1991-92 futbol sezonunun 9. haftasında Beşiktaş-Konyaspor maçı için İstanbul’a gitmiştik. Gece maçı olması bizim için farklı bir özellikti. Recep Çınar ve Mehmet Yenikaynak’la birlikte tribün baskısını da göz önüne alarak, herhangi bir tatsızlığa mahal vermemek için ‘Konyaspor kalesinin arkasında çalışmayı’ uygun bulduk. Fakat bizim için son derece kısır bir maç oluyordu; zira Beşiktaş hücum yapmakta zorlanıyor ve biz de fotoğraf çekemiyorduk. Derken; 60. dakikada Beşiktaş’ın soldan yaptığı atakta Metin topu kale önüne gönderdi, Zeki son vuruşu yaparken deklanşöre ‘Ofsayt diye söylenerek’ bastık. Fakat oda ne; hakem golü vermişti! Recep Çınar yaklaşıp ‘Ofsayt değil miydi?’ diye fikrimi sordu. Evet, ofsayttı ama hakem Etem Atasoy öyle dememiş, Beşiktaş’ın 1-0 öne geçtiğini işaret etmişti.

Fötr şapkalı, pardesülü, elinde baston şemsiyesi olan bir şahıs, beraberinde arkadaşıyla kale arkasında bize uzak bir bölgedeki banka oturmuş maçı izliyordu. Recep Çınar yerine döndükten sonra fötr şapkalı adam ‘Konyalı’ diye seslendi. Döndüm:

-Buyurun.

-Golü gördün mü?

-Evet, ama Zeki bir metre ofsayttı.

Elini sallayarak gülüyor:

-Senin açın dar da ondan bir metre gördün, pozisyon iki metre ofsayttı!

Burası Beşiktaş’ın İnönü Stadı idi ve sahanın içinde biri benimle yüksek sesle ‘bağırarak’ iletişim kurarken ‘Beşiktaş’ın iki metre ofsayttan gol attığını söylüyordu; rüya gibi!

-Ben görüyorum, siz görüyorsunuz, ama hakemler görmüyor, hayret, diyecek oldum.

-Nasıl görmez? Bal gibi görüyor ama bu golü vermezse Beşiktaş başka gol atamayacaktı. Bak, kaç dakikadır atak bile yapamadı, pozisyonu yok.

“Yırtılan deli Bekirin yakası” diyerek sahaya odaklanmak isterken, fötr şapkalı adam, yüreğimize şamar gibi inen şu sözleri İnönü Stadının çimlerine nakşediyordu:

-Siz Anadolu’da bir yerlerinizi boşuna yırtmayın! Büyüklere ne zaman çıkış yolu lazım olsa yolu açarlar. Siz de yırtındığınızla kalırsınız! Sizi bir şey yaptırmazlar.

Bu diyalog aynıyla vakidir. Peki Fötr şapkalı adam kim mi, sormayın İyi bir Beşiktaşlı olarak bilin yeter.

**

Gelelim bu haftaki Konyaspor-Beşiktaş maçına.

Denizli deplasmanıyla bir yükseliş grafiği yakalayan, Kayseri ve Kasımpaşa galibiyetleriyle zirveye ortak olma sinyalleri veren Konyaspor, Sergen Yalçın koordinasyonundaki Malatyaspor karşısında şok bir yenilgi alınca işler tersine dönmüştü. Kaleci Serkan’ın umulmadık hatasıyla başlayan gerileme süreci, Fenerbahçe Eyüpspor ve Sivasspor yenilgileri ve yenilgiyi aratmayan Gençlerbirliği beraberliğiyle tavan yapmıştı.

Milli arayı toparlanma için en iyi şekil-de değerlendirmeye çalışan Konyaspor Beşiktaş karşısına olağanüstü motivasyon şartlarıyla çıktı. Taraftarların oluşturduğu yüzlerce metre meşale koridorun- dan geçerek stada gelen futbolcular, Trabzon yenilgisinden sonra dirilen Beşiktaş maçına özgüveni yüksek, son derece tempolu bir şekilde başladı. Henüz 3. dakikada Skubic taç atışında topu Ömer Ali Şahiner’e yolladı, kaleye doğru hareket halindeki bu oyuncu da kafayla Milosevic’in bulunduğu bölgeye indirirken fiziki şartlar gereği boş koşusunu sürdürdü. Elneny’in önündeki topu tereyağından kıl çeker gibi kapan Miloseviç düzgün bir vuruşla topu uzak köşeden ağlara yolladı. Maçın hakemi Fırat Aydınus santra çizgisini gösterirken kale önünde gol sevincine başlayan Konyasporlu futbolcular, kale arkası taraftar grubu ve yedek kulübesi önünde de coşkuyu yaşadı. Takımlar başlama noktasına gittiğinde VAR Odasından gelen ikaz maçın seyrini değiştirdi. Bir süre beklemede kalan Aydınus daha sonra VAR ekranına koştu. Bakmayın siz koştuğuna; yasak savar gibi, varıp dönmesi bir oldu ve tereddütsüz verdiği golü, ‘protestolar altında’ ofsayt gerekçesiyle iptal etti. Oysa, tac atışından gelen topu Ömer Ali kafayla ceza alanı ön bölgesine indirdikten sonra, koşu yönünde hareketini tamamlarken oyuna katılmadığı gibi kalecinin görüşünü engelleyecek bir duruşu da söz konusu değildi. Gole en çok itiraz eden Kaleci Karıus’ta, pozisyon anında yerinde zıplayıp duruyordu ve topun gittiği yöne doğru hareket etti ama ters ayakta yakalandığı için hamlesini tamamlayamadı. Fakat uyanık Alman, inatçı itirazlarıyla VAR hakemlerine ‘iptal yolunu’ açtı!

Oysa Abdullah Avcı’nın maç sonunda dediği gibi; bu gol geçerli sayılsa maçın seyri değişebilir, skor daha farklı olabilirdi!

*     *     *

Aydınus’un hatası iptal ettiği golle sınırlı kalmadı. Beşiktaşlılara çarpıp kornere çıkan pozisyona aut vermesi, Beşiktaşlı oyuncudan çıkmasına rağmen tac atışını yine Beşiktaş’a vermesi, absürt faul kararları sadece hakemlik adına değil, futbol adına da son derece önemliydi! Tıpkı 1991-92 sezonunun 9. haftasındaki gibi!

Makus talih değişmedi gitti. Galiba hiç de değişmeyecek, Fötr Şapkalı Beşiktaşlının ta o zaman dediği gibi ‘Biz bir yerlerimizi boşuna yırtıyoruz.’

*     *     *

KONYASPOR YENİLGİYE RAĞMEN UMUT VERDİ

Konyaspor, anlaşılmaz bir düşüş grafiği gösterdiği son haftalarda düşme adaylarından biri olarak telaffuz edilir olmuştu. Yeşil Beyazlılar, ‘belirsiz nedenlerle’ yaşadığı düşüşü tersine çevirebilecek bünyeye sahip olduklarını Beşiktaş önündeki futboluyla ortaya koydu.

Maç sonunda meslektaşımız Selman Akyüz, Aykut Kocaman’a Sivas ve Beşiktaş maçlarının esame listesine alınmayan Alper’i sordu. Cevap son derece enteresandı, “Gençlerbirliği maçından sonra, Alper’le devam etmeyi düşünmüyorum’ dedi Aykut hoca. Evet, Gençlerbirliği maçı Alper’in belki de kariyerindeki en verimsiz maçıydı. 

Sezon başından bu yana umulan verimliliğe erişemeyen Bajiç ise Beşiktaş karşısında takımına ciddi katkılar sağladı. Ancak, Beşiktaş baskından kaptığı topla hücuma çıkarken, üç rakibi arasında kaldığında arka bölgeye verdiği hatalı pas Beşiktaş’ın üç puanı almasına vesile oldu. Maç boyunca biriktirdiği artıların bu hata ile gölgelenmesi ciddi bir futbol talihsizliği olsa gerek.

Aykut Kocaman takımda çöküntüye yol açan arızayı teşhis etmiş görünüyor. Oyun verimliliğindeki eksiklere rağmen Beşiktaş önündeki diri futbol bunun kanıtı olsa gerek.

Beşiktaş için söylenecek şeyler yok mu? Elbette var. Takım oyunuyla olmasa da bireysel yetenekleriyle öne çıkan futbolcuları var, durumu kotarabiliyorlar. Onlar için gerçek baremin Avrupa maçları olduğunu söylemek sanırız yeterlidir.