İSTANBUL - 2020’nin ilk aylarından bu yana tüm dünyanın mücadele ettiği koronavirüs salgını, son dönemde artan vaka sayılarıyla etkisini sürdürüyor. Güncel verilere göre dünya genelinde toplam vaka sayısı 46 milyonu aşarken dünya nüfusunun yüzde 10’unu oluşturan Avrupa’da vaka sayısı 10 milyon 108 bin 104’e ulaştı. Dünya genelindeki vakaların yüzde 22’sinin bulunduğu Avrupa, böylece Latin Amerika ve Asya'nın ardından 10 milyon vaka sınırını aşan üçüncü bölge oldu. Salgının seyri ağırlaşırken Avrupa’da birçok ülke de tedbirleri yeniden artırmaya başladı. Milyonlarca insanın ümitle beklediği aşı çalışmalarına ilişkin karar ise Kovid-19 gündeminin ele alındığı Avrupa Birliği Liderler Zirvesi’nden çıktı. AB ülkeleri, aşının üye ülkeler arasında aynı anda ve aynı koşulda dağıtılması konusunda uzlaştığını duyurdu.

Aşının bulunması kadar adil şekilde dağıtılmasının da önemli olduğunu ifade eden Özel Viromed Labaratuvarları Mesul Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Akbay, “Aşının bulunmasıyla herkesin kısa süre içinde aşılanacağı düşünülüyor. Ancak Ebola’da da çokça tecrübe ettiğimiz üzere, aşının dağıtımı ekonomik ve bir dizi politik sürecin doğru kurgulanması sonucunda gerçekleşebiliyor. Avrupa Birliği’nin salgınla mücadelede izlediği yol, ülkelerin iç işlerine karışmadan, adilce yapılan bir yardımlaşmayı kapsıyor. Bu anlamda çok yerinde bir karar olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye olarak bizim de AB ile bu tür iş birlikleri içerisinde olmamız gerekiyor” diye konuştu.

“AB SALGIN SÜRECİNDEN İYİ PUAN ALIYOR”

AB Liderler Zirvesi’nin ardından AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in aşılar hazır olduğunda üye ülkeler arasında adil dağıtımın garanti edilmesi konusunda mutabık kalındığına ve bu kapsamda üye ülkelerin AB nüfusu içindeki payına göre aşı alacaklarına yönelik yaptığı açıklamayı hatırlatan Prof. Dr. Akbay, “AB, ekipman temini ve ekonomik fonların yanı sıra aşı çalışmaları kapsamında bilimsel iş birliği için de aktif rol almayı sürdürüyor. Bu çerçevede aldığı kararlara ek olarak, salgınla mücadelede önemli rol oynayan hızlı sonuç veren antijen testlerini pazara sunmaya başladı. Hızlı test kitlerinin satın alınması ve üye ülkelere dağıtılması içinse 100 milyon Euro ayırdı. Tek şartı, testlerin ve test sonuçlarının karşılıklı tanınması için AB yaklaşımının kullanılması. Bu noktada AB’nin hem tıbbi hem de finansal anlamda üye ülkelerine sunduğu imkan ve desteklerle başarılı bir strateji benimsediğini ve salgın sürecinden iyi puan aldığını söylemek mümkün” ifadelerini kullandı. 
 

Türkiye’nin koronavirüsten çıkarması gereken temel sonucun, sağlık, ekonomi ve süreç yönetimi bağlamındaki iş birliklerinin artırılması olduğuna  dikkat çeken Prof. Dr. Ayşegül Akbay, “Avrupa Birliği’ne üye olmaktan asla vazgeçmemeliyiz.” dedi.