Genellikle Şark yani Doğu, daha doğrusu Orta Doğu Peygamberler otağıdır. Nebîler karargâhıdır. Ekser ENBİYA ve RESULLER tarih boyunca hep bu diyardan çıkmıştır.

     Garp, Batı ve Avrupa’dan ise daha çok filozof, feylesof, düşünür ve fen âlimleri zuhur etmiştir.

     Batı’dan böyle, Doğu’dan öyle zuhuratların olması Kader’in bir remzidir. Kaderin bir cilvesi ve işaretidir ki, Doğu’da hükmeden ve hükmedecek olan din hissi, inanç ve mâneviyattır.

     Bu bakımdan Doğu, irfan ve centilmenliğin kaynağı olurken; Batı insanı çok defa materyalist bir zihniyete sahip olagelmiştir.

     Mânevî duygular daha çok Yakın ve Orta Doğu insanında kendini belli eder olmuştur.

     Bu müspet husus ve bu olumlu özellikler, bütün Şarkta hatta Japonya’ya kadar olan ülke insanlarında mevcuttur.

     Bu kadar uzun girişe niçin ihtiyaç duydum derseniz, derim ki, biraz sonra zikredeceğim olumsuz vasıflardan ötürü istiyorum ki, kimse alınmasın, kimse gücenmesin.

     Çünkü hiçbir ülke insanı; daha doğrusu hiçbir insanın özü kötü değildir. Fenalık arızî ve geçicidir. Dışarıdan musallat olan sıfat ve vasıflardan ibaret olup, aslında kurtulamıyacak şeyler değildir.

     Yeter ki insan, özüne erişecek özünü harekete geçirecek manevî bir uyarıcıyla karşılaşsın.

     İşte ben Batı insanında bazı istisnalar dışında gerçek maneviyattan bir eser bulamıyor, sahih ve doğru bir iz göremiyorum.

     Sathî, yüzeysel bakışlı nazarlar; en ufak, aleyhde bir durumla karşılaşmaya görsün, hiç tahammül edemiyor, azıcık sabır gösteremiyorlar.

     Nitekim geçenlerde yapılan EUROVISION şarkı yarışması karşısında kimi İngilizlerin takındığı nahoş, hoş olmayan tavır ne kadar üzücü; bir okadar da şaşırtıcıdır.

     Çünkü Eurovision şarkı yarışmasını, Türkiye’yi temsil eden Türk şarkıcının kazanmasını bir kısım İngilizler soğuk karşılamışlar. Tahammülsüzlüklerini açığa vurmaktan kendilerini alamamışlar.

     O da yetmezmiş gibi, Türk şarkıcının kazandığı şarkıya maalesef “Sokak Şarkısı” yaftasını yakıştırmaktan çekinmemişler. Kendi İngiliz şarkıcının “sıfır” puan alması âdeta kimi İngilizleri çileden çıkarmış, kıskançlıklarını gizliyemez olmuşlardır.

     Eurovision yarışmasını Türk şarkıcının kazanması BBC’nin web sitesinde şok tesiri yapmış. BBC’yi yukarıda bahsettiğimiz menfî tepki ve olumsuz tutumlara sevketmiştir.

     Oysa İngiliz halkı da Türk şarkıcıya oy vermekten kendilerini alamamışlardı. Fakat kendi halkının bile Türk şarkıcısını takdir etmesine rağmen BBC; hissî ve duygusal davranmaktan kendini alamamış. Sonuca hazımlı olmaktan kaçınmıştır.

     Türk şarkıcının 1. olmasını bir türlü hazmedememiştir. Olgunlukta İngiliz halkı kadar bile olamamıştır. “Sıfır” puan alışlarını savaş nedenine bağladılar. Irak savaşı sebebiyle İngiltere’ye karşı oluşan antipatiden bildiler. İşte burada irfan eksikliği, kemâlsizlik ve olgunsuzluk söz konusudur.

     Nitekim Eurovision’u Türk şarkıcının kazanmasından ötürü, İngiliz şarkıcının kaybetmesinden dolayı İngiliz yayın organları, bu konuya âdeta ambargo koyup, bahsetmiyorlar. Gündemden düşürüyorlar.

     Oysa “Everyway That I Can” Avrupa listelerinden inmiyor, başlıklı haberde durumun ne merkezde cereyan etmekte olduğu açıkça görülmektedir:

     Sertab Erener’in Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’ye birincilik getiren şarkısı “Everyway That I Can”, yaklaşık 2,5 aydır çeşitli Avrupa ülkelerinde müzik listelerinde üst sıralarda yer almaya devam ediyor.

     Sony Music Türkiye’den yapılan yazılı açıklamada Eurovision Şarkı Yarışması’nın üzerinden iki buçuk ay geçmiş olmasına rağmen Erener’in şarkısının Avrupa’nın “Boarder Braker”den (Rekor Kıran, Sınır Tanımayan Şarkılar Listesinin) yedi haftadır dördüncü sıradan inmediği kaydedildi.

(10. 10. 2003)