet lisede Kazakistan vatandaşları eğitim ve öğretim görüyorlar. Bunlardan ikisi kız lisesi. Bu okullar öğrencileri yazılı ve sözlü sınavların ardından kabul ediyor. Her yıl bin öğrencinin müracaat ettiği bu lise ancak 50 öğrenci kabul edebiliyor. Türk Kız Lisesi'nin yıllığı beş bin dolar. Ziyaret ettiğimiz Kız Lisesi Müdürü Ömer Bey, 'Almatı'da bu okulumuz bir numara' diyor. Kazakistan'ın yüzölçümü Türkiye'nin üç katı büyüklüğündü. Nüfusu ise 15 milyon çıvarında. Kazakistan doğal kaynaklar bakımından tam bir dünya cenneti. Petrol ve doğal gaz Kazakistan ekonomisinin temel direğini oluşturuyor. Almatı şehri Kazakistan'ın eski başkenti. Yeni başkenti ise Astana. Almatı yaklaşık 2 milyon nüfuslu yeşil ve şirin bir şehir. Ancak bir miktar hava kirliliği var. Bundan on kusur yıl önce geldiğim Kazakistan ile bugünkü ülke arasında her bakımdan büyük farklılıklar göze çarpıyor. Bir kere Almatı'ya yapılan devasa binalar göz kamaştırıyor. Petrol pahalanmış, litresi bir dolar olmuş. Süleyman Demirel Üniversitesi Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mesut Yılmaz'ın Almatı'da evine misafir olduk. Mesut Bey ve eşi Melike Hanım üç yıldan beri Kazakistan'da bulunduklarını ve buraya alıştıklarını söylediler. Yılmaz ailesi Türk işi hazırladıkları ikramla Kazakistan'da Türkiye yaşattılar. Mesut Bey, Kazakistan'da ev kiralarının bin dolardan aşağı olmadığını, en küçük evin satış bedelinin yüz bin dolar olduğunu ve hatta beş milyon dolara kadar malikanelerin çok satıldığını belirtti. Kazak çadırı; at eti ve kımız! Kazakistan'da son günümüzde çarşı pazar alışverişe çıktık. Ancak giyim ve hediyelik malların çok pahalı olduğunu görünce hayretler içinde kaldık. Haşmetli Ala Dağ'ın kayak yapılan ve teleferikle çıkılan yerine kadar gittik. Hava soğuk ve karla kaplı dağın eteklerine yaklaştıkca oksijeni iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Oraya kadar gitmişken Kazak çadırına uğranmaz mı? Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Muhammed Akdiş Bey bizi Kazak Çadırına götürdü. Orada at eti yedik ve kımız içtik. Yanımda arkadaşım Yusuf Çetindağ kavurma at etini bana bırakmazken, kımızdan ancak bir yudum içebildi. Kazak çadırında Kazakların meşhur envai çeşit kuru yemiş ve yağlı çörek ikramı tam bir ziyafet oldu. yaptık. Kazakistan seferi ve felsefe kongeresini başarılı bir şekilde sona bulmasının mutluluğu organize heyeti Türkiye ayağı başkanı Prof.Dr. Alparslan Açıkgenç Bey'in her halinde okunuyordu. Bugüne kadar kongrenin ilki Türkiye'de, ikincisi Güney Kore'de, üçüncüsü ise Kazakistan'da yapıldı. Gelecek yıl Dördüncü Uluslararası Asya Felsefe Kongresi Endonezya'nın başkenti Cakarta'da yapılacağını şimdiden meraklılarına duyuruyor, emeği geçen herkesi kutluyorum.