KARSU... O ARTIK BİR KÜRESEL YILDIZ...

Abone Ol

Karsu sesiyle, yorumlama tekniği ile, besteleriyle, enstrüman çalma yeteneği ile, çeşitli dillerde şarkılar okuyabilme becerisiyle, küresel çapta giderek ünlenen bir değerimiz. Ailesinin ikameti dolayısıyla Hollanda’da yaşayan ve Hollanda merkezli ünlenen Karsu, yakın bir zamanda konserler vermek üzere Türkiye’ye geliyor. 

M.KEMAL SALLI

KARSU'yu ilk defa, 20013 yılında, Çırağan Sarayı'nda, Ülker'in düzenlediği bir ödül gecesinde dinledim; büyülendim.

Böyle bir sesin, böyle bir yeteneğin Türkiye'de neden hak ettiği oranda tanınmadığına bir anlam verememiştim. Yaptığım araştırma sonrasında KARSU'nun, sık sık Türkiye'ye gelmesine rağmen Hollanda'da yaşadığını, yurtdışında ülkemizden daha fazla tanındığını öğrenmiştim.

KARSU, atavatanındaki hayranlarıyla buluşmak üzere yakında Türkiye’ye geliyor; İzmir ve İstanbul’da konserler verecek.

KARSU BOMBASI PATLAYACAK

Planladığı ve anlaşmalarını yaptığı, fakat pandemi nedeniyle ertelenen dünya turunu tamamladığında KARSU’yu, sahnelerde, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında daha sık göreceğiz, başarılarını daha çok alkışlayacağız.

Türkiye'de sahneye çıkması, sesini duyurması, KARSU açısından çok önemli. Önemli, çünkü Türkiye, Hollanda'nın 10 misli büyüklüğünde, genç nüfusu oldukça fazla dinamik bir ülke. Genç bir yeteneğin adını çok geniş kitlelere duyurabilmesi açısından stratejik konumda olan bir ülke.  Bütün bu saydığımız nedenler dolayısıyla Türkiye, KARSU'nun, gerçek değerini dünyaya duyurabileceği bir sıçrama platformu olmuş. Önceki yıllarda Türkiye’de verdiği konserler, KARSU'nun gerçek değerini uluslararası arenada duyurması açısından çok yararlı olmuş. Türkiye'de patlayan KARSU bombası, çeşitli açılardan dünyanın dikkatini çekmiş, şöhret merdivenlerini hızla tırmanmasını sağlamış.

KARSU ÖZEL BİR YETENEK

KARSU, gerçekten özel bir yetenek.

KARSU, henüz çok genç; henüz 30 yaşında..

KARSU, Hollanda'da yaşıyor; 1970'te Hollanda'ya göç eden Hataylı bir ailenin kızı. Adını, doğduğu köyünden almış, KARSU.

Karsu Dönmez, 19 Nisan 1990 tarihinde Hollanda'nın Amsterdam şehrinde Hatay'ın Karsu köyünden göç eden Türk kökenli anne Birgül ve baba Alpaslan Dönmez'in iki kızlarından biri olarak dünyaya gelmiş. Karsu, Hollanda'daki Amerikan Büyükelçiliği'nin verdiği bir burs ile Amerika'ya gitti ve Rhode Island Üniversitesi'nde şan eğitimi almış.

KARSU, küçük yaştan beri müzikle yaşıyor, piyano ve flüt çalıyor: besteler yapıyor.

 KARSU, yalnızca caz değil, pop, bossa nova, blues ve Türkçe şarkılar, türküler söylüyor.

KARSU, Hollanda’da yaşıyor, küresel çapta tanınmak istiyor, ama o bu toprakların kızı. Felemenkçe düşünse de, Türkçe duygulanıyor. 

"YA GEL, YA BİZİ DE ORAYA AL"

KARSU, ailesinin Hollanda'ya göç etmesinin öyküsünü şöyle anlatıyor:

"Dedem Fikret Dönmez 1965’te Hollanda’ya işçi olarak gitmiş. Beş yıl nenem, tek başına yedi çocuğuna bakmış. Ancak sonunda dedeme, 'Ya gel, ya da bizi de oraya al' demiş. Böylece annem ve kardeşleri Amsterdam’a gelmişler."

14 yaşındayken Amsterdam’da, babasının aşevinde garsonluk yapmaktan yoruldukça piyano başına oturup şarkılar söylermiş KARSU; sahne hayatı böyle başlamış..

 Birgün ünlü belgeselci Mercedes Stalenhoef, onu babasının aşevinde şarkı söylerken keşfediyor. Stalenhoef’in beş yılda tamamladığı “Bir Sırrım Var/KARSU” belgeseli, KARSU'yu bütün dünyaya tanıtıyor. Bu arada KARSU da, altı ayda 13 ülkede konserler veriyor.

KARSU caz, blues, funk... İngilizce, Flemenkçe, Türkçe... Karadeniz türkülerinden Türk sanat müziğine kadar, çok geniş yelpazede pek çok ezgiyi yorumluyor güçlü sesiyle.

 "AVRUPA'NIN NORAH JONES'U"

KARSU, kısa zamanda elde ettiği başarılarla, "Avrupa'nın Norah Jones'u" olarak anılıyor. KARSU, önü açıldığında, hak ettiği zirveye kolayca tırmanabilecek bir yetenekti. KARSU’nun şöhreti çığ gibi büyüyüverdi. Bugün onu bütün dünya büyük bir hayranlıkla dinliyor. KARSU bugün, adını küresel çapta kabul ettirmiş bir ses sanatçısı.

KARSU'nun sesinin Norah Jones kalitesinde olduğu, ilk defa, Hollanda’da yayınlanan Het Parool gazetesinde dile getirilmiş: “İkisi de piyano eşiliğinde şarkı söylüyor. İkisinin de besteleri var. İkisinin de kıvır kıvır kahverengi saçları var.”

KARSU, ilk bestelerinin insanların ruhlarında yarattığı etkiyi, babasının aşevinde (Kilim Restaurant) yemek yiyenler üzerinde test etmiş. Bir süre sonra insanlar yalnızca yemek yemek için değil, KARSU'yu ve bestelerini dinlemek için gelmeye başlamışlar; kazançları süratle artmış. İlginç bir ayrıntı, o dönemde KARSU'nun müzikten fazla bir beklentisi yokmuş. Tek amacı, babasının aşevindeki müşteri sayısını artırmak, Kilim Restoran'ın adını duyurmakmış.

"BEN DE BU ADAM GİBİ PİYANO ÇALMAK İSTİYORUM"

Bir gün televizyonda piyano çalan uzun saçlı bir adam görmüş. "Ben de bu adam gibi piyano çalmalıyım" diye karar verdiğinde henüz yedi yaşındaymış.

Ailesi, 'hevesi geçer' düşüncesiyle, önce piyano almak yerine kiralamayı tercih etmişler. Daha sonraları KARSU, komşularının hediye etmesiyle bir piyano sahibi olmuş.

19 yaşındayken Carnegie Hall'e ikinci defa çıkma başarısını göstermiş. Geleceğini müziğe bağlamaya karar verişini anlatırken şöyle diyor: "Kariyerimi bu yönde ilerletmeye çalışsam kimseye bir zararım olmaz. 50'li yaşlara geldiğimde, başkalarını dinleyip alkışlarken, 'keşke ben de müzisyen olsaydım' diye hayıflanmak istemiyordum.”

17 YAŞINDA HOLLANDA KRALİÇESİNE KONSER VERMİŞ

Hollanda Kraliçesi Maxima için 17 yaşındayken sahneye çıkıp şarkılar söylemiş. Konser sonrasında, kraliçeye albümünü hediye etmek istediğinde, çok gurur duyduğu bir ödül almış; kraliçe, 'KARSU, albümün bizde var, kızlar senin şarkılarını söylüyor' demiş.

Karsu Türkçe şarkıları ve türküleri de severek söylüyor. "Gesi Bağları"nı çok seviyormuş. 'Bu şarkıyı Avrupa coğrafyasında nasıl sevdirebilirim' arayışları sonucunda, bossa nova ritminde okumaya karar vermiş. İlginçtir, pekçok türkümüz bossa nova ritminde okunduğunda, daha evrensel bir lezzet kazanıyor. KARSU, rahmetli Neşet Ertaş'ın "Neredesin Sen" türküsüne de kendisine özgü bir yorum kazandırmış.

Hollanda'da yetişmiş olmanın kendisi için şans olduğunu belirten KARSU, "Hatay'ın Karsu köyünde yetişmiş olsaydım kendimi tanıtmada bu kadar şanslı olmayabilirdim" diyor. Geçen yıl köyüne Ricciotti Ensemble Orkestrası ile gitmiş. Köylüler, "Hem annemi hem babamı, ben köyümü özledim" türküsünü ayakta alkışlamışlar.

YEMEK YAPARAK DA HAYATIMI KAZANABİLİRİM

Yemek yapmayı çok sevdiğini belirten KARSU, bu konuda ilginç şeyler söylüyor:

"Yemek işi ailemizin geçim kaynağı. Evde, aşevinde her zaman sarmici (kısır), assır, oruk (içli köfte) gibi Hatay yemekleri pişer. Yemek yapmayı çok seviyorum. Sanatçı olarak iş bulamazsam, ikinci mesleğim aşçılık olur."

HEDEFİM DÜNYA TURUYDU, AMA…

KARSU, hedeflerini ve ço ciddi olarak hazırlandıkları dünya turunun ertelenmesini anlatırken şunları anlatıyordu:

 “Hedefim dünya turuydu. Albüm yapmıştık, çok da iilgi görmüştü; hala da görüyor. Hollanda’da çok başarılı bir tur yaptık. Sonra, birkaç konser için Türkiye’ye geldik; tam 26 konser verdim. Almanya, Belçika yaptık. Biz aslında New York, Washington, Kanada, Londra, Fas, Rusya, Japonya’yı kapsayan bir dünya turu planlamıştık. Korona salgını planlarımızı altüst etti. Çok üzüldüm. Çünkü 10 yıldır, bu turna için çok yoğun çalışarak hazırlanmıştık. Konserler iptal olmadı; ertelendi. İlk fırsatta gerçekleştireceğiz inşallah.

Mesleğim kreatif bir meslek. Onun için, endimi her zaman meşgul edebiliyorum. Herşeye pozitif gözle bakabildiğim için, dünya turumun ertelenmesine çok aşırı üzülmedim.”

BİZ KARSU’YU DİNLEMEK İÇİN CAN ATIYORUZ; PEKİ CANSU KİMLERİ DİNLİYOR?

Bizler KARSU’yu dinlemek için can atıyoruz; peki, KARSU kimleri dinliyor?

 “Bizden Zeki Müren’i, evet yemek yaparken Zeki Müren’i dinliyorum. Nostaljik takıldığımda Mustafa Sandal, Tarkan.. İlham perilerini çağırdığımda Sezen Aksu.. Spor yaparken de Bülent Ersoy..”

Diğerleri tamam da, spor ile Bülent Ersoy’un ilişkisi ne ola ki?

“Bülent Ersoy çok motive edici. Bu salgında çokiyi geliyor bana. Ben salgın döneminde de sürekli gidiyorum spor salonuna. Tek başıma koşu bandında koşuyorum. Kulaklığımdan Bülen Ersoy sesleniyor, o muhteşem sesiyle: ‘Zoor, zoooor.. ne çektiğimi bir Allah bilir’.. Düşünebiliyor musunuz motivasyonu?”

“…Ölmeden önce gerçekleşmesini istediğim bir dileğim var; Bülent Ersoy’la tanışmak.. ‘Hiç beklemediğiniz birgün sizi dinlemeye gelebilir’ diyorlar. Sesim kısılır; hiçbir şey söyleyemem herhalde.”

İNSANLARI MUTLU ETMEK İSTİYORUM

“Gelecekte ne yapmak istiyorsunuz?” sorunu da şöyle yanıtlıyor KARSU:

“Kişisel olarak insanları mutlu etmek istiyorum, sanatçı olarak. Ünlü olmak tuhaf bir şey. Birkaç yıl önce farkettim ki, ünlü olmayı iyi, yararlı birşeye kullanabilirim. İnsanları daha mutlu etmek için, daha güzel bir doğa için.. Savaşa karşı çok çalışmalar yaptım. Hasta çocuklar için güzel, yararlı birşeyler yapabilmek.. O zaman ünlülük benim için de güzel bir şey oluyor.”

“…Ve gelecekte de insanları mutlu etmek istiyorum, müzikle, sanatımla ve yemeklerimle..”