Mükellefler yıllardır Türk Vergi Sistemi'nden yakınırlar. Vergilerin yüksekliği, bazı kesimlerin mükellef olmaktan kaçınması, vergi yükünü kayıtlı esnafın sırtına yüklemektedir.

Mali çevrelerin isimlendirmesine göre, kayıtlı seçmenlere kafesteki "yolunacak kaz" gözüyle bakılmaktadır.

Vergi mükellefiyetinden kaçış sürdüğü sürece, kafesteki kazlar daha çok yolunacaklardır.

Mali denetim ve kontrol mekanizmalarının yüzde 2,5 düzeyinde kaldığı ülkemizde, direkt vergi gelirleri düşük düzeyde kalmaktadır.

Direkt vergi gelirlerini yükseltemeyen hükümetler, çareyi dolaylı vergileri arttırmakta bulmaktadırlar.

Son zamanlarda otomotiv sektöründe satışlar, yüz güldürücü bir ivme kazanmıştı. Ama dağlar gibi yükselen bütçe açıklarının kapatılması için en kolay yol olarak seçilen, vergilerin arttırılması yeniden gündeme geldi ve otomotiv sektöründeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) keyfe keder arttırıldı!

Otomobil ve diğer taşıtları ekonominin bir parçası olarak değil de lüks tüketim maddesi olarak algılayan hükümetin tutumu anlaşılır gibi değil!

ÖTV'lerin arttırılması sonucu, otomotiv sektörü ağır bir darbe aldı.

Kayıt dışı ekonomiyi denetim altına alamayan Maliye Bakanlığı, yine kafesteki kazları yolmaya soyunmuştur.

Dünya Bankası'nın ülkelerin kayıt dışılık oranlarına ilişkin olarak 2002 yılında 110 ülkede yaptığı araştırmada, Türkiye'deki kayı tdışı ekonominin GSMH'ye oranının yüzde 32.1 olarak belirledi. Şener, Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında pamuk üretimi ve üreticisinin durumu, kayıt dışı ekonomi ve ekonominin genel gidişatının ele alındığını söyledi.

Şener, kayı tdışı ile ilgili olarak Türkiye'deki tüm sektörlerin ayrı ayrı dinleneceği bir gündem maddesi ortaya konulacağını belirterek, şöyle konuştu: "Çünkü kayıt dışılık her sektörde farklı özellikler taşımaktadır. Her sektördeki kayıt dışılığı ortaya çıkaran özelliklerin masaya yatırılması, değerlendirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gerekir. O halde bunu sağlayabilmek için de sektör temsilcilerinin dinlenmesi gerekir. Biz de Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun önümüzdeki yapılacak toplantılarında sektör temsilcileriyle birlikte toplantılar yapacağız. Bu konuyla ilgili akademisyen ve uzmanlarla birlikte değerlendirmeler yapacak ve alınması gereken önlemleri gözden geçireceğiz." dedi.

Mali sistemdeki kayıtdışılık Türkiye'nin yüzkarasıdır. Bu soygundur, bu en büyük günahtır. Bu haksız kazançtır. Bu tek kuruş vergi ödemeden, parazit gibi yaşamaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı, vergi kaçakçılığının, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek olduğu yönünde, cuma günleri hutbelerinin konusu olmasını sağlamalıdır.

Kaçakları yakalayamayan Maliye, mevcut mükellefleri bunaltarak, yeni vergi kayıp ve kaçakları yaratılmasına yol açmaktadır!

Dünya bankasının Türkiye için tespit ettiği yüzde 32'lik kayıt dışı rakamı iyimser bir tespittir.

Oysa Türkiye'de kayıtdışının boyutu yüzde 50'lerdedir.

Kendisine hakim olmayan kimse hür değildir.

M. Clandius