Cumhurbaşkanı Erdoğan; Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ve Özbekistan  Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile görüşmelerinde, Kazakistan'ın istikrarı ve güvenliğinin, komşuları başta olmak üzere, tüm bölge için çok önemli olduğunu vurgulayarak, kardeş Kazakistan'ın diyalog yoluyla bu sorunu aşacağından emin olduğunu, gerek duyulması halinde Türkiye'nin her türlü teknik bilgi ve tecrübe paylaşımını gerçekleştirmeye hazır olduğunu belirtti. 

Kazakistan’da, doğalgaza ve sıvılaştırılmış doğalgaza yapılan zamlar nedeniyle 2 Ocak’ta, Almatı merkezli başlayan protestolar, giderek büyüyerek diğer kentlere de yayıldı; ülke kısa bir sürede kaos ortamına sürükleniverdi. Polis araçlarını ve askeri araçları ateşe veren, işyerlerini yağmalayan, devlet binalarına giren protestocularla güvenlik güçleri sert bir şekilde müdahale etti. Gösteriler sırasında güvenlik güçleriyle protestocular arasında yaşanan çatışmalarda hayatını kaybedenler ve yaralananlar oldu.  

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, protestolardan sorumlu tuttuğu hükümetin istifasını kabul ettiğini, zamların geri alındığını duyurmasına rağmen,  protestoların son bulmaması nedeniyle olağanüstü hal ilan etti. 

Olayların gelişmesinden kaygı duyan Cumhurbaşkanı Tokayev, üyesi oldukları Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden (KGAÖ) yardım istedi ve KGAÖ de, aldığı karar doğrultusunda ülkeye asker gönderdi. KGAÖ, 2002 yılında, Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Ermenistan’ın katılımıyla kurulan NATO benzeri bir askeri ortaklıktır. 

Şimdi, Kazakistan’da yaşanan protesto olaylarının nedenleri, geri plandaki dinamikleri ve Cumhurbaşkanı Tokayev’in KGAÖ’nü daveti sonrasında yaşanabilecek olası gelişmeler sorgulanmakta. 

OLAYLAR NEDEN VE NASIL BAŞLADI?

2 Ocak’ta, doğalgaz zammını protesto amacıyla halkın sokağa dökülmesiyle Almatı merkezli başlayan gösteriler, süratle diğer kentlere de yayıldı. Cumhurbaşkanı Tokayev, zamlardan sorumlu tutulan hükümetin istifa ettiğini, zamların geri alındığını duyurmasına rağmen protestolar durmadı. Cumhurbaşkanı Tokayev’in Güvenlik Konseyi Başkanı olarak görev yapan Nursultan Nazarbayev’in yetkilerini de kendisinin yüklendiğin açıklaması bile gösterilerin durmasını sağlayamadı. Çünkü protestoların nedeni yalnızca doğalgaz zamları değildi. Protestoların başlamasının “nedeni” doğalgaz zamlarıydı, ama olayların arka planında başka nedenler, başka dinamikler vardı. 

Kazakistan jeostratejik yönden çok önemli bir ülke. Yeni dünya düzeninin omurgasını oluşturan Yeni İpekyolu’nun (Bir Yol Bir Kuşak) en önemli halkasını oluşturuyor. 

Kazakistan, altın, gümüş, bakır, titanyum, uranyum gibi değerli madenlerin yanı sıra zengin enerji kaynaklarına sahip bir ülke. 

1991’de Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanan Kazakistan, 30 yıl gibi kısa bir zaman diliminde, çeşitli alanlarda gerçekleştirdiği başarılarla, en gelişmiş 40 ülke arasında yer alan bir ülke.  

Bütün bunlar dikkate alınarak, Kazakistan’da, 2 Ocak’tan bu yana yaşanmakta olan gelişmeler, “Nazarbayev faktörü” ve “KGAÖ’nün barış gücü olarak davet edilmesinin olası sonuçları” başlıkları altında irdeleniyor. 

ZAMLAR NEDEN YAPILDI? 

Petrol ve doğalgaz zengini olan Kazakistan’da, 2 Ocak’ta halkın sokağa dökülmesine neden olan doğalgaz zamlarının neden yapıldığına ilişkin inandırıcı bir neden bulunmuş değil. 

Janaozen gibi, ülkenin enerji terminali olarak anılan bir kentte akaryakıt fiyatlarının sürekli artması, protestoların yeniden alevlenmesine neden oldu. Janaozen, ücret yetersizliği nedeniyle sık sık protestolara sahne olan bir kent. En son 2011 yılında işçiler, ücretlerinin artırılması için sokağa dökülmüş ve çıkan çatışmalarda 15 kişi hayatını kaybetmişti. 

Kazakistan’da kişi başı milli gelir 25 bin dolar civarında, fakat bu göstergenin halkın yaşam kalitesinde tam karşılığı yok. 

İzlediği çok vektörlü denge politikalarıyla Kazakistan’ı bir dünya markası yapmayı başaran Nazarbayev, Batılı enerji şirketleriyle yaptığı anlaşmalarda onlara önemli paylar vermekle, Kazakistan’da yeni oligarklar oluşturmakla, kızı Dinara ve damadı Timur Kulibayev’e büyük avantajlar sağlamakla eleştiriliyor. 

Bütün bunların gelir adaletsizliğine yol açtığı, memnuniyetsizlik yarattığı, protesto gösterilerinin başlamasına neden olduğu söyleniyor. 

Bu arada Nazarbayev’in Rusya’nın Doğu Ukrayna ve Kafkasya ataklarını kullanarak, Rusya’nın ülkedeki etkinliğini azaltmaya çalıştığını, bunun da Kremlin’i öfkelendirdiği konuşuluyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un sözlerini bu açıdan değerlendirmek gerekir: “Kazakistan’ın Latin Alfabesine geçmesi ve Türk milliyetçiliğini sistematik olarak desteklemesi sonucunda ortaya çıkan bu olaylar, dar görüşlü milliyetçiliği geliştirmeyi ve Rusya ile işbirliğini itibarsızlaştırmayı amaçlayan dış desteğin sonucudur.” 

Son haberlere göre, gösterilerin kendini ve ailesini hedef alan Nazarbayev’in, sağlık gerekçesiyle Kazakistan’ı terkettiği yönünde. 

CUMHURBAŞKANI TOKAYEV’İN KGAÖ DAVETİ

Cumhurbaşkanı Tokayev, zamlardan sorumlu tutulan hükümetin istifasını kabul etmesine, Nazabayev’in Güvenlik Konseyi Başkanlığı’ndan alındığını açıklamasına rağmen olayların durmaması üzerine, üyesi bulunduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün barış gücünden yardım istedi. 

Şimdi Rusya; Suriye, Ukrayna, Belarus ve Karabağ’dan sonra yeniden Kazakistan’da. Kazakistan’da büyük yatırımları olan Chevron (ABD) ve Exxon Mobile (İngiliz) gibi şirketler nedeniyle Batı’nın ve Yeni İpekyolu Projesi’nin ana halkalarından bir olması dolaysıyla da Çin’in, bu davete ne gibi bir tepki göstereceği merak ediliyor. 

KGAÖ barış gücü olarak gelen Rusya’nın Kazakistan’da uzun süre kalmak istemesinden kaygı duyuluyor. Çünkü, yeni dünya düzenin ana omurgasını oluşturacak olan Yeni İpekyolu’nun en önemli halkası Kazakistan. Kazakistan’dan Azerbaycan’a, Zengezur Koridoru’yla Anadolu’ya uzanan Yeni İpekyolu, Türkiye üzerinden Avrupa coğrafyasına ulaşırken Rusya devredışı kalıyordu. 

Şimdi, Rusya, Kazakistan’da etkin olursa, Türkistan coğrafyasına tarihi rolünü geri kazandıran Yeni İpekyolu’nu, Kazakistan’dan sonra ülkesine yönlendirecek, Orlenburg, Çelyabinks ve Omsk üzerinden Avrupa’ya bağlamaya çalışacaktır. Bu gerçekleşirse, hem Yeni İpekyolu’nun önemli bir kanadı Rusya’nın kontrolüne geçmiş hem de Türkistan coğrafyası büyük bir ekonomik kayba uğramış olacaktır. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: "SORUNLARIN AŞILACAĞINA İNANIYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Dönem Başkanı olarak, Kazakistan'daki gelişmeler hakkında teşkilat üyesi ülkelerin liderleriyle telefonda görüştü. Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile yaptığı görüşmede de, dost ve kardeş Kazakistan'da yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiğini belirterek, olaylarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara şifa temennisinde bulundu.

Türkiye'nin Kazakistan'la dayanışma içinde olduğunu ifade eden Başkan Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı'nın da yaptığı açıklamada Kazakistan'ın yanında olduklarını belirtti ve Kazakistan'da yeni hükümetin bir an önce kurulmasını ve gerginliğin kısa sürede sona ermesini temenni ettiğini, Kazakistan halkının karşılıklı güven ve diyalog çerçevesinde sorunları aşacağına inandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ve Özbekistan  Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile görüşmelerinde, Kazakistan'ın istikrarı ve güvenliğinin, komşuları başta olmak üzere, tüm bölge için çok önemli olduğunu vurgulayarak, kardeş Kazakistan'ın diyalog yoluyla bu sorunu aşacağından emin olduğunu, gerek duyulması halinde Türkiye'nin her türlü teknik bilgi ve tecrübe paylaşımını gerçekleştirmeye hazır olduğunu belirtti. 

“UZAKTAKİ KARDEŞİM”

Kurtuluş Savaşı verdiğimiz zor günlerde, binlerce kilometre uzaklardan, yazdığı şiirlerle bizlere “Uzaktaki Kardeşime” diye seslenen Mağcan Cumabayev atamızı hiçbir zaman unutmadık. Her fırsatta rahmet ve saygıyla andık. Sovyetler döneminde ülkesini terk ederek Himalaya Dağları’nın karlı buzlu tepelerini aşıp Hindistan’a,  oradan ikinci vatan bildikleri Türkiye’ye ulaşan Kazak kardeşlerimizi biz Mağcan atanın kardeşleri olarak kucakladık, bağrımıza bastık. 

Kardeşlik böyle zor günlerde belli olur. Kazak kardeşlerimize, bu sıkıntılı dönemlerinde, elimizden gelen desteği vermek zorundayız. 

Kazakistan’ın tez günde mutlu ve istikrarlı günlerine kavuşmasını diliyoruz.