Merkez Bankamız politika faiz oranımızı 325 baz puan düşürerek 16,50 oranına indirdi. Eş zamanlı olarak Avrupa Merkez bankası da 10 baz puan düşürerek eksi binde 5’e düşürdü. Evet yanlış okumadınız ekside (-) … Yani mevduata para vermek isterseniz aylık binde 5 oranında komisyon ödemek durumundasınız…

Şimdi FED ne yapacak? Ona bakacağız… Onun aldığı karara göre de Dünya yatırımcıları hareket edecek… Elbette bu durum bizim gibi döviz borcu çok olan ve kısa vadede 120 milyar dolar döviz ödemesi gereken bir piyasa için çok önemli…

Biz faizi düşürerek yeni yabancı yatırımcının gelmemesini sağladık. Ama bir yandan da geçmişte yatırım yapmış yabancı yatırımcının da çıkmamayı tercih etmesini de sağladık… 

Ve tabi ki banka faizlerinin düşmesini, özellikle de stoklarda bolca bulunan konut kredi faizlerinin düşmesini sağladık.

Peki bu kadar borç birikimine ve yabancı yatırımcıya bu denli bağlanmaya nerede ve nasıl başladık?..

Açıkcası işi ehline vermedik…

Çünkü özelleştirmeler yapılmaya başlandığında, çok fazla ekonomist özelleştirmelerin bu tür kaos ekonomilerine dönebileceğini ve riskli olduğunu yazmıştı. Yani belliydi, örnekleri vardı ve özelleştirmeler yapılırken bunlar biliniyordu.

Ama ne var biliyor musunuz?.. 30 Ağustos’da Diyanet’in hazırladığı Cuma hutbesinde adı anılmayan Atatürk’ün, dün de TDK’nın internet sitesinden vasiyetinin ve Nutku’nun çıkartıldığı Atatürk’ün Çankaya’daki çalışma masasının arkasında, güzelce çerçevelenmiş halde şu yazıyordu; 

“Yapacağın işi önce meşveret et.” 

Evet Kuran’ı Kerim’den bu ayet yer alıyordu. İş’i yapmadan önce ehli ile istişare etmeni söylüyordu.

Orası onun çalışma odasıydı ve bu ayeti çalışma hayatının ilkesi edinmişti… Vazgeçilmeziydi, düsturuydu…

Kendisi reformları hazırladı ve her bir reformu o işin ehline emanet etti… Kuran her daim baş ucu kitabıydı. 

Ve bu sayede kısa sürede halkın yüzü güldü. Alım gücü arttı. Halkın tamamı çalışmalarının karşılığını fazla fazla aldı, zarar etmedi. İhtiyaç duyduğu enerjiye, sebzeye, sigaraya zam değil indirim geldi. İstihdam alanları çoğaldı. Nur geldi, huzur geldi…

O günlerde de “İnternasyolizim” Dünya üzerinde çok popülerdi… Bugün ise ismi “Küreselleşme” olarak karşımızda… Ama o yeni kurulmuş meclis, şehitlerimizden bize emanet kalan “Vasi Vatanımızdan” hiçbir yabancıya toprak ya da şirket satışı yapmadı. 

Çünkü Osmanlı’nın son döneminde bunu tecrübe etmişlerdi… İthalat artmıştı, yabancılar ülkemize gelip iş yapmaya başlamıştı, İnternasyalizm yayılmıştı. Ve bir anda ülke de vatana, vatanseverlere, askere düşmanlar peydahlanmıştı… 

Yeni meclis, yaşadığımız bu tecrübeleri görmezden gelmedi.

Yani işi yabancıya değil kendi insanına ama ehline bıraktı… 

Günümüzde son bir yılda asgari ücret 1.603 TL’den yüzde 26 zam alarak 2.020 TL’ye çıkmasına karşın… Dolar 2 kat arttıysa, domates 5 kat arttıysa, sigara 2 kat artıysa, çamaşır deterjanı 3 kat arttıysa, kat kat artan bu ürünler sürekli kullanmak zorunda olduğumuz ürünlerse, tarihsel gerçeklere göre bilin ki iş ehlinde değil!.. 

Maaşlarımıza gelen zam, ortalama 1,26 kat arttıysa… Alım gücümüz, 1,26 kat artan maaşa rağmen aslında düştüyse… Yani ihtiyaç duyduğumuz ürünler çok daha fazla katladıysa, alım gücümüz o ürünler karşısında kat kat zayıfladıysa iş ehlinde değildir…

“Yapacağın işi önce meşveret et.”