Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışını hatırlar mısınız?

Deniz Baykal gibi zirvede olan bir adam varken “Belgeci Kemal!” yani söylediği her şeyi ispat eden bir adam olarak çıktı ve “Delilsiz konuşmam!” dedi. Peki, kendisine o belgeleri veren kimdi? Hangi senaryoyu okuyordu, Kemal Kılıçdaroğlu?

Şimdilerde de asker kökenli, belgeli bir strateji uzmanımız var. Hangi senaryoları okuyor ve nelere işaret ediyor?

Ortada çökmüş, köhne, yolu eskisi gibi olmayan bir CHP var. Ve CHP’ye stratejik, söyledikleri çıkan, dünyayı çok iyi bilen, global, dost ve düşmanı çok iyi analiz edebilen ve en önemlisi ulusalcı bir lider lazım. Böyle bir lider şu an CHP’nin içindeki çatışma nedeniyle gelemez! Demek ki hak ettirmek gerekiyor. Önce halka, sonra CHP’ye! Hak ettirebilmek için de güzel bir senaryo yazmak, sonra da işlemek gerekiyor. Adam kendi ağzıyla söylüyor; CHP % 17‘den fazla oy alamaz! Ama ne hikmetse, kendisi de CHP’nin içerisinde…

CHP’yi karala, sonra da CHP’deki başarısızlığın yönetimden kaynaklandığını ispat et!

“ Bugünkü CHP, Atatürk’ün CHP’si değil, CHP’yi tekrar Atatürk’ün CHP’si haline getirelim, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi çökmüştür, onun alternatifi olarak bazı isimler düşünülse de pek lider vasfı taşımıyorlardır.”

Düşünülen isim; çok güçlü bir komutan, aynı zamanda çok güçlü bir stratejist, halkını ve kültürünü çok iyi bilen, çok iyi okuyabilen -şu an o okumaları yapıyorlar zaten- şu ana kadar da hiçbir hatası yok! Dikkat ederseniz, hatasız bir lider! Ve CHP’nin artık hatasız bir lider seçme zorunluluğu var!

Askeri lider, sivile gelmiş, siyasetini sivilde yapıyor. Ülkesini düşünen ve şu anki hükümetin bir proje  partisi olduğunu ısrarla söyleyen Amerikancı…  Fakat gerçek solcuların kesinlikle Amerikancı olmaması gibi de bir durum handikap söz konusu…

Sol kesimde kime sorduysam, herkes bu adamı seviyor. Yani solu birleştirebilecek bir güce sahip.  Bugün sol partilerin başına hepsinin ortak çıkarlarını düşünen bir lideri geçirdiğin zaman, Türk Solunu yüksek bir seviyeye taşıyabilirsin. AK Parti’ye “Amerikan Projesi!” diyenlerin, nereden nemalandıklarını ve bu bilgileri nereden aldıklarını çok iyi okuyabilmeleri gerekiyor, çünkü ileride aynı şey kendi başlarına da gelecek!

Yani sen bu bilgiyi nerden aldın ve kimin senaryosunu okuyorsun?

Doğruyu koyma yolunda değil veya bir yanlış varsa onu düzeltme niyetinde değil, bunların karşılında sadece şikayet!

Cumhuriyetin ilanından önce, Osmanlı’da dayatmalar vardı. Manda ve himayeler… Manda ve himayeleri şiddetle reddeden biriydi Atatürk! İngiltere, İtalya, Yunanistan ve doğuda Ruslar tarafından parçalanmaya başlamıştı ülke. Bu kadar parçalanmışlık içerisinde; ülkenin varlığını ve birliğini tek başına ve kendi kurduğu meclislerle, halkı arkasına alarak bağımsızlığı ilan edebilmişse Atatürk! Senin bunun karşısında çıkıp ta;

“ABD cumhurbaşkanından şöyle bir ricam olabilir mi? Türkiye’yi parçalayacağınız bölümde, nerede İngilizce konuşulacaksa, o bölümü şimdiden söyleseniz de… İkinci bir yabancı dil öğrenecek halim yok, benim!” gibi bir söz söyleme lüksün yok!

Anti -Amerikancı gibi görünen, Amerikancı çoktur bu ülkede! Söylemleri Anti- Amerikancıdır. Fakat kendisi Amerikancıdır. Kendi söylemine göre de AK Parti bir Amerikan projesidir fakat söylemleri Anti- Amerikancıdır. Şu an kendisi aynı durumdadır!

Belki böyle bir senaryo yazıldı ve senin eline verildi?  Peki, sen ne yapıyorsun? Bunu halka aşılıyorsun?

“Amerika’nın kendi kurmuş olduğu bir parti ve bu partinin lideri ve bu partinin altında olanlar, tarafından bu ülke parçalandı, biz masumuz köşemize çekildik ve izliyoruz!”  

Böyle bir masumiyet yok! Atatürk, Osmanlı’dan ayrıldığında kaç kişiyle ayrıldı? 1919’da Samsun’a çıktı, kaç kişiyle çıktı, nasıl bir gemiyle gitti, kongreleri nasıl yaptı? Bunların hepsini gururla anlatıyorsunuz ya…

 Çünkü siz Atatürkçüsünüz! Onun yolundan gidenler değilsiniz!

Zira siz, onun yolundan gidenler olsaydınız, gerektiğinde köhne bir gemiyle siz de Samsun’a çıkar ve bu Cumhuriyeti korumak için elinizden geleni yapar ve bunun senaryosunu yazardınız.

Elinize verilen senaryoyu okumazdınız! Bu yüzden Atatürk’ün ismini kullanmayın! LÜTFEN !

Eğer siz gerçek manada bir Atatürkçü olsaydınız, bugünden “Bu milleti - bu toplumu nasıl birleştiririz, bu toplum üzerinde yapılmış devrimleri nasıl koruyabiliriz?” bunların senaryolarını yazar ve bunlarla âlâkalı çalışmalar yapardınız. Yazılmış senaryoları okuyarak ülkenin parçalanmasına, rıza gösterip sonra da kendi köşenize çekilmek bir Atatürkçünün yapacağı bir şey değildir.

 Sadece Anti- Amerikancı görünüp, gerçek Amerikancıların yapacağı bir iştir!

 Anti- Amerikancı söylemler yap, sonra da Amerika’nın ülkeyi bölmesine razı ol! Pardon?

Çoğu insan kahinlik kısmınızda ilgileniyor olabilir fakat ben, sizin bir kahin olduğunuzu düşünmüyorum! Yapılacaklarla ilgili bir senaryo okuduğunuza inanıyorum! Yakın bir tarihte de Atatürk’ün partisini tekrar  “Atatürkçü” bir parti haline getirmek için liderliğe soyunacaksınız.  Şu an bunun zeminini hazırlıyorsunuz! Ki birileri bunun için sizi destekliyor!

Ne bir parti adına, ne de herhangi bir siyasi söylem adı altında konuşuyorum. 1 metre kare toprağımıza göz dikmiş her hainin, hakkından gelebilecek bir halk gücü adına konuşuyorum. Eğer çok iyi biliyorsanız -sizin yerinizde olsaydım-  istemeseniz de bu devletin siyasi gücünü ve otoritesini ayakta tutacak çalışmalar yapardım.

 Sadece muhalefet olmak adına ve kötümser olmak için  “KAHİN!” olarak televizyonlara çıkıp boş palavralarda pardon “KEHANETLERDE (!)” bulunmazdım!

Madem bu kadar biliyorsunuz ve size inanan kitleler var; o zaman adam akıllı siyaset yapın!

VE LÜTFEN! Yaptığınız siyaset;  VATANINIZ  ve MİLLETİNİZİN  çıkarı için olsun!