Ben bu başlığa ‘Çocuk İstismarı, Tecavüzler ve Çocuk Gelinler, Vahşet ve Fiilleri”ni de ekliyorum. Türkiye’de kadınların öldürülmeleri konusunda yaşananlar, sadece iğrenç değil, dehşet vericidir. Her gün gazetelerde kocaları, eşleri, aileleri, ağabeyleri tarafından hunharca öldürülen kadınlara, cinsel istismara uğrayan çocuklara rastlıyoruz. Küçücük çocuklar, kızlar, hem de din adamlarının icazetiyle, daha çocukluklarını yaşamadan dedesi yaşındaki adamlara veriliyorlar. Medeni toplumlarda kadın-erkek eşittir. Kadın ve erkek kendi arzuları ile görüşürler, evliliğe karar verirler, daha sonra kendi kararları ile ayrılabilirler. Kadına baskı yapmak, benden neden ayrılıyorsun diyerek, tehdit etmek, yaralamak, darp etmek, öldürmek, tasvip edilemez. 

Ağustos 2019’da, Emine Bulut hunharca katledildi, tüm Türkiye ayağa kalktı. Sonra ne oldu!?... Her şey unutuldu.. Devletin, önüne geçemediği, engelleyemediği olaylar mevcut. Başta kadın cinayetleri, sona çocuk istismarı ve çocuk gelinler.. Sonra düğünlerde, asker uğurlamalarında ateş etmek... Bağırıp, çağırmak, sade vatandaşı tedirgin etmek... Bunlara bir türlü önüne geçilemeyen, trafik teröristlerini, makas atanları, drift yapanları, kaynak atanları da eklemek gerekiyor. Hem de bunu polisin gözü önünde yapıyorlar. Yahu anlayın, insan kılığındaki yaratıklar, devlete, kanunlara kafa tutuyorlar. 

Türk Ordusu, güvenlik kuvvetlerimiz, PKK ve terörle, hayatları pahasına başarı ile mücadele ediyorlar. Peki neden yukarıda saydığım, kanunsuzluklara, kadınlarımızın öldürülmelerine engel olamıyorlar. Amme nizamını sağlamak, vatandaş can, mal, her türlü emniyetini sağlamak, Devletin, İktidarın, Cumhurbaşkanının, İçişleri Bakanının görevi değil mi?... Bu konuda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde fazla yetkisi kalmamasına rağmen, TBMM harekete geçmelidir. Milletimiz, halkımız, “Suç işleyenler, serbest bırakıldı” sözünü duymak istemiyorlar. Suç işleyen yaratıklar, nasıl serbest bırakılabilirler... Yasalar yetersizce, yeterli hale getirilmelidir. Zecri, acıtıcı yaptırımlar devreye sokulmalıdır ki, suç işleyen şahıslar, analarından doğduğuna pişman olsunlar...

TV’lerde, yukarıdaki konularda programlar yapılıyor. Anlı şanlı hocalar, prof.lar, uzmanlar “Efendim, eğitim eksikliği var, eğitim şart” diyorlar. Tamam da olaylar, önlenemiyor, kadınları öldürenler, cinayetlerine devam ediyorlar, neyi eğiteceksin... Emine Bulut’u öldürenin nesini eğiteceksin... Önce kanayan yarayı durduralım. Cinayetlere karşı halk idam cezasının getirilmesini istiyor. Gerçekten Avrupa Birliği’ne girdik mi de idam cezasını kaldırdık. Caydırıcı olması bakımından, özellikle kadın cinayetlerine, düğünde ateş açarak ölüme sebebiyet vermekte, idam cezası getirilmelidir. Cumhurbaşkanımız, “Efendim, bu konu parlamentonun yetkisindedir, TBMM getirsin, ben onaylayacağım” diyor.. Peki TBMM’de çoğunluk zati devletlerinin Başkanı olduğu AKP’de değil mi?... Verin grup başkanlarınıza talimatı, kanunu geçirip, önünüze getirsinler... 

Tekrar ifade ediyorum, kadın cinayetlerini, cinsel istismarı, düğünlerde ateş etmeleri, trafik terörünü, orman yangınlarını önlemede, etkili, zecri tedbirleri almanın zamanı gelmiş, geçmiştir... Bu görev devletindir...