Karaçay Sürgünü 70. yıldönümünde anıldı

Abone Ol


İkinci Dünya Savaşı’nın bütün hızıyla devam ettiği 1943-1944 yıllarında, Sovyetler Birliği’nin kendi vatandaşlarına uyguladığı sürgün ve soykırım hareketi bugün pek çok yönleriyle bilinmektedir.
2 Kasım 1943 tarihinde Kafkasya’dan Karaçaylıların sürülmeleriyle başlayan bu felaketler zinciri, 1944 yılı Şubat ve Mart aylarında Çeçen-İnguşların ve Malkarlıların Kafkasya’dan tehciriyle devam etmiş, Mayıs ayında Kırım Tatarlarının ata yurtlarından sürülmeleriyle en korkunç boyutlarına ulaşmıştır. Perdeyi ise 1944 yılı sonlarında Gürcistan’ın Türkiye sınırlarında yaşamakta olan Ahıskalıların sürgünü kapatmıştır.
Karaçay halkının 19. yüzyıl başları ile 20. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı yaklaşık yüz kırk yıllık bir dönem savaşlar, göçler, sürgünler ve soykırımlarla geçmiştir. Bu süre içinde Karaçaylılar nüfuslarının büyük bölümünü kaybetmişler, en değerli evlatlarını savaş ve sürgünlerde şehit vermişlerdir. Karaçay halkının yakın tarihindeki bu acı, hüzün ve gözyaşı dolu hadiseler içinde özellikle üç ayrı döneme ait Kasım ayları öne çıkmaktadır. Bu bir tesadüf müdür, yoksa Karaçaylıların kaderlerine yön veren ilahî bir takdir midir, bunun cevabını vermek güçtür. Karaçay halkının kaderini etkileyen bu üç acı dolu Kasım aylarını şöyle sıralayabiliriz:
Birincisi, 1828 yılı Kasım ayında General Emanuel komutasındaki Rus ordusunun işgaline uğrayan Karaçay’ın bağımsızlığını kaybetmesi.
İkincisi, 1905 yılı Kasım ayında Karaçay halkının büyük bir bölümünün ata yurtlarını terk ederek Osmanlı Devleti topraklarına göç ettirilmeleri.
Üçüncüsü, 1943 yılı Kasım ayında Karaçaylıların Kafkasya’daki vatanlarından Orta Asya ve Sibirya’ya sürgüne gönderilerek soykırıma uğratılmaları.
Bu olayları kısaca incelersek, Kasım ayına tesadüf eden bu hadiselerin Karaçay halkının yakın tarihindeki ve kaderindeki önemini daha iyi anlayabiliriz.

KARAÇAY SÜRGÜNÜ
70.YILDÖNÜMÜNDE ANILDI


BAŞKENT ANKARA’DA 2 KASIM 1943 KARAÇAY SÜRGÜNÜNÜN  70. YILDÖNÜMÜ DOLAYISIYLA ANMA PROGRAMI DÜZENLENDİ

Elbruz Bilim ve Kültür Akademisi Derneği ile Avrasya Yazarlar Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen 2 Kasım 1943 Karaçay Sürgününün 70. Yıldönümü ve sürgün kurbanlarını anma programı Başkent Ankara’da gerçekleştirildi.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi ve Elbruz Bilim ve Kültür Akademisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ufuk TAVKUL’un konuşmacı olarak katıldığı programa R.F.  Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti temsilcileri, Kazakistan Ankara Büyükelçiliği danışmanı Zafer Kibar, akademisyenler, siyasetçiler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, yazarlar, sürgünü yaşayanların aile fertleri, öğrenciler ve Ankara ile çevresinde yaşayan Karaçay Malkarlar katıldı.
Yoğun bir katılım ile Kabakçı konağında düzenlenen etkinlikte tam 70 yıl önce yaşanan ve trajik Türk halkları sürgünlerinin ilklerinden olan Karaçay Sürgünü anma programı Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yrd.Doç.Yakup Ömeroğlu’nun takdim ve açılış konuşmasıyla başladı.
Ömeroğlu, 2 Kasım 1943 yılında Karaçay Türklerinin yaşadığı elim trajedinin tüm Türk halkları sürgünlerinde olduğu gibi sadece bir Türk halkının topyekûn ata yurdundan sökülüp atılması olayı olmadığını, aynı zamanda ana dili, edebiyatı, tarih ve kültürel değerlerinin de doğduğu topraklardan sürülmesi anlamına geldiğini vurgulayarak milletlerin milli şuurlarının bu tür sürgünlerle yok olmanın eşiğine getirildiğinin altını çizdi. Avrasya Yazarlar Birliği olarak aylık yayımlanan Kardeş Kalemler dergisinin hemen her sayısında Karaçay-Malkar yazarlarının eserlerinin yayımlandığını belirten Ömeroğlu, derginin Mart 2011 döneminde yayımlanan 51. Özel sayısının Karaçay-Malkar Sürgün Edebiyatı olarak neşredildiğini vurguladı.
Araştırmacı-Filolog Ufuk Tuzman ve Ufuk Tavkul tarafından hazırlanan özel sayı Orta Asya steplerine sürülen Karaçay-Malkar yazarlarının yaklaşık 14 yıllık sürgün yaşamlarında kaleme aldıkları şiir, hikaye ve anılardan oluşmakta.
Kuzey Kafkasya Stavropol Bölgesi 1. Müftü yardımcısı sayın Muhammed Batçayev’in Kuran-ı Kerim okuması ve duasıyla başlayan toplantıda, Karaçay Türklerinin hayvan vagonlarıyla başlayan sürgün süreci tüm yönleriyle Prof. Dr. Ufuk Tavkul’un zengin görsel sunumuyla katılımcı konuklara anlatıldı.
Kabakçı konağını dolduran katılımcılara programın ilk bölümünde Karaçay-Malkar Türklerinin kimler olduğunu ve bölgenin demografik yapısını tanıtan Prof. Dr. Ufuk Tavkul, bu sürgünün hazırlık safhası ve gerekçelerini tüm açıklığıyla ortaya koydu.
Karaçayların hak etmediği bir bedeli büyük acılarla ödemek zorunda kaldığını vurgulayan Tavkul, zengin fotoğraf içerikli hazırlanmış belgesel sunumuyla sürgün aktörlerinin ve siyasi yapının sürgün dönüşü Karaçaylıları kendi evlerini satın almak zorunda bıraktığını, bir çok insanın ise imkansızlıklar ve dönemin yaşam şartları dolayısıyla sürgün edildikleri Kazakistan ve Kırgızistan’da kaldıklarını belirtti. Katılımcıların program süresince duygulu anlar yaşadığı dikkatten kaçmadı.
Kazakistan Ankara Büyükelçiliği danışmanı Zafer Kibar ise Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in yazdığı bazı kitapların Türkiye Türkçesine çevrildiğini ve Nazabayev’in Karaçay sürgünüyle ilgili acı anılarını da kaleme aldığını ve o günlerde Karaçay-Malkar sürgünleri ve özellikle kardeşi gibi gördüğü Hüseyin Haciyev ile kurduğu samimi dostluğu bugün de unutamadığını vurguladı.

BAŞKENT ANKARA’DA ELBRUZ BİLİM VE
KÜLTÜR AKADEMİSİ DERNEĞİ KURULUYOR


Programın ikinci bölümünde Türkiye ve Dünyada yaşayan Karaçay Malkar aydınlarınca kuruluş aşamasında olan Elbruz Bilim ve Kültür Akademisi Derneği Başkan yardımcısı Ufuk Tuzman kısaca “Elbruz Akademi” olarak anılan ve kuruluş aşamasını tamamlamak üzere olan derneğin amacını, Yönetim Kurulu üyelerini ve hedeflerini konuklara tanıttı.
Derneğin amacının Türkiye ve Dünyadaki Karaçay-Malkarların tarihi ve kültürel unsurlarının tespiti, tanıtılması ve korunması; Kafkasya ile kültürel bağların devamlılığının sağlanması doğrultusunda eğitim, bilim, kültür, toplum ve sanat alanlarındaki faaliyetleri yürütmek ve akademik düzeyde yayınlar yapmak olduğunu belirten Tuzman, sürgünlerin dernek çalışmalarında ayrı bir önem taşıyacağını vurguladı.
Tuzman, Ata yurt başta olmak üzere Karaçay-Malkarlıların yaşadığı ülkelerle veya haklarında çeşitli araştırmalar ve çalışmalar yürüten bilim ve araştırma merkezleri, enstitüler gibi kuruluşlarla ortak işbirliği projeleri gerçekleştirmek istediklerini, bununla ilgili ön çalışmaların başlatıldığını vurguladı.
Toplantıya iştirak eden STK temsilcileri programın ikinci bölümünde duygu ve düşüncelerini paylaştılar. Yaklaşık 3 saat süren anma ve sohbet programı sonunda Elbruz Bilim ve Kültür Akademisi Derneği kurucu üyelerinden Selim İtez Karaçay-Malkar gençleri adına Türkiye genelindeki yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören Karaçay-Malkar gençlerini bir araya getirecek bir program düzenlenerek, gençlere yönelik dil, kültür ve tarih alanlarında ortak projeler yürütülmesinin Elbruz Akademi çalışma programına almasını önerdi.
Önerinin önemine dikkat çeken gençler nesiller arasında milli ve kültürel paylaşımın daha da artacağı görüşünü dile getirdi.

UFUK TUZMAN