KAHPE KADER

KADER KAHPEDİR.. OYUN OYNAR, BAZEN DÖNER, BAZEN UTANIR.

Abone Ol

Önceden bilerek farklı tercihler yapsaydık sonuç farklı olur muydu... Kader değişken midir yoksa sabit bir etken mi. Belki de edilgen! Kaderin bildiği hiçbir şey yok belki.. Biz yazıyoruz, biz çiziyoruz, biz yaşıyoruz! Kaderimizi yaşıyoruz

Kaderi değiştirmek mümkün mü. Peki değiştirdiğimizi düşündüğümüz kaderimiz aslında olması gereken ise o zaman bizim çabalamamız niye. Hiçbir şey yapmasak ta kaderimiz gerçekleşecek demektir değil mi. Zamanı geri sarıp tercihimizi değiştirmediğimiz sürece asıl kaderimizin ne olduğunu da bilemeyeceğiz. Eğer kader bizim tuttuğumuz yola göre şekilleniyorsa

kaderimizi kendimiz yazıyor olmuyor muyuz. Peki kaderimizi belirleyebiliyorken neden kadersiz olduğumuz fikrinde kapılıyoruz. Neticede; KADERSİZLİK TE BİR KADER.. KAHPE KADER.

Kontrolü bizde değil gibi aslında kaderin. Özellikle küçük şeylerin seçimleri için sarfettiğimiz zamanı düşünürsek büyük şeylerin seçimini yapabilmek ne derece kolay ki. Çoğu zaman kahvaltıda ne yiyeceğimize bile karar veremiyoruz, canımız o an ne çekerse ona meyilleniyoruz. Yalnızken pek çok kez kahvaltı hazırlamaya üşenip aperatif birşeylerle geçiştirdiğimiz yalan değil. Annemiz başımızdaysa eğer, o önümüze ne koyuyorsa onu yiyoruz. O zaman kaderimizi annemiz belirlemiş oluyor. Annemizin önümüze koyduğunu yiyip yememek te bir tercih tabi. Tercih ettiğimiz besinleri yediğimiz, diğerlerini gözardı ettiğimiz için yıllar yıllar sonra başımıza gelen hastalıklar.. Kader mi. Domates mi peynir mi, ne basit bir

soru değil mi... Ama bu basit sorunun cevabı bizim kaderimiz.

Acaba verdiğimiz kararları biz vermiyoruz da başka şey mi yönetiyor bizi. İçgüdüsel olarak yaptığımız seçimler acaba yönlendirilmiş cevaplar mı. Tahşiş yapılan gıdalar sebebiyle maruz kaldığımız hormon ve katkı maddelerinin toksik birikimi, ekonomik yoksullukla sebep yoksunluk veya kapitalist düzenin nimetlerini ile gelen refah bir yaşam ve tıkınasıya beslenmek.. Tercihimiz mi! Peki içgüdümüze karşı gelip içimizden gelen o sesin tersini yapsak! Canımız çikolata istediğinde kendimize "Hayır" diyebilsek mesela. Buna irade diyorlar. İradeli olmak kaderimizi etkiler mi...! Büyük bir kararlılıkla yaptığımız rejimler, azimle devam ettirdiğimiz spor, okul sıralarında kafamızın almadığı zorunlu dersler, kendimizi şartlayarak çözdüğümüz testler ve kaderimizi belirleyecek sınavlar.. Pamuk ipliğine bağlı bir şeyi çekiştirip durmak gibi birşey değil mi! O

pamuk ipliğine durmadan asılıp durup yön vermeye çalışmak mı (Ki kaderle bağının kopma ihtimalini de düşünmek gerek), yoksa kaderin çizdiği istikamette sakince sürüklenmek mi.. Hangisine doğru!

Nasrettin Hoca'nın göle maya çalması gibi, "Ya tutarsa". İhtimaller, olasılıklar, hayatın bütün etken ve edilgenlerine müdahale ederek yazmaya çalıştığımız ve yine de memnun kalmadığımız kaderimiz.. KAHPE KADER.

Kader ne yapsa da bizi memnun edemeyeceğini bilir aslında. O yüzden biz ne yapsak, ne etsek te o kafasına göre takılır.

Yaşadığımız kaderimizdir! Örnek; Zamanında büyük bir kararlılıkla yaptığımız rejimler ölüm diyetleri ve şu anda kilolu olmamız.. Acaba uyguladığımız rejimler metabolizmamızı bozduğu için mi şu an kiloluyuz. Yoksa hiç rejim yapmamış olsaydık yine de böyle kilolu mu olurduk. Yada rejimler yapmayarak metabolizmamızla oynamayıp akışına

bıraksak ve canımızın çektiğini yesek şu an daha mı fit olurduk. Oysa ki ne mutluyduk verdiğimiz kilolardan. İncecik olmuştuk, kaderimizi yenmiştik ama yıllar sonra gelinen nokta; Kilolu muyuz, evet. Ruhumuza, arzularımıza, bedenimize eziyetle geçen bir serüven. Keşke geriye dönüp bir de diğer türlüsünü denemek mümkün olsaydı; Canın künefe mi istedi.. Ye kardeşim, spor spor diye canını tüketme.. Basit egzersizler kafi, yorma kendini, Okumayı sevmiyorsan okuma.. Mutlu olduğun işi yap, karnın her türlü doyar. Kısaca; AKIŞINA BIRAK HAYATI, HAYATI GELDİĞİ GİBİ YAŞA. O zaman anlardık kader mi bizi yönetiyor yoksa kaderimizi biz mi yazıyoruz. Sonuçta keyfimize göre hareket edip hayatta kendimizi kasmadan mutlu bir yaşam sürdüysek bu bizim olmasını istediğimiz kader. Ve aslında hiçbir şey kaçırmış ta sayılmayız. Gerçi tercihlerimiz bize yıllar içinde hayal ettiğimiz mutluluğu getirmeye de bilir. Bir bakmışsın senin çizdiğin yok nere,

kaderin getirdiği yer nere. İtalya'da Piazza del Duomo'daki meşhur Pisa Kulesi'ni planlayan mimar elbetteki yamuk çizmedi ama koca kule şu an eğri. Hatra yıkılacak derecede eğri, ama kaderin işine bak hala ayakta. Kimbilir mimar ve o mimara iş verenler ne kadar üzülmüştür, muhtemel ki kavga kıyamet kopmuştur, ortaçağ kanunları kimlerin elini, kellesini götürmüştür kimbilir.. Kader!  Gel gör ki mimarın hayal ettiği gibi dümdüz olsaydı bu kadar ilgi çekmezdi Pisa Kulesi. Şu an o yamuk kule yamukluğu ile bir dünya mirası ve dünyanın her yerinden milyonlarca insan onu görmeye gidiyor, kule tabiri caizse para basıyor.. Kader!

Kaderle ilgili bilmediğimiz çok şey var, çözemediğimiz, anlam veremediğimiz pekçok şey. Lakin şunu net biliyoruz; KADER KAHPEDİR.. OYUN OYNAR, BAZEN DÖNER, BAZEN UTANIR.

Yalancı mıyım?