Özel haber ARAŞTIRMA

Hasan Tahsin, Recep Hasan Tahsin ve Rabia Hanımın 1888’de Selanik’te doğan oğludur. İlköğrenimini Mustafa Kemal ATATÜRK gibi Şemsi Efendi’de okumuştur. Orta öğrenimi için Selanik Fevziye Mektebi’ne giden Tahsin, parlak zekâsı ve tahsil hayatındaki başarılarıyla göz doldurarak, İttihat ve Terakki Cemiyeti bursu ile Paris Sorbonne Üniversitesinde Siyasal Bilimler eğitimini tamamladı.

Osmanlı istihbarat örgütü Teşkilat-ı Mahsus adına Balkanlar’da İngilizler lehine çalışan Buxton kardeşleri takip etme görevi aldığı tarihten şehit edildiği tarih ve bugüne kadar görev kimliğiyle yani Hasan Tahsin olarak bilinen ve anılan Osman Nevres Recep Bey 1888 yılında Selanik’te dünyaya geldi. Fevziye Mektebinde tanıştığı Cavid Bey’in aracılığıyla İttihat ve Terakki’ye katıldı. Bir süre sonrada bir grup öğrenciyle beraber üniversite eğitimi için Fransa’ya gönderildi. Osman Nevres bu yeni misyonu doğrultusunda yakın ekip arkadaşları Dr. Mazlum Boysan ve Ertuğrul Baykan ile birlikte tüm Avrupa ülkelerinde bulunmuştur..

Osman Nevres’in 1914 yılından itibaren ismini kullandığı kişi ise kendisi gibi Teşkilat-ı Mahsusa kadrosu içinde yer alan ve başlangıçta İttihat ve Terakki örgütü adına çalışmalarda bulunan ve daha çok Silahçı Tahsin olarak bilinen Hasan Tahsin Bey’di. 1883 yılında İstanbul’da doğan Hasan Tahsin Bey.  Harp Okulu’ndan Mustafa Kemal’in sınıf arkadaşıdır. Hasan Tahsin daha sonrasında askerlik görevinden ayrıldı ve basın hayatına atıldı. Silah ve Salah isminde kısa ve uzun ömürlü gazeteler çıkaran Hasan Tahsin bu dönemde yazdığı ağır ve hakaret dolu yazılardan dolayı yargılandı

Hasan Tahsin 1914 yılı başında hayatını kaybetti Hasan Tahsin’in kimliği Osman Nevres’e verildi. Osman Nevres ya da artık yeni kimliğiyle Hasan Tahsin’in yeni görevi, Birinci Dünya savaşının patlak vermesinden sonra Romanya’yı savaşa sokmak göreviyle çalışan ve İngiliz istihbarat örgütleriyle de yakın ilişki içinde bulunan Balkan Komitesi’nin önde gelen iki üyesi olan Charles Roden ve Noel Buxton kardeşleri takip etmekti.

Buxton kardeşlerin peşini bırakmayan Hasan Tahsin, Buxton kardeşlerin Bulgaristan’ı terk etmesi sonrasında aynı trenle Romanya’nın başkenti Bükreş’e geldi. Bükreş’te Buxton kardeşlerin tüm görüşmelerini çok yakından takip eden Hasan Tahsin, suikast için en uygun zamanı bulmaya çalışır. Buxton kardeşler tüm gayretlerine rağmen Romen hükümetini İngiliz hükümetinin istekleri konusunda ikna edemediler.

Hasan Tahsin Buxton kardeşlere karşı suikast için uygun zamanı 15 Ekim 1914 sabahı Athena Palace Oteli’nden yanlarında eski Bulgaristan Başbakanı Geşof’un oğluyla birlikte ayrıldıktan kısa bir süre sonra bulur. Kalabalığın arasından sıyrılan Hasan Tahsin at arabasında bulunan gurubun üzerine yedi milimetrelik bir tabancayla ateş eder.

Olaydan hemen sonra tutuklanan Hasan Tahsin Romen polisinin tüm araştırmaları ve soruşturmasına rağmen gerçek kimliğini söylemedi. Suikastı kendi inisiyatifiyle ve hiçbir kuruma bağlı olmadan gerçekleştirdiğini söyledi. Sorgulamalarda yanıltıcı bilgiler verdi.asla gerçek kimliğini deşifre etmedi… Hasan Tahsin yapılan yargılama sonucu 5 yıl hapis cezası ile cezalandırıldı

1918 yılı başında yine özel bir görevle geldiği İzmir’de kartvizitlerini “Hasan Tahsin Buxton” olarak bastıran Osman Nevres, çıkardığı Hukuk- Beşer gazetesindeki makaleleriyle kamuoyunu aydınlatan yazılar yayınlarken aynı zamanda da gizli yer altı çalışmalarını sürdürüyordu.

İzmir bölgesinde ise Redd-i İlhak Heyeti Milliye adındaki direniş, Yunanistan işgaline karşı hareket etmekte ve işgalin ilk gününden itibaren adı değişse de amacı aynı şekilde, Tahsin ve arkadaşlarının izini takip etmekteydi. Hatırlanması gereken bir diğer konu ise bölgesel direniş hareketlerinin ilerleyen günlerde, milli mücadele için birlikte hareket edeceği ve milli ordunun kurulmasıyla, ülkenin topyekûn savunmasındaki rolüdür.

Direnişçiler, İzmir’in işgali için ilk adımın yaşanacağı, 1919’un 14 Mayıs gecesi, İzmir Maşatlık Meydanı’na çok sayıda yerli halk ile birlikte toplanarak, büyük protestolar yapmıştı. Limana varan Yunan kuvvetleri karaya inmek için hazırlıklarını gözden geçirirken, toplanan kalabalık milli direnişçi ve halka yüksek sesle hitaplar ve işgal kuvvetlerine karşı başkaldırı çağrıları yapmaktaydı. O dönemde belediye başkanlığı görevini yürüten Hacı Hasan Paşa ve Hukuk-u Beşer Gazetesi’nin (İnsan Hakları Gazetesi) baş yazarlığını yapan Hasan Tahsin, halka hitap ederek direnişe karşı en büyük çağrıyı yapar.

İzmir’de bulunduğu süre içerisinde yayınladığı Hukuk-u Beşer gazetesinde yazdığı yazılarla işgale karşı Türk halkını hazırladı.15 Mayıs 1919 da İzmire çıkan  Yunan Efsun Alayı’nın İzmir topraklarındaki ilk yürüyüşünde, Jori Papakostos ve Basile Delaris isimli iki askerin vurularak yere düştüğü görüldü. Bazı tarih kaynaklarında vurulan bu iki askerin, Yunanistan bayrağını ve sancağını taşıyan Bayraktarlar olduğu ve Hasan Tahsin’in bu askerleri hedef gözeterek vurduğundan bahsedilir. O tarihte 31 yaşında olan halk kahramanı, gazeteci, milliyetçi, insan hakları savunucusu ve işgale karşı, en büyük başkaldırı hareketinin sahibi direnişçilerden olan Tahsin, milli duyguları ile yaptığı saldırısından sonra, Yunan askerlerinin süngü darbeleriyle ciddi şekilde yaralandı. Kargaşa ve kaos esnasında kısa bir mesafe kaça bilen Tahsin’in hayatı, İzmir Saat Kulesi altında son buldu. 

İzmir de bu çok kıymetli kahramanımız için İLK KURŞUN ANITI yaptırılmıştır.

Bizde yüce yaratandan Türk milletinin düşman işgaline karşı şahlanışında çok önemli katkıları olan Gazeteci yazar Hasan Tahsin’e rahmet diliyor ebedi istiraatgahında ışıklar içinde uyumasını diliyoruz ruhu şad olsun