Kalleş kelimesini oldum olası  hiç sevememiştim.Hâlâ da sevmiyorum.

Aklıma ilk gelen,direkt beynimde şimşekler çaktıran hastalık ve ölümü çağrıştırdığı için çok soğuk ,itici ve korkunç geliyor bana.O yüzden çaresiz,kalıcı hastalıkların ve ölümün adı bende kalleş olarak yer aldı.Keşke kalma-leş veya git-leşhatta olma-leş olsaydı belki daha bir sever miydim bilmiyorum ben bu -leşi?Mesela kanser;çok kal-leş bir hastalık.Ne zaman geleceği, ne kadar kalacağı ve nasıl gideceği hiç belli olmadığı için tam ona uyarlanmış bir isim.Aids  de aynı şekilde.Ne zaman gelip ne zaman gidececeğini bilmiyoruz  çünkü.Kangren olup kesilen kollar,bacaklar,bir çok uzuv yok olup gidiyor.İşte ben buna da kal-leş ve sinsi diyorum kendi çapımda.Diyaliz e giren,yitip giden günahsız böbrekler, infilak etmiş kalp ve beyin  damarları,gizliden gizliye yok olan kal-eş hastalıklar.Engelli doğan bebekler ömür boyu o kal-leşin pençesinde cebelleşiyor.Okurken bile zorluk çektiren boğazımızda düğümlenen cümleler kal-leş değil de ne?Doğru düzgün beslenememekten,gdolu yiyeceklerden yemek yemekten korkar olduk.Çünkü genetiği bozulan çocuklar kal-leş e kapılıp gidiyorlar.Obezite hastalığına kucak açmak zorunda kalıyor ne yazık  ki.Saymakla bitmek bilinmeyen,sonu gelmeyen bol çeşitli kal-leş likleri fabrika gibi üretir hale geldi ülkemiz. Bu kal-leş kelimesini genelde kötü insanlar ve kötülükler için kullanıyorlar. Bence bu illet hastalıkların bu kötü insanlardan hiç bir farkının olmadığının,bize nasılda kal-leş lik yaptığını sizlere bir kere daha hatırlatmak istedim. 

Sevgiyle kalın