Kadınlar kuluçka makinası mıdır?

Abone Ol

Kadın ayrımcılığı üzerine birçok yazı okurken, kadın daha özgür nasıl olur diye düşünürken, bizleri tükenmeye yüz tutan insan oğlunu çoğaltan kuluçka makinası yerine koymaları epey ağır geldi…
Tahmin etmiştim de bu kadarını değil…
Önce kürtaj hakkında birkaç kelam etmek isterim eril devlet büyüklerime…Türkiye’de birçok genç kadın GDO’lu ürünler, çevre kirliliği, stres gibi faktörler dolayısıyla normal yollardan hamile olamıyor ve kapısını çalmadığı doktor kalmıyor. Çevremde o kadar örneği var ki önce bu sorunu çözmeleri gerekiyor. Onun dışında evli olmayan bir kadın hamile kaldığında eğer tek gecelik bir ilişki değilse genelde evlenir ve çocuğunu doğurur. Ah o annelik duygusu var ya eril devlet büyüklerim bunu bilmezler. O annelik duygusu yüzünden kürtaj olmayı istemeyip, tıpkı Türk filmlerindeki gibi muayenehaneden fırlayarak dışarı çıkarlar. Ama zaruri haller vardır elbette... Erkek ve kadın gerçekten evlenip bir aile kuracak güçte değillerdir. Hem paraları yoktur örneğin, belki de ruhları yeterli olgunluğa ulaşmamıştır. Kendi hamlıklarına hiçbir suçu olmayan bir bebeği de katmak istemeyebilirler. Bu da hem kadının hem de erkeğin ortak kararıdır.
Şimdi ise her ne kadar kürtaja hukuki anlamda yasak çıkmadıysa da kadınlar fişlenmekten korkuyor. Korktuğu için de başka ülkelerde kürtaj olmak istiyor. Dolayısıyla “kürtaj turizmi” denen bir olgu çıktı ortaya. E tabii ki bir şirket bu turizmi yaptığını açıkladı. Bu durumdan daha doğal ne olabilir ki… Bu ülkenin kadınları yasak olmamasına rağmen fişleneceği için kürtaj olmaktan korkuyor! Daha ötesi var mı? Hani benim bedenim benim kararım diyen kampanyalar, çektirilen fotoğraflar ne oldu? Kürtaj turizmi yapan firmayı da şikayet etmişler. Öncelikle kadınları korkutan ideolojiyi şikayet ettik mi? Edemeyiz, çünkü fişlenmekten korkarız…
Kadına kürtaj yasağını getiren muhafazakâr düşüncenin ardında nüfusun genç tutulması var. Muhafazakarlığın da en temelinde ev dışına çıkması yasak olan “iyi eş ve anne” olmakla yükümlü kadınlar yani bizler varız.
Yani… Gıt gıt gıdaak yumurtam sıcaak diye bağırmalı, en az 3 olmak kaydıyla 4,5,6 artık allah ne kadar verirse! (bunu da açıklardım ama gazetem zor duruma düşmesin) Kuluçka makinası gibi insanoğlu üretmeliyiz…
Evden dışarı çıkmamalı, kocamıza ve erkek çocuklarımıza hizmet ve itaat etmeliyiz. Eğer bunu yapmazsak sonumuz kurşun, kezzap, zincir, sopa olur da gazetelerin 3. Sayfalarına ibretlik oluruz.
Erkeğe mi erkeğe bir şey olmaz… Elinin kiridir gider…
Ne mi olacak? Tabii ki eğer istemiyorsak kürtajımızı yaptıracağız. Elimiz kalem tutacak, bize eziyet eden kocadan boşanmak için mahkemeye vereceğiz.
Çünkü biz erkek nefsine itaat eden kuluçka makinası değiliz!