Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti engelleyen, Türkiye ile birlikte 46 ülkenin imzaladığı, adına İstanbul’da akdedildiği için “İstanbul Sözleşmesi” denilen Avrupa Birliği Sözleşmesi 19 Mart 2021 günü, bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yürürlükten kaldırıldı. Bu sözleşme 11.05.2011 tarihinde Türk Hükümeti tarafından imza altına alınmış, 10.02.2012 tarihinde TBMM tarafından tüm partilerin onayı ile kabul edilmiş, 2014 yılında da resmen meriyete girmiştir. Bu kanun olan sözleşmeyi iptalde öne sürülen gerekçe; Türk aile yapısını bozuyor olmasıymış... Yani bu sözleşmeyi imzalarken, Türk makamları, sözleşmenin Türk aile yapısını bozduğunu idrak edememişler, yıllar sonra Cumhurbaşkanı bunu anlayarak, iptale karar vermiştir. Bu izahat katiyyen inandırıcı değildir. 

Türkiye nüfusunun yarısı, yani 42 milyonu kadındır. Kadınlar, her yerde, kanun önünde, toplumun her kesiminde, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin eşittir. Türkiye’de ne yazık ki, yılda 400’e yakın kadın vahşice öldürülmektedir. Çoğu kıskançlık, namus temizleme mazereti ile insan kılığındaki caniler tarafından gaddarca, acımasızca, çocukların gözü önünde, bıçakla, baltayla, silahla cinayetler işlenmektedir. Dünyanın en zarif, güzel, ince huylu varlığı olarak yaratılan kadın, ne yazık ki, toplumumuzda büyük ölçüde eşit fert olarak değil, mal olarak görülmektedir. Erkekler fiziki güçlerini de kullanarak, kadına şiddet uyguluyor, öldürüyor, küçücük kızlar, dedesi yaşındaki yaratıklarla zorla evlendiriliyor, satılıyor, asli görevi vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak olan devlet buna mani olamıyor. Sen şimdi, İstanbul Sözleşmesini ortadan kaldırarak, “Ey... Erkekler, kadınlara istediğiniz kadar aşağılayıcı muamele yapınız, öldürünüz, darp ediniz.” demiş oluyorsun. 

Sözleşmenin iptalinin, insani boyutu dışında, hukuku boyutu da sakıncalıdır. Zira en yetkili yasama organı olan TBMM’nin onayladığı, kanun hükmünde olan bir uluslararası anlaşma, Cumhurbaşkanı tarafından, resen ortadan kaldırılıyor. Bu durum, Anayasaya aykırıdır, TBMM’nin yetkisine tecavüzdür. Meclis tarafından kabul edilen kanunlar, gene TBMM tarafından tadil edilebilir, ortadan kaldırılabilir. 

Adam şiddet uyguladığı için, kadın ayrılmak, boşanmak istiyor.  Adam bunu kabul etmiyor, kadını öldürmek istiyor... Eğer kadın şanslı olup, hayatını kurtardıysa, adam hapse girip-çıkıyor, sonra tekrar kadını tehdit edip, öldürüyor, yarım bıraktığı işi tamamlıyor. Çok defada, bu katil zihniyetli yaratıkları, mahkeme serbest bırakıyor. Ben vahşice öldürülen kadınlara, çocuklara yönelik suçlara, idam cezası verilmesini sürekli öneriyorum. “Efendim, Avrupa Birliği üyesi olacağımızdan, ölüm cezasını kaldırdık” diyorlar... AB üyesi olduk mu??? Caydırıcılık unsuru etkin olan idam cezası neden kaldırıldı!!! Kadına kıyanlar insan mı?.. Bu sözleşmenin kaldırıldığı gün, Türkiye’nin 5 şehrinde, kadınlar gene öldürüldü. Bazı çevreler, bu sözleşme kalktı diye, zil takıp oynuyorlar. Demek ki, siyasi hesaplar, oy kaygısı ile kadınların hakları gasp ediliyor, öldürülmelerine müsamaha gösteriliyor. Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, uygar ülkeler, İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasından dolayı üzüntü ve endişelerini bildiriyorlar. Bu iş yanlış olmuştur, esef verici olmuştur. Öldürülen, şiddete maruz kalın kadın ve çocukların günahı, birilerine ait olacaktır... 

PS: ORGENERAL EDİP BAŞER 

Değerli, iyi yetişmiş, bir Türk Subayı olan Edip Paşa’yı 13 Mart 2021 tarihinde kaybettik. Kibar, zarif, centilmen, bir dost olan Edip Paşa ile B.Kulüp’te buluşur, Dünya ve Türkiye meseleleri hakkında görüşürdük. Siyaset yaşamımda bana her zaman destek oldu. Emekliğinden sonra üniversitelerde ders vererek, panel ve konferanslara katılarak, son nefesine kadar, vatan ve milletine faydalı olmaya çalıştı. Dostluğu aranılan güzel bir insandı. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun.