Sezona başında ön yargılı olmamak ve de felaket tellallığı yapmamak adına dile getirmemiş ve Fenerbahçe’nin Erol Bulut için öyle birkaç değil, en az yirmi numara büyük olduğunu yazmamış ancak, çevremde meslektaşlarım da dahil herkesle paylaşmıştım.

Bu düşüncemin ne kadar doğru olduğunu geçen süre gösterdi ve Gençlerbirliği maçı da bu durumu sizlerle paylaşmamı kaçınılmaz noktaya getirdi.

Evet, bu sezon yaptığı transferlerle tüm futbol kamuoyunun favorisi ilan edilen Fenerbahçe’nin aslında çok da net bir biçimde favori olmadığını, çünkü her iyi kadronun iyi de bir teknik direktöre ihtiyacı olduğunu dile getirirken birçok insanın eleştiri oklarının da hedefine oturtuldum…

Üzgünüm ki zaman beni haklı çıkardı. Ancak, beni haklı çıkaran zaman ve koşullar da gösterdi ki, Erol Bulut’un henüz Fenerbahçe’nin ağırlığını taşıyamayacak durumda olması da değildi tek problem.

Başkan Ali Koç da dahil olmak üzere, bu sezon hakem komedilerinin Fenerbahçe aleyhine bu kadar aleni bir biçimde sahneye konulacağını ön göremedi.

Her ne hikmetse de özellikle Kadıköy’de oynanan maçlarda çok daha rahat sahnelendi bu oyunlar. Galatasaray, Göztepe ve en son Gençlerbirliği maçları çarpıcı örneklerdi bu anlamda.

Siz değerli okurlar bilir, hakemlerle fazlaca uğraşan, onları malzeme eden, yazıp çizen biri değilimdir. Ancak ne olur birileri çıksın ve bana Gençlerbirliği’nin attığı ikinci golün ofsayt olmadığını anlatsın. 

Bakın bu pozisyonda ben ne maçın hakemi Abdülkadir Bitigen’i ne de yardımcı hakem Kerem Ersoy’u suçluyorum. Olabilir göremeyebilirler. Bu maçın VAR hakemi Mete Kalkavan ve AVAR hakemi İbrahim Çağlar Uyarcan ne iş yaparlar? Nasıl ve hangi gerekçeyle ‘Gol’ kararı verdiler, merak ediyorum. Çünkü bu karar, çok net bir zarar oldu Fenerbahçe için.

Futbol denilen bacasız sanayi platformunda, bu oyunun tüm paydaşlarına ihtiyaç var. Futbolun önemli bileşenlerinden biri olan hakemlerin bana göre bu sihirli oyundaki en formsuz öğe olduğu da artık çok net ve açık.

Dünyanın en iyi ikinci hakemi gösterilen Cüneyt Çakır’ın bir Türk oluşundan övünç duymama, hakemin de bir insan olduğu gerçeğiyle, herkes gibi hata yapabileceğine, VAR sisteminin eğrisiyle doğrusuyla son derece gerekli bir uygulama olduğunu düşünmeme karşın, bazen ne yapacak bir şey ne de söyleyecek söz bulamıyorum inanın.

Konuyu çok fazla uzatmanın anlamı yok. Hakemlerden canı yanan açıyor ağzını yumuyor gözünü zaten. Ancak dünyanın merkezinin kendileri olduğunu zannedenler de görüp anlamalı ki, adalet sadece sana bana değil, herkese lazım.

Bu gerçeği algılayıp içselleştirebildiğimiz an söylemlerimizle eylemlerimiz de örtüşecek ve daha bilinçli bir toplum olacağız.

Hoşçakalın…