Yaşayıp geçerken ömür denen olguyu, kendi uğraş ve çabalarımızın ötesinde doğuştan elde edebildiğimiz itibara sahip olabilmek, ne harika, ne muazzam. Türk olarak doğmuşsan, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” ün yaptıklarını anlamış, dehasını anlamışsan, ne mutlu, yaşamın boyunca böylesi bir liderin, dehanın milletine dâhil olmanın onur, gurur, itibarını illa ki yaşayacaksın.

..

İrlanda’da patateslere mantar bulaşır. Büyük bir kıtlık ve dolayısıyla hastalıklardan 1 milyona yakın insan ölür.
Eşsiz lider Kemal Atatürk para yardımı yapmak ister ancak İngiltere kabul etmez. Atatürk’te çuvallar dolusu patates tohumu gönderir.
Ve İrlanda’nın Meclis binasının girişinde Atatürk’e minnet anıtı vardır!
Meclis binasına giriş 55€, pasaportumu gösterdim ve o anda kapıda çok insan birikti. Polis bana geçebilirsiniz içeri dedi. 
Bende çıkışta ödenecek herhalde diye düşündüm. 
Gezdim, fotoğraflar çektim ve çıkışta borcum nedir diye sordum.
Polis elini uzattı ve “Türkiye pasaportuna sahip dostlarımızın borcu yok, Atatürk borcunuzu ödedi!” dedi.
Nasıl bir dış politika yürüttüyse 81 yıldır hala onun sayesinde rahat ediyor ve itibar görüyoruz.
..

Doğmuşsun ve doğumundan önce yaşanan bir hayat var, yıllarca, asırlarca. Doğmuşsun, bir ailen ve kan bağın olan bir ailen var, geçmişi uzun yıllar olan. İnsanın doğduğu andan itibaren geçmişte yaşananlardan gururlandığı, dönem dönem bir anahtar, şifre gibi kullandığı bir itibara sahip olması, çok güzel, çok özel, çok muazzamdır elbette. Sahip olduğumuz bu muazzamlığı kendi aklımız ve yeteneklerimizle, çalışma ve gayretimizle katlayarak çoğaltırsak, bilim, kültür, sanat eklersek, ismi, yaptıkları ile bize bu onuru yaşatan deha için de bir vefa örneği göstermiş olmaz mıyız? Bizlere belki kimseler böyle bir sorumluluk yüklemedi ama içselleştirerek irdelediğimizde tarihimizin sayfaları bu görevi her Türk evladına vermiş durumda.

Toplumsal yaşam, halk olmak, bir milletin ferdi, vatandaşı olmak, elbette somut tariflerden çok öte, aidiyet duygusuna sahip olup, benimseme, sahiplenme becerisidir. Kişilerin kendi gelişimi ve becerilerini ortaya koyup, daha iyi yaşam şartlarını elde edebilmek adına bir çaba içerisinde olması, kapitalist dünya gerçeklerimizin tekidir. Çalışma ve uğraşlarımızın temelinde yatan ana, temel hedef, kendimizle beraber yaşadığımız toplum ve milletin de daha müreffeh bir hayata ulaşma çabasını kapsıyorsa, ATATÜRKÇÜ duruşun en önemli adımlarından biri değil mi?

Atatürkçülük fotoğraflı flamalar, afişler, slogan atmalarla sınırlı değil ki. Seviyeyi düşürmek istemem ama sade çığırtkanlık olur ki, ani parlama ve aniden yok oluşa sebeptir. İlkeleri ile yola çıkıp, bilim, sanat ve üretkenlikte örnek alınabilecek, taklit edilebilecek seviyeye ulaşmak ise ne harika, ne muazzam.

Mir Murat Demir