Yıl…1989

Yedek Subay Okulunda öğrenciyim…

İstanbul Halıcıoğlu Personel Okul Komutanlığı adresimiz…

Haliç köprü altı savaş beden eğitimi sahamız…

“Her Türk Asker Doğar “sesleriyle başlayan günlerimizde…

Hepimizin maşallahı var…

Canavar gibiyiz…

***

Günlerimiz…

Askeri alan içindeki binalarda geçiyor…

Derslerimiz ağırlıklı olarak Asal, Askerlik kanunu, Askeri Hukuk ve Askeri Ceza şeklinde…

Ve ilgiyle taklip ettiğimiz bir ders daha var…

İSTİHBARAT…

***

Çok bilgilendik bu derse, ufkumuz inanılmaz derecede açıldı

Kimse birbiriyle konuşmadı ama sivil hayatta mutlaka kullanırız diye düşündüğümüz bilgiler öğrendik…

Ve bende öğrendiklerini uygulayanlardan biri oldum.

***

Üç yıl sonra…

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde akademik göreve başladım…

Kadromun olduğu Meslek Yüksek Okulunda ortam siyasi karmaşıklık içindeydi…

Göreve başladıktan birkaç ay sonra…

İncelemelerim sonrasında kendime seçtiğim akademik görevli bir arkadaşımın ofisine gittim…

Ona, bazı bilgiler anlattım ve bu bilgilerin aramızda kalmasını söyledim…

Bana “ben adamım hocam kimseye de söylemem” demesi üzerine konuyu kapattım…

Yanından ayrılmadan aynı konuyu Bolu Ticaret Odasından iki iş adamıyla da konuştuğumu ancak onlarla Bursa Ticaret Odasından ortak dostlarımızın da olduğunu ve başkalarına söylememek üzere söz verdiklerini de belirttim.

***

Bir hafta sonra…

Söylediğim bilgi bulunduğumuz ortamda yayıldı ve kulağıma da geldi…

Hoca arkadaşıma gidip aramızda kalması gereken bilgiyi neden başkalarına söylediğini sordum.

Bir dakika hocam, ben size ben adamım dedim ben söylemedim siz o iki işadamına gidip hesap sorun onlar söylemiştir” diyerek savunmaya geçti…

Yanından ayrıldım.

***

Hedefi tam on ikiden vurdum…

Çünkü iki işadamı bölümü gerçekte yoktu ve ben hoca arkadaşımın gerektiğinde kullanmak üzere benden alacağı bilgileri etrafa yayar mı diye test etmiştim.

O arkadaşım hiçbir zaman anlamadı bu olayın nedenini…

İhtiyaç olduğu zamanlarda bir bilgiyi yaymam gerektiğinde ona söyledim ve takibini yaptım…

Emekli olana kadar her zaman hedef noktalara ulaştım…

Bizans oyunlarının sıklıkla uygulandığı yaşadığım ortamlarda karşı hamleler her zaman sonuç verdi…

***

İstihbarat ve Karşı İstihbarat derslerine giren askeri hocalarımız sağ olsunlar…

Zaten Türk Devletleri her zaman tarihte özü itibariyle bir İstihbarat devleti değil midir?

Cumhurbaşkanlığı forsundaki on altı Türk Devletini temsil eden 16 yıldız…

Sadece MİT flamasında olmasının da anlamı bu değil midir?

Hayatın tam ortasında tek bir gerçek vardır…

İSTİHBARAT