Şair, yazar ve akademisyen Mehmet Kara tarafından kaleme alınan “Irmağın öte yakası “ isimli roman Kaldırım Yayınları (0212 5116828, HYPERLINK "http://www.kaldirimyayinlari.com" www.kaldirimyayinlari.com, www.mehmetkara.com) tarafından neşredildi. Prof.Dr. Mehmet Kara’nın daha önce yayınlanmış nesir ve şiir kitaplarının ardından ilk roman denemesi olan “Irmağın öte yakası” farklı bir üslupla okuyucunun karşısına çıkıyor. Roman bizim alışık olduğumuz roman türünü benzemiyor. Toplam 248 sayfalık kitapta her bölüm kendi içinde müstakil ve genel olarak bir aile hikâyesi etrafından olaylar cereyan ediyor. Mihriban ve Selim çiftinin başına gelenler bu ülkede yaşamının ne denli zorluklarla dolu olduğunu bir kez daha bu romanda gözler önüne seriliyor. Yazar Mehmet Kara bir akademisyen olarak kitapta fazlasıyla öğrencilerine yer vermiş. Onlardan gelen elektronik posta mektupları romanda önemli bir yer tutuyor. Romanda sade bir dilin yanında betimlemeler ve benzetmelerde dikkat çekiyor. Kitabın bana göre olumsuz gibi sayılabilecek bir yanı romanın tam omurgası etrafından ziyade yeni modern-serbest roman tarzında oluşudur. Roman gerçek bir hayatın içinden olması kitaba ayrı bir özellik ve güzellik katıyor. Böylesine güzel bir romandan dolayı Mehmet Kara Bey’i tebrik ediyor daha nice güzel eserler yazması temenni ediyorum. Kitabın arka kapağından aldığım şu önemli cümlelerle veda ederken bu kıymetli romanı siz aziz okurlarımın okumalarını tavsiye ediyorum: “Öğrencilerim... Hepsi, benim için büyük bir hazine. Yüzlerine baktığımda veya onlarla konuşmaya başladığımda her birisi, yazılmamış roman gibi durur karşımda. Onlar, benim hayatımın oksijeni. Bense onların karşısında hep huzura açılan bir kapı gibi durmaya çalıştım, çalışırım. Bunu ne kadar başarabildiğimi tam olarak bilemiyorum. Ama nerede karşılaşsak hemen yüzlerinde bir gülümseme beliriverir, ne zaman yazışsak hep sıcak kelimeler gelir onlardan. Üstelik hangi dinden, mezhepten veya siyasi görüşten olurlarsa olsunlar; bunun bir önemi yok. Çünkü ben onlara bilgiyi ve erdemi öğretirken insan yüzlerine bakıyorum. Tanıdık yüzler, anlatılmamış hikâyeler dolu içimde. Benim basamaklarımdan hep onlar çıktılar. Bu yüzden romanımda hepsinin ayak izleri var.” Seyyah-ı Âlem Evliya Çelebi Türk Dil Kurumu Başkanı Prof.Dr.Şükrü Haluk Akalın tarafından kaleme alınan Seyyah-ı Âlem Evliya Çelebi isimli kitap Türk Dil Kurumu (0312 4575200, www.tdk.org.tr) yayınları arasından çıktı. Kitap ayrı bir estetikte basılmış ve tarihi resimlerle birlikte 95 sayfa. Kitapta birde harita yer alıyor ki bu da ayrı bir güzellik. Kitap size asırlar öncesine götürüyor. Türk ve dünya edebiyatının en kapsamlı seyahat kitabı olan Seyahatname’yi yazan Evliya Çelebi’yi tanımak için harita ile birlikte gezmeye çağırıyor. Evliya Çelebi, doğumunun 400’üncü yılı nedeniyle yayınlanan bu kıymetli eseri yazar şu cümlelerle tanıtıyor, “Yedi iklim, on sekiz padişahlık gezen; yetmiş yılı aşkın ömrünün elli bir yılını seyahatlerde, bir diyardan bir başka diyara uzanan yollarda, farklı şehirlerde, değişik ülkelerde geçiren Evliya Çelebi; gezmekle kalmamış seyahat ettiği, dolaştığı yerleri; bu ülkelerle, diyarlarla ilgili gözlemlerini, yolculuğu sırasında başından geçen olayları, gittiği yerlerde kendisine anlatılanları akıcı diliyle ve ilgi çekici üslubuyla yazıya dökmüştür. Evliya Çelebi’nin seyahat ettiği coğrafyanın yüz ölçümü yaklaşık yirmi beş milyon kilometrekaredir. Bugün bu coğrafyada otuz devlet kurulmuştur. Evliya Çelebi’nin gördüğü, gezdiği şehir sayısı iki yüz elli yedidir. İnsan dostudur Evliya Çelebi, can yoldaşıdır. Padişahlara, vezirlere, paşalara, musahiplik yapmıştır, sohbet ehlidir. Bilgisiyle, tatlı diliyle, nükteli konuşmasıyla, hazırcevaplığıyla, güzel sesiyle bir musahipte bulunması gereken bütün özelliklerle donanmış, her mecliste aranan bir kişidir Evliya Çelebi.” Evliya Çelebi hakkında böylesine güzel ve estetik kitabı okumaya davet ediyor yazar ve akademisyen Şükrü Haluk Akalın’ı tebrik ediyorum. 2011 Evliya Çelebi yılında onun gittiği yerleri gezip görerek ufkumuzu ve zihnimizi açar hazreti daha yakından tanımış oluruz. Osmanlı Mirası Cumhuriyetin İnşası Yrd.Doç.Dr.Mustafa Gündüz tarafından kaleme alınan “Osmanlı Mirası Cumhuriyetin İnşası/Modernleşme, Eğitim, Kültür ve Aydınlar” isimli akademik çalışma Lotus yayınları (0312 4330814, HYPERLINK "http://www.lotuskitap.com" www.lotuskitap.com) tarafından neşredildi. Kitabın “Takdim” bölümünde Prof.Dr. M. Şükrü Hanioğlu eseri şu cümlelerle okuyucuya tanıtıyor: “Kitapta yeralan çalışmalar bilhassa İkinci Meşrutiyet Dönemi’nin tüm düşünce yapılarını, önde gelen fikir adamlarını ve temel tartışmalarını detaylı biçimde ele aldıkları gibi, bu fikirlerin öncüsü hareketleri de incelemekte ve bununla da kalmayarak Cumhuriyet'in entelektüel temellerini ortaya koymaktadırlar. Bu kapsam ise neredeyse bir asırlık bir zaman dilimindeki düşünce hareketleri ile entelektüel ve siyasî tarih alanlarında ciddî bir vukufu zorunlu kılmaktadır. Dr. Gündüz dönemin Garbcılık’tan İslâmcılığa varan tüm düşünce yapılarını, bunlar arasındaki etkileşimi ve bunların arka plânında yer alan ithal fikir hareketlerini, ancak bu konulara derinlemesine vâkıf, bir akademisyenin gerçekleştirebileceği bir şekilde ele almakta ve tahlil etmektedir. Bu alandaki etkileşim ve ortak paydaların tespiti ise hiç şüphesiz Peyami Safa’nın Türk İnkılâbına Bakışlar eserinden beri sorgulamadan gerçekliğini kabul ettiğimiz kesin çizgilerle belirlenmiş fikrî yapılar, düşünce hareketleri tezinin ciddî biçimde tartışılmasını sağlayacaktır.” Böylesine kıymetli eseri kaleme alın genç akademisyen arkadaşım Yrd.Doç.Dr.Mustafa Gündüz’ü tebrik ediyorum. 366 sayfadan müteşekkil kitap titiz bir akademik araştırma ürünü ve geniş bir kaynakça yer alıyor. Mustafa Gündüz’ü tekrardan kutluyor daha nice güzel eserlere imza atmasını temenni ediyorum.