Futbol dünyasındaki başarı, yalnızca oyun kapasitesine değil, aynı zamanda teknik olarak oluşturulan zekaya ve liderliğin yönetilmesine de bağlıdır.

İşte bu bağlamda, Fenerbahçe'nin teknik olarak İsmail Kartal'ın başarısı dikkat çekici bir şekilde öne çıkıyor.

Fenerbahçe, son dönemde gösterdiği başarılarla dünyanın futbol dünyasından düşmüyor. Üst üste 15 maçta kazanmak, sadece oyuncuların performansıyla değil, aynı zamanda İsmail Kartal'ın yönetimdeki ekibini tamamlama başarısıyla mümkün oldu.

Özellikle Fenerbahçe'nin ön alan baskısının etkili bir şekilde kullanılması, İsmail Kartal'ın takımına kattığı bir özellik olarak öne çıkıyor. Takım, bu taktiği uygularken başarılı olamadığında ise B ve C planlarına sahip, esnek bir takım olarak sahada yer alıyor. İşte bu esneklik, İsmail Kartal'ın kazanmasını ve üretme düşünme yeteneğini gösteriyor.

Kartal, rakip analizi konusundaki titizliğiyle gündemde. Takımını her rakibe karşı en iyi şekilde hazırlayarak, saniyelik stratejiler geliştiriyor. İlk 11 seçimlerinde dikkat çekici bir şekilde başarılı ve dengeli. Oyuncuya değer veren bir teknik direktör olarak, oyuncuların potansiyelini en üst düzeyde çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Basın toplantısında verdiği cevaplarla da bunu net olarak anlıyoruz.

Fenerbahçe'nin bu başarısının ardında, İsmail Kartal'ın kişisel gelişiminin göz ardı edilememesi bir etken. Geçmiş sezonlara kıyasla büyük bir ilerleme kaydedildiği görülüyor. Geçen haftayla bile aynı değil. Bu, takımın içinde her oyuncunun daha iyi bir futbolcu haline getirmek için gösterdiği çabanın bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Fenerbahçe'nin oyuncu kadrosunun kalitesi ve takımın iyi bir ekip olması da unutulmamalıdır. Ancak İsmail Kartal liderliğini sürdürüyor ve zekasını geliştiriyor, takımın başarısında önemli bir rol oynuyor.

Sonuç olarak İsmail Kartal'ın Fenerbahçe'de 15 maç üst üste galibiyeti elde edene kadar, Türk futboluna olan katkısını da görelim. Bu başarı, takımının hedeflerinin büyük olduğunu ve herkesin bu bilinçle hareket ettiğini gösteriyor. Takımının yaşadığı küçük dikkatsizliklere rağmen, başarılarına devam edeceklerine eminiz. Bu takımın bir "kral"ı olduğu kesin ve bu kral oldukça iyi yönetiliyor.

Eklemek istediğim bir diğer konu ise diğer temsilcimiz Beşiktaş'ın rakibi ile ilgili. Lugano, maçtan önce basın toplantısına katıldığımızda sadece yabancı basının sorularını kabul etti. Zar zor elimize aldığımız mikrofondan Türkçe sorulacak bir sorudan korkmuş olacak ki anında toplantıyı bitirme gereği gördü. Ay yıldız bu normal buluyorum bu hareketlerini. Ülkemize hoşgeldiniz diyecektim. Sorunun cevabını ise gün gelir alırız.