“Bismillah her hayrın başıdır.” cümlesi bir, fakat pîr cümledir. Anlat anlat bitmez. Söyle söyle tükenmez. Mânâ yüklü, anlam dolu, yer kaldırmaz, gök götürmez, ağır mı ağır, büyük mü büyük, çok muazzam, çok muhteşem bir anahtar sözcük.

     Çünkü ebedî saadet kapısının tılsımı bu sözde saklı.

     Çünkü ebedî mutluluk anahtarı bize, ancak bu sözü baş tâcı etmekle verilecek.

     Çünkü bu söz, metot ve usûl gösterici, rotamızı çizici bir mâhiyet / içerik taşıyor.

     Çünkü “Bismillah her hayrın başıdır.” sözü ebedî / sonsuz Saadet Sarayı’nın taç kapısı hükmünde.

     Çünkü, bu altın söz “Efradını câmi, ağyarını mâni.” bir ifade. Âdeta söylenecek her şey söylenmiş, lüzumsuz hiçbir şeye yer verilmemiş tek cümle.

     Hz. Mevlânâ der ki: “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.”

     İşte “Bismillah” deyişi, hem aynı dili konuşanların, hem de aynı duyguları paylaşanların 

 anlaşma vasıtası / aracıdır. 

     Bunun içindir ki, “Bismillah” mübarek bir kelime, tılsımlı bir söz, kalpleri birbirine açan altın bir anahtar. Nitekim “Bismillah” lâfzı, Arz’dan Arş’a yükselerek kalpleri Allah’a rabteder / bağlar.  Arş’tan Arz’a inerek de kalbleri birbirine kenetler.

     “Bismillah” kula, kul olduğunun bilincini aşılar.

     “Bismillah” kulu, kul olduğuna bağlayan; kutsal mı kutsal, kopmaz bir bağdır.

     “Bismillah” her işin başında, onunla başlanması gereken bir kelime. Velhasıl:

     “Bismillah” bir intisap / bir mensubiyet / bir aidiyet; başı boş olmadığımızın bir parolası. 

     “Bismillah” sahipsiz bir mülk içinde bulunmadığımızın remzi ve işareti.

     “Bismillah” mülk sahibinin, elimize verdiği serbest dolaşım kartı.

     “Bismillah” kimliğimiz ve hüviyetimizin vesikası / belgesi.

     “Bismillah” bağlılığımızın nişanesi. Şahsiyetimizin göstergesi.

   “Bismillah” demek, her şeye “Mânâ-yı Harfî” ile bakmak, yâni her şeyi başkasının mânasını gösteriyor diye düşünmektir. Her şey, başkasının bilinmesine yarıyor, her şey Yaratana işaret ediyor diye anlamaktır. Her şeye sırf “Kendi şahsı ve zâtı için” bakmamamız gerektiğinin de veciz / özlü bir ifadesidir.

    Kısaca “Bismillah” demek, her şeye Allah için, Allah adına bakmanın, bakıyor olmanın en özlü biçimde dile getirilişidir.

  “El mer’ü me’a men ehabbe.” / “Kişi, sevdiği ile beraberdir.” Bu hadis-i şerif, bizleri düşündürmeli. “Bismillah” lâfzını dilimizden eksik etmez olmalı. Böylece sevdiğimizle beraber olmanın yolunu bulmuş. Sevdiğimizle beraber olmanın sırrına ermiş oluruz.

    Çünkü “Bismillah” demek, en büyük mahbub / sevgili / en çok sevilen Allah ile bir ve beraber olmanın, en büyük delili / kanıtıdır.

     “Bismillah, her hayrın başıdır.” deyişi aslında bir tekliftir. Öyleyse her şeye bu sözle başlamalı. Hem zaten böyle başlamak gerekir.

    Çünkü bu başlayışta aynı zamanda bir tebliğ / bir çağrı, buna uyup uymamakla karşılaşma, söylenmesinde, güzel bir karşılık var. Söylenmez oluşunda ise, ceza söz konusu. Bu teklif karşısında “Ey insan, sen bilirsin artık.” demek istenir.

      Fakat insan, bunu söylemesi, söylediğinin de gereğini yapması için yaratıldı. Artık  kendi bileceği bir iş. İster söyler, ister söylemez. Ama unutmasın ki, bu tercih / bu seçim, bu sınav sırrı için var edilmiştir. 

      Kaldı ki, en şerefli yaratık olması da bu yüzden değil mi? Hem zaten insan olan insandan, bu beklenir, bu bekleniyor. Zira bu teklif, mahlûkat içinde sadece insana yapılıyor. 

   Çünkü bu hükmü yerine getirmek, sadece insana düşüyor. Bu söylem, ey insan sırf senden isteniyor. İşte bütün bunlardan ötürü, mahlûkatın / yaratılmışların en şereflisi sensin. Anla artık bu sözü. Anla artık bu sırrı / bu gizi.