FİLİSTİN.

Yıl 1988:

İmam Hatip Lisesinin orta kısmına başladığımda okuduğum bir fikir kitabın ilk cümlesi aynen şöyle başlıyordu “Filistin halkı on yıldır büyük bir trajedi yaşıyor.”

Yıl:2021

Değişen tek şey, haberleri veren kaynakların çoğalması olsa da, haber kaynaklarını aynı merkezin idare ediyor olması hiç değişmedi.

Daha açık ifadeyle, o gün televizyon için nasıl yahudi malı deniliyorsa, bu gün de telefon yazılımları için aynı şey söyleniyor, -ki doğru!

Siz Allah’ın en büyük nimeti olan bilime yatırıp yapmayıp, dini ahirete sıkıştırır, cennete de huri seks shopuna gitmek için çalışan dincilere inanırsanız, elin adamı da size dünyayı cehennem eder.

Kınamanızı bile elin yazılımı telefonlarla yaparsınız.

“Sabredin ya bu dünya müslümanın cehennemi” aşağıya gitmeye ne kaldı!!!

Sevgili dostlarım:

Bu ülke iki zümreden çok çekti ve bunun yansıması ile evrende mazlumlar çekti.

1-Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün başlattığı ağır sanayi, tarım, hayvancılık ve en önemlisi eğitim hamlesini Atatürk heykeline sıkıştırsan, köy enstitülerini “komünizm yuvası oldu” diye kapatan sözde Atatürkçü bağnazlardan.

2-Din gibi, matematikten kimyaya, dilden edebiyata, hukuktan astronomiye, güneşin doğuşundan yağmura, buluttan otlara her şeyi kuşatan ve sorguya açan o büyük kavramı ahirete sıkıştıran dinci bağnazlardan.

Bunlardan en tehlikelisi dincilerdir, -ki onlar imparatorluğu da batırmışlardır.

Dini bunlardan kurtaramadığımız sürece, evrende mazlumlara huzur olmaz.

Bize “yaratan Rabbinin adıyla okuyan” bilim insanları lazım, -ki bu Allah’ın ilk emridir.

Bakmayın siz İslam’ın beş şartına girmediğine....

Tabiatı, hayvanı, doğayı bilen bilim insanı, teknolojiyi bilen bilim insanı, tıp bilen, astronomi bilen bilim insanı yani bilgin lazım.

İşte onlar Allah dostlarıdır.

Çünkü Kur’an akılcılığının önderi, o büyük bilgin İmamı Azam derki:

Eğer Allah dostlarından kasıt, Allah velilerinden kasıt bilginler değilse, Allah’ın dostları yok demektir.

Yaratan Rabbi adıyla okumuş bilge bilim insanları bizim içimizden çıksaydı, şimdi televizyonun da, cep telefonun da, hatta en güçlü silahın üreticisi de, pazarlamacısı da biz olurduk.

Müslümanın silahı en güçlü olacak ama mazluma değil, zalime dur demek için kullanacak.

Kur-an aklı bunu emreder.

Bu duygularla, buruk da olsak, üzüntülü de olsak, bir gün Kur-an aklımızın evrene hakim olması dileğiyle bayramımız mübarek olsun!

TEŞEKKÜR!

Kağıt fabrikasını hurdaya verip yerine top sahası yapan, orada hızlı hızlı sağa sola koşanlara bahis oynayan, Portekiz’den kağıt satın alan bir ülkede, Giresun’lu biri olarak takımımın süper lige çıkmasına sevindim.

Salgından dolayı halk kitlesine katılmasam da, kendi aracımla ben de konvoya katıldım.

Emeği geçenlere teşekkür ederim.

DOLANDIRICILAR.

Eskiden X teknoloji mağazasından hediye çeki dağıtıyorlardı.

Şimdi “bir arkadaşlarının kızı güzellik yarışmasına girmiş” oluyor ve sizden de rica ile kıza puan verilmesi söyleniyor.

Siz sisteme girdiğinizde kullanmış olduğunuz sosyal medya hesabı dolandırıcıların eline geçiyor.

Artık sizin hesabınız onların elinde!

Sonra sizin adınıza başkalarını dolandırmaya devam ediyorlar.

Ne çıkarsa bahtına.

Asıl tuhaf olan, çalışma sistemlerini öğreneceğimi anlayınca küfür edip kaçıyor olması.

İşte insan psikolojisi!

Dolandıramadığı insana küfür etmeyi kendinde hak görüyor.

Bu küçük örneği alın, hayatın her yerine koyun.

Koyun aynı koyun!

İşte bu “nasıl bana inanmazsın, nasıl benim fikirlerime iman etmezsin” demenin sokağa düşmüş hali.

Doğru yolda olana selam olsun!