Çeşitli basın organlarında verilen bilgilere göre, Irak'ın nüfus yapısı; % 50 Şii Araplar, % 15 Sünni Araplar, % 17 Kürtler, % 10 Türkmenler ve % 8 Süryani ve diğer azınlıklar olarak sıralanıyordu.

Irak seçimleri sonucu Türkmen Cephesi'nin 3 milletvekili çıkardığı görüldü.

Bu sonuçtan memnun olmayan hükümet, bu hezimetten Türkmen Cephesi'ni sorumlu tuttu!?

Halbuki hükümetimizin Irak politikalarında Türkmenlere, Irak halkıyla bütünleşme empoze ediliyordu.

Görülüyor ki bu telkinler olumlu sonuç vermiş ve Türkmenler, Arap ve Kürtlere entegre olarak, onların partilerinden vekil seçilmişlerdir.

Bu yollarla 7 milletvekili daha çıkaran Türkmenlerin, Irak milli meclisinde toplam 10 milletvekilleri bulunacak.

ABD'nin yaptığı hesaplara göre, Türkmenler'in % 4 oranında oy alacağı varsayılıyordu.

Halbuki iki Türkmen partisi, Irak seçmenlerinin % 1'inin oyunu alabildi!?

% 10-15 oranında gösterilen Türkmen oylarının neden buharlaştığı ise bilinemiyor?

Son 10 yıldır Kürtler koruma altına alınmış olmasına rağmen  Türkmenlere sahip çıkılmamıştır, çıkılamamıştır.

Hiçbir bağımsız ülke, sınırlarının dışında veya dünyanın ücra bir köşesinde de olsa, bir tek soydaşının burnunun kanatılmasına izin vermez.

Bugünkü pısırıklığımız, ne geçmişimizle, ne de tarihimizle bağdaşmayan bir zavallılıktır.

Osmanlı'nın üç kıtada bıraktığı köklerine ve soydaşlarına sahip çıkamaması, milletimizin kendine olan güvenini yitirmesine sebep olmaktadır.

Düşmanlarımız, psikolojik savaş taktikleriyle halkımızı ruhen çökertmiş ve devletimize olan güven duygusu büyük oranda sarsılmıştır.

Milletimiz; cesur, kararlı ve zaman yitirmeden harekete geçecek bir hükümet beklemektedir.

Başkalarının keyfine göre yaşamak, sefaletlerin en büyüğüdür.

Publilius Syrus