Titanyum dioksit adında bir madde var, uluslararası kodu E171. Bazı ürünlerde CI77891 koduyla yer alıyor. Bu maddenin ne kadar tehlikeli olduğuna bakarsak kanser vakalarının artışına şaşırmamalı. 

Titanyum dioksit, atom altı çalışan nano teknolojik bir boya. Nem dengeleyici olarak da işlem görebiliyor. Milyonlarca küçücük nanoteknolojik parçacıklar, insan hayatının her alanında yer alıyor.

tio2 olarak yazılan bu bileşik, kimya endüstrisinde en yüksek oranda katalizör olarak kullanılıyor. Üretilmesi en ilginç proseslerden biri, zira fluidized bed reaktör kullanılması önemli bir olay. Havada, suda ve çeşitli yüzeylerde organik maddeleri parçalayarak su ve karbondioksit oluşturuyor.

“Katkı maddesi” olarak kullanılan kimyasallardan, sadece  bir tanesi olan titanyum dioksit, en fazla tüketilen şeylerin yegâne katkısı. Canlıların hücrelerine nüfuz edebilecek şekilde üretilmiş. Boyutu çok küçücük olduğu için canlıların DNA yapısını bile bozabilecek kadar tehlikeli.

Yaşayan bir canlı olan titanyum dioksit hemen her alanda; ilaçlarda, diş macunu, çocuk diş macunu, diş beyazlatıcılarında, sabun, şampuan, deterjanda, kişisel bakımda; krem, güneş kremi, ağda, rolonda, kozmetik ürünlerde, makyaj malzemelerinde, plastikte, leke tutmayan, lekeyi yok eden kumaş ve duvar boyalarında, sakız, un, tuz, şeker, donuts, beyaz leblebi, şekerleme, çikolata, bonibonlarda, karbonat, hazır üçü bir arada kahve, beyaz peynir, kabartma tozu,  Bim ve A101 deki dışı beyaz bademli çikolatalı şekerde, eflor probiyotıkte, salata sosları gibi düşük yağlı ürünlerde, yağsız süte parlaklık vermek için sayısız hazır gıdada kullanılıyor.

Kağıt, kağıt havlu, tuvalet kağıdı, mendillerde yüzde yüz selülozdan üretiliyor ancak işlenme aşamasında ağartılırken hangi yöntemle, maddeyle ağartıldığı önemli. Bu bilgi de etikette bulunmuyor. Endüstride adı titan diye bilinen madde aslında beyazlatan deterjanlarda lekeyi çıkarmıyor. İçinde bulunan titanyum dioksit ile beyaza boyanıyor.


Titanyum dioksit kimyasal kalıcı bir madde olduğundan vücut tarafında asla parçalanamıyor. Vücut tarafında tanınmayan ve kullanılmayan kimyasal bu madde vücutta depolanıyor.  Böylece kromozomlara zarar vererek gen yapısını bozuyor. Kuvvetli nem tutucu oluşu vücudun su dengesini de bozuyor. Hücrelerin içine kolayca nüfuz edebilen bu yapı hücre içerisinde her tarafa saldırmasıyla kansere yol açıyor.