Ekonomik ve sosyal kalkınmamıza yararı olacak en önemli etken; bireylerimizin meslek seçimlerinde okul ortamında doğru bir sistemle yönlendirilmeleri ve aile ile çevre baskısına da maruz kalmamaları gerekir. Çalışma hayatlarında; ister özel ister devlet kurumlarında olsun, ne kişisel ne de fiziksel özelliklere bakmaksızın sadece iş verimliliği, aktif iletişim ve belirli düzenle disiplin içinde çalışma ortamın gerekliliğini ön planda tutulursa çalışanı; yaratıcı, çok yönlü ve güler yüzlü bir kişiliğe sahip olmalarını sağlar.

Günümüzde hala bazı kesimlerimizde, memur olma fikrini en gözde meslek gurubu olarak gördüğü için, aile ve çevre baskısı sonucu gençleri erken yaşta kendi istekleri doğrultusunda seçim yapmalarını engelleyip, ön gördükleri mesleklere yönlendirmektedirler. Kişi çoğu zaman seçtiği mesleğin kendisine uygun olmadığının farkına vardığında, yeni arayışlar içerisinde olması gerekirken maddi imkanlar, çevre baskısı ve yeni deneyimlere açık olmaması sonucunda gereken performansı göstermemektedir. Bunun sonucunda çalıştıkları ortama da negatif enerjileriyle ve agresif tavırlarıyla çalışma arkadaşlarına mobbing uygulayarak iş hayatlarını sürdürmeye çalışmaktalar.

Yeni arayışlar içerisinde olanlar da kendine daha uygun ve mutlu olabileceği bir alana yönelirken farklı zorluklarla karşılaşabilmektedirler. Bazı iş alınımlarında haksız mülakat sonuçları, torpil, ve siyasi görüşler ne yazık ki sebep olmaktadır. İş performansı, disiplini ve düzeninden çok farklı etmenler ön plana çıkmakta; iş verenle çalışanın arasındaki sorumsuzluğun doğurduğu sonuçlar sıkıcı bir patron ve çalışan ikililiğini ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Öte yandan, hem kadın hem erkek çalışma hayatlarında farklı problemlerle karşılaşmaktalar. Erkeklerin karşısına; askerlik, medeni durumu ve bazen iş performansından çok diğer etkenler önem kazanmaktadır… Özellikle kadınlar, iş hayatında daha çok problemlerle karşılaşabilmekteler. Bazı kadınların kendilerine olan saygılarından dolayı, tüm engellere rağmen çalışma performanslarını yüksek tutmakla beraber emeklerinin karşılığını alma çabasındadırlar. Bir de başarılarının yanı sıra fiziksel görünümleriyle de ön planda ise sorumlulukları epey artmaktadır. Bu sorumlulukların başında; hem cinsleri veya karşı cinsleri olsun, kadını iş toplumuna kazandırmak yerine, işinde başarılı olan kadınla uğraşarak kendi performanslarını düşürdükleri gibi onun da performansını etkileyip ve hatta işinden soğutma derecesine getirebilmekteler. Oysa iş yerinde çalışma verimliliği ve ortam düzenin önüne hiçbir faktörün engel teşkil etmemesi gerekir.

Bir ülkenin kalkınmasının en önemli faktörlerinden biri sağlanan iş ortamlarındaki düzene, disipline, karşılıklı ve seviyeli iletişime dayanmakla beraber çalışanın da özel hayatıyla iş hayatın arasındaki köprüyü benimseyip işini severek, güler yüzle ortama sinerji sağlaması ve üstün performans sergilemesine bağlıdır. Bazı meslek seçimlerinde yanlış yönlendirmeler ve iş ortamlarında devam eden sorunların, gelecek nesillerimizin mutluluğu ve ülkemizin gelişmesi adına giderilmesini temenni ederim.