İnsan var olduğu için haklara sahiptir. Bu ifade, İslam ve Batı medeniyetleri, hatta dünyadaki bütün evrensel medeniyteler, kültürler ve dinler arasında ortak bir zemin olarak kabul edilebilir. Bu düşüncesiyi Descartes'in meşhur önermesine benzeterek Varım öyleyse haklarım da var, şeklinde de ifade edebiliriz. "İnsan Hakları ve İslam" (Sosyoloji ve Fıkhi Yaklaşımlar) kitabı Prof.Dr.Recep Şentürk'ün Etkileşim Yayınlarından çıkan kitabını oluşturan yazılar, İslam ve Batı toplumlarının insan hakları söylemlerini üretirken nasıl bir yol izlediklerini göstermeye çalışmaktadır. Her iki toplumda da insan hakları anlayışı, evrenselcilik ve cemaatçilik arasındaki diyalektik üzerine kurulmuştur. Yani her toplumda bir yanda bütün insanlığı kucaklayan evrenselciler, diğer yandan sadece kendi toplumlarını düşünen cemaatçiler vardır. Kitapta özellikle İslam'da evrenselci yaklaşımı temsil eden Ebu Hanife ve ekolünün insan hakları anlayışları hem hukuki, hem de sosyolojik perspektiften ele alınmaktadır. Kitapta 'Ademiyyet ve İsmet' birinci bölümü ve 'İnsan Hakları Sosyoloji" başlığında iki bölümden müteşekkildir. Alanında da kitap ilklerindendir. Bu yönüylede orijinal bir çalışmadır. Prof.Dr. Recep Şentürk'ü siz aziz okuyucularımın yakından tanımalarını istiyorum. Halen Fatih Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde öğretim üyesi ve İSAM'da (İslam Araştırma Merkezi) araştırmacı olan Prof. Dr. Recep Şentürk lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde (1986) tamamladıktan sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümden mastır yapmış (1988) ve aynı bölümde asistan olarak çalışmaya başlamıştır (1988-1989). Doktorasını Amerika'da Columbia Üniversitesi, Sosyoloji Bölümünde yapmıştır (1998). Doktorasını bitirdikten sonra İSAM'da araştırmacı olarak çalışmaya başlamıştır. Daha sonra Atlanta'da Emory Üniversitesi Hukuk Fakültesinde misafir araştırmacı olarak insan hakları konusunda araştırma yapmıştır (2002-2003). 2005 yılında British Academy'nin davetlisi olarak Oxford Brookes Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Hukuk Fakültesinde insan hakları konusundaki çalışmalarını yürütmüş ve aynı konuda İngiltere'nin çeşitli üniversitelerinde konferanslar vermiştir. Türkçe, İngilizce ve Arapça kitap ve makaleleri vardır. Kitapları:Türk Düşüncesinin Sosyolojisi: Fıkıh'tan Sosyal Bilimlere (2008), İnsan Hakları ve İslam: Sosyolojik ve Fıkhî Yaklaşımlar (İstanbul 2007), Malcolm X (Istanbul 2006), Malcolm X: es-Sîra az-Zâtiyye (Arapça) (Şam 2006), Narrative Social Structure: Hadith Transmission Network 610-1505 (California: Standford University Pres, 2005), Yeni Din Sosyolojileri (İstanbul 2004), Toplumsal Hafıza: Hadis Rivayet Ağı 610-1505 (İstanbul 2004), Modernleşme ve Toplumbilim (İstanbul [1996] 2006). Sevgili Recep Şentürk'ün bazı eserlerini kısa da olsa tanıtmak istiyorum. 'Türk Düşüncesinin Sosyolojisi: Fıkıhtan Sosyal Bilimlere' isimli son kitabında Recep Şentürk, modernleşmenin bir sonucu olarak İslam aleminde fıkıh ilminden sosyal bilimlere doğru bir dönüşümü gözlemlemektedir. Bu dönüşüm, bir 'bilimsel devrim' midir? Eğer öyle ise onu hazırlayan sosyal, kültürel ve siyasi şartlar nelerdir? Böyle bir dönüşümün kültür ve düşünce dünyamıza ne gibi etkileri olmuştur? Bu kitapta sosyolojik bir bakış açısıyla bu sorular ana hatlarıyla tarışmaya açılmaktadır. Bir başka kitabı; 'Toplumsal hafıza hadis rivayet ağı' isimli eserde,9 asırlık uzun bir zaman diliminde, binlerce kişiden ve onbinlerce ilişkiden oluşan dünyanın en büyük sosyal ilişki ağı, yani hadis rivayet ağı sosyolojik bir analize tabi tutuluyor. Çalışmalarınızı eşzamanlı olarak İslami ilimler ile batılı sosyal bilimler alanlarında yürüten yazar, belki de ilk defa bu eserde hadis ilmiyle sosyolojinin temel yaklaşımlarını ve kavramlarının bir arada ele alıyor. İslam medeniyetinin hiç kuşkusuz en büyük başarılarından biri olan hadis rivayet sistemini, devasa bir hoca-talebe ilişkileri ağını ustalıkla inceleyen yazar, aynı zamanda hadsi ilminin nasıl muhkem temeller üzerine bina edildiğinin sosyal bilimler temelinde bir sağlamasını da yapmış oluyor. Sosyolojiden başka istatistik, dilbilim, göstergebilim, anlatıbilim gibi bilim dallarının verilerini ve yapısalcılık gibi bilimsel metodları da kullanan eser; İbn Haldun, İbn Hacer, Suyuti, Kettani, İbnü's-Salah, Zehebi gibi alimlerin hemen yanında Roland Barthes, Hayden White, Max Weber, Sauusre, Silverstein, Habermas, U.Eco gibi isimlerle karşılaşacak olan okuyucuya, disiplinler-arası bilimsel ve fikri anlamda görkemli bir ziyafet vaadediyor. Osmanlı'dan Cumhuriyete geçerken sosyal düşünce nasıl bir seyir takip etti? Klasik dönemle Tanzimat sonrası sosyal düşünce anlayışlarının karakteristik unsurları ve bunlar arasındaki temel farklılık nedir? Elinizdeki çalışma, şimdiye kadar düşünce tarihi metodu ile incelenen dönemi, 'düşünce sosyolojisi' adını verdiği yeni bir yöntemle tahlil etmek iddiasındadır. Klasik Osmanlı sosyal düşüncesinin temel unsuru olarak Fıkıh ilmini temel alan ve bu büyük ilim ve düşünce sahasının etrafındaki tartışmalara odaklanan çalışma, düşünce tarihi ve bilgi sosyolojisinden farklı ve onları tamamlayıcı bir zaviyeden, düşünce ve sosyal yapı ilişkisine yaklaşmayı öneriyor. Kitabın özel bir amacı da, Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar geçen sancılı geçiş döneminde Türkçe düşünen ve yazan aydınlarımızın, bunalım ve ikilemlerini sosyolojik bir gözle incelemektir.Fıkıhtan sosyal bilimlere geçişte yaşanan bütün bir zihinsel değişim ve süreci özlü ve yetkin bir yaklaşımla ortaya koyan bu eser, Türk düşünce tarihçiliğine yeni perspektifler getiren özgün katkılar sunmaktadır. Prof.Dr.Recep Şentürk'ün 'Malcolm X' isimli kitapta ise, 'İslam'da evrensel insan hakları var mıdır?' sorusuna geçen yüzyılın hakkında en fazla konuşulan ve yazılan Amerikalı Müslümanı Malcolm X'in hayatına farklı bir yaklaşımla, bir evrensel insan hakları mücadelesi olarak bakarak cevap aramaktadır. Maolcolm X, önce sadece ABD'de yaşayan Afro-Amerikalıların, daha sonra yalnızca dünyadaki siyahların haklarını savunmak için mücadele etti. Ama nihayet, hayatının sonuna doğru, evrensel planda istisnasız bütün insanların haklarını savunmak için mücadeleye başladı. Onun düşüncesi her ne kadar bu safhalardan geçse de, değişmeyen temel özelliği haksızlığa karşı sessiz ve pasif kalmamaktı. Malcolm X'in düşüncesindeki söz konusu evrimin, nihayet evrensel insan hakları düşüncesine ulaşmasının ve bu yoldaki mücadelesinin fikri temellerini, onun giderek daha iyi kavradığı İslam'ın evrenselliğinde aramak gerekmektedir. Malcolm X'in mirası günümüzde İslam ve evrensel insan hakları arasındaki ilişkiyi görmemize önemli bir katkı sağlamaktadır: İslam, insan haklarını evrensel planda savunmayı ve kime, kim tarafından yapılırsa yapılsın, haksızlığa 'gerekli her yolla' karşı koymayı emreder. Prof.Dr.Recep Şentürk çalışkan, genç, dinamik ve orijinal çalışmalarla dikkat çeken akademisyen olarak bundan sonrada ondan yeni eserler bekliyoruz. Topluma kazandırdığı dikkat çeken faydalı kitaplarından dolayı tebrik ediyorum.