İki deniz arasında dar iki yarımada üzerinde, küçük bir alanda 15 milyon insanı cezbeden, şairlerin bir taşını bile Acem mülkü ile değişmeye yanaşmadığı, muhteşem doğal güzellikleri ve zengin tarihi mirası ile dünyanın en güzel şehirleri arasında önde gelen İstanbul’un, her gün biraz daha betonlaşıp çirkinleştiğinin farkında mıyız?
Çok uzaklara gitmeye gerek yok. İstanbul’un başlıca gezi, dinlenme ve piknik alanları ile koruları, ormanları, tepeleri ve uzun sahil şeridi ve plajları adeta beton kıskacı altında kaybolmuş gibidir. Hala kaybolmamış olanlar da plan ve kullanım hataları yüzünden tam bir keşmekeş içinde ve perişan bir durumdadır.
Hızla yerel seçimlere gittiğimiz bugünlerde her parti, her aday yavaş yavaş plan ve projelerini açıklamaya başladı. Önümüzdeki günlerde daha somut plan ve projelerin ortaya çıkacağı muhakkak. Ben bugün Anadolu yakasında özellikle Kadıköy İskele Meydanının bugünkü perişanlığına değinmek istiyorum. Haydarpaşa Gar binasından Moda sahiline kadar geniş alanın nerede ise tamamı otobüs ve duraklarına, dolmuşlara ve araç parklarına ayrılmış.
Duraklara giren ve çıkan otobüs ve dolmuşlarla yolcular, trafikteki araçlar ve müşteri bekleyen taksiler, İskele Meydanı ve Rıhtım Caddesi’ni lebalep doldurmuşlar. Etraf bir ana baba günü gibi. Kimse ne Boğaz’ın, ne Marmara’nın ve ne de karşı sahilin ve tarihi yarımadanın muhteşem görüntüsünün farkında bile değil. Trafiği seyrederseniz başınız döner.
Bu meydanlara artık işlerlik kazandırılması gerek. Kadıköy’de mevcut iskelelerin biraz daha metro durağı yakınnıa alınmasının, otobüs ve dolmuş duraklarının eski Salı Pazarı alanına kaydırılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Böylece Salı Pazarı’ndan metro durağına açılacak iki tünel ile dolmuş ve otobüslerin İskele Meydanı’ndan beklemeden ayrılması, meydanın da sadece yayaların kullanımına tahsisi mümkün görülmektedir.
İstanbul’da sadece Kadıköy’de değil Eminönü, Beşiktaş, Üsküdar gibi sahil bandında boğulmuş haldeki bütün meydanlar, bu keşmekeş ve perişanlık içindedir. Ve bu güzelim alanlar, halkın gezip dinleneceği, eğlenip çeşitli sanat etkinliklerine katılacağı, her keseye uygun kafe, lokanta ve konaklama tesislerine kavuşturulacağı günleri beklemektedir.