Geçtiğimiz Mayıs ayında güzel İstanbul’umuzun 2012 Avrupa Spor Başkenti oluşu pek çoğumuzun dikkatini çekmedi. 2010 yılında başlayan seçim sürecinin sonuçlanmasının ardından İstanbul, 2001 yılından beri bu ödülü alan 12nci şehir. Daha önce Madrid, Stockholm, Alicante, Glasgow, Rotterdam, Copenhagen, Stutgard, Varşova, Milano, Dublin ve Valencia Avrupa Spor Başkenti ödülünü almışlar.
Bu ödül için İstanbul’lulara çağdaş ve modern mekanlarda spor yapılabilmesi imkanlarının sunulmuş olması yanında, 8 yılda 28 muhtelif branşta 83 uluslararası ve 100 ulusal organizasyona ev sahipliği yapılmış olmasının da önemli katkısı olmuş. Ve tabii bu ödülün İstanbul’un kimliğini öne çıkaracağı, hatta 2020 olimpiyat oyunları için de iyi bir referans olacağı aşikardır.
Bu vesile ile yapılan tanıtımda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 138 okul bahçesinde spor salonu ile 33 spor tesisi ile açık alanlarda ve plajlarda İstanbul’un yaşayanlara spor imkanları sağladığı açıklandı. Tabii diğer kamu kuruluşları ile spor kulüpleri ve özel kuruluşların spor alan ve tesisleri bu sayılanların dışında.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce bu mevcut tesislere ilave olarak 2012 yılı için kamp eğitim merkezleri ile içinde bir çok modern havuz, salon ve spor tesisi bulunan komplekslerinin yapılması da planlanmış.
15 milyon insanın yaşadığı İstanbul’un yeşil alan, park, bahçe, çocuk oyun alanı, plaj ve spor alanları ihtiyacının tesbitinin uzmanlık gerektirdiği malumlarıdır. Bununla beraber umuma açık bu alanların yeterli olmadığı da ortadadır.
Ben düzenli olarak her gün mutlaka sabah yürüyüşü yanında Kadıköy’de sahilde açık alanda spor tesislerinde de biraz spor yapmaktayım. Hele havaların ısındığı şu günlerde, yürüyüş için tahsis edilen pist, inanın İstanbul’un kalabalık caddeleri gibi. Spor tesislerinde de çoğu zaman sıra bekleniyor.
Bu açık alanlarda insanlar aynı zamanda piknik de yapıyor, gece geç saatlere kadar buraları gezinti mahalli de.
Sabahın erken saatlerinde ise çevre, piknik yapanlarla gezinenlerin etrafa attıkları yiyecek, içecek ve diğer atıklarla lebalep dolu. Hele tatil günleri bu manzara daha da hazin. Aynı alan içinde plajlar, açık alanlara nazaran daha temiz ve bakımlı. Tabii görevli personel var plajlarda.
Belediye temizlik görevlileri her sabah bu dağ gibi atıkları toplarlar, ardından çöp kamyonları da alır. Artık Caddebostan’dan Pendik’e kadar kimbilir kaç kamyon çöp toplanır?
Kontrolsüzlük yüzünden çevre kirliliği her gün daha da artmakta ve üzüntü vermektedir. Piknik yapanlarla gezinenlerin çevre konusunda duyarlı olmalarını temin için görevli personel ihtiyaç olduğu ortadadır. Ve gerçekten çok faydalı ve gerekli olan bu spor alan ve tesisleri ile çevrenin, Avrupa’nın Spor Başkentine yakışır bir hale getirilmesi zorunlu hale gelmiştir.