İRAN VE NÜKLEER ENERJİ
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve İran’ın Başmüzakerecisi Said Celili, düzenledikleri basın toplantılarında mutabakat sağladıklarını açıkladılar. Buna göre, İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi (NPT) Antlaşmasının getirdiği yükümlülüklere uyacak. Ancak, İran’ın barışçıl amaçlarla nükleer programını sürdürme hakkına da saygı gösterilecek. Amaç, İran’ın nükleer silah üretmemesidir.
Nükleer müzakerelerin bir sonraki turunun, 23 Mayıs’ta Irak’ın başkenti Bağdat’ta yapılması kararlaştırıldı. Celili, “İran’a karşı tehdit işlemiyor. Artık işbirliği vurgulanmalı, bu tip mesajlar verilmeli, başka bir dil benimsenmeli” dedi. Buna göre, müzakerelerin uzlaşmayla sonuçlandığı söylenebilir. Celili, barışçıl amaçları için yüzde 20 saflığa kadar zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyaçları olduğunu, ekledi.
Nükleer başlık yapımı için ise % 80-90 oranında zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyaç bulunmaktadır. Sorun, İran’ın bu orana ulaşabilme kapasitesidir. Çoğu zaman ABD’nin ya da İsrail’in elindeki nükleer silahlar konu edilir ve onlara karışılmadığından, uluslararası toplumun ikiyüzlülüğünden bahsedilir. Bu bağlamda Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine İlişkin Anlaşma’dan bahsetmek gerekiyor. Bu antlaşma, 1968 yılında imzalandı ve 1970’te yürürlüğe girdi. Buna göre, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi de olan ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Çin, “nükleer silah sahibi ülkeler” olarak kabul edildiler. Nükleer silah sahibi olmayan taraf ülkeler ise, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın güvenlik denetimin kabul etmekle yükümlü oldular. Türkiye, bu antlaşmayı 1969’da imzaladı ve 1979’da onaylayarak taraf oldu. Bu antlaşmaya taraf olamayan ülkeler, Hindistan, İsrail, Kuzey Kore ve Pakistan’dır. Buna göre, antlaşma yürürlüğe girerken, ABD, zaten bir nükleer güçtü. İsrail ise, antlaşmaya taraf olmadı. Bu nedenle, antlaşma, onaylamayan diğer ülkeler gibi İsrail için de bağlayıcı değildir. Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore, nükleer silah yapım sürecine devam etmektedirler ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, bu ülkelerde, araştırma yapmamaktadır. Kuzey Kore, geçtiğimiz günlerde, başarısız bir denemede bulundu. Sonuç olarak, antlaşma öncesi nükleer silaha sahip olan ülkeler ve bu antlaşmayı imzalamayan ülkeler, diğer ülkelerden farklı konumdadırlar. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine İlişkin Antlaşmasının ilk iki maddesine göre, taraf nükleer silah sahibi her devlet, nükleer silahları veya diğer patlayıcı nükleer araçları ya da bu gibi silahların kontrolünü, devretmeme yükümlülüğünü üstlenir. Nükleer silah sahibi olmayan herhangi bir devlete, nükleer silahların kontrolünü elde etmesi için herhangi bir şekilde yardım, özendirme veya isteklendirmede bulunmamayı üstlenir. Antlaşmaya taraf nükleer silaha sahip olmayan her devlet, nükleer silahları veya diğer nükleer patlayıcı araçları devralmamayı, yapmamayı veya başka şekilde elde etmemeyi ve bu silahların yapımı için herhangi bir yardım aramamayı veya almamayı üstlenir. Antlaşmaya taraf nükleer silaha sahip olmayan her devlet, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın güvenlik denetimini de kabul etmek zorundadır.