Herkes 3 haftalık süreyle, 12 adede kadar ödünç kitap alabiliyor. Alınan kitaplar; kütüphanenin herhangi bir şubesine iade edilebiliyor.

     Köylerdeki kütüphaneler, kendi aralarında belirli sürelerle kitap değiş tokuşu yapıyorlar. Köy sakinlerinin farklı kitaplara ulaşmalarını sağlıyorlar.

     Kütüphanelerin çocuk bölümleri; çocukların ilgisini çekecek şekilde düzenlenmiş. Ayrıca belirli aralıklarla -özellikle okul öncesi çocukları için- kitap okuma saatleri düzenleniyor. Bir kütüphane görevlisi tarafından onlara hikâye kitapları okunuyor.

     Yaşlı okuyucular için, büyük puntolu harflerle basılmış kitaplar bölümü de mevcut.

     Kütüphanelerin bilgisaray bölümünden yararlanmak hattâ internete bağlanmak da mümkün.

     İstisnalar dışında orta öğretim çağındaki öğrencilerin disiplinsizlikleri had safhada. Öğretmen kendini saydırmakta zorlanıyor. Öyle ki terkedilen dövme yöntemine geri dönülmesini isteyen öğretmenlere rastlanıyor!

     Hiçbir ceza müeyyidesi / yaptırımı uygulanmadığı için; talebeler hırçın, haylaz, başıboş, saygısız ve tembel bir durum arzediyor!

     “Havf ve Reca” yani korkuyla ümit arasında olma zihniyet ve anlayışı olmadığından; talebe kendisine hiçbir sorumluluk yüklemiyor. Hâliyle ana babalar bu duruma çok üzülüyor fakat ellerinden bir şey gelmiyor.

     Çocuğun ruh eğitimi ihmal ediliyor. Bununla ilgili dersler ise kifayetsiz. Kuru mâlûmattan öte gidilemiyor. “Neden?” sorusuna cevap verilirken, “Niçin?” sorusu ihmal ediliyor. Bu ise hedefsiz, maksatsız, gayesiz nesilleri çığ gibi büyütürken; büyük bir manevî potansiyel tehlike olarak İngiliz toplumunu tehdit ediyor. Gelecek endişesine sokuyor. Ciddî bir arayışa sevkediyor.

X

     Cambridge’de Müslüman çocukları için “İslamic School” / Cumartesi Okulu var. Her cumartesi 10.00 - 13.30 saatleri arasında faaliyet gösteriyor.

     Resmî bir ilkokul, İslamic School tarafından kiralanıyor. Değişik İslâm ülkelerine mensup ailelerin çocukları, haftada bir gün buraya devam ediyor. Kız ve erkek çocuklara; ayrı ayrı sınıflarda din eğitimi veriliyor. En küçük yaştakiler; karışık olarak aynı sınıfta eğitim görüyorlar. Yaş gruplarına göre sınıflara ayrılıyor.

     Öğretmenler gönüllü olarak çalışıyorlar. Çocuklara plânlı şekilde din eğitimi veriyorlar. Arapça öğretiyorlar. Asrın her çeşit imkânları kullanılarak.

     Her eğitim döneminde, her sınıf; diğer öğrencilere ve ana babalarına sunulmak üzere program hazırlıyor. Meselâ bu sene 1. sınıfların gösteri ve program konusu Nuh Tufanı’ymış. Çocuklar konuyla ilgili olarak hazırladıkları bilgileri; şarkılar eşliğinde sunmuşlar.

     Öğrenciler kocaman bir Nuhun Gemisi’ni duvara asmışlar. Önünde her bir hayvanı temsilen, birer çift maske takınarak yer almışlar. Daha sonra, bu öğrenciler; seyircilere konu hakkında sorular sormuşlar.

     Müslümanların bir araya gelerek kurdukları bu okulda, müslüman öğrenciler Arapçayı çeşitli faaliyetlerle, mesela resimler yaparak, onları boyayarak öğreniyorlar.

     Ayrıca İslamic School’da çocuklara Kur’anı Kerîm, Namaz sûreleri öğretiliyor. Din bilgileri belletiliyor.

     Diğer okullarda olduğu gibi, her sınıfta, aynı anda iki öğretmen görev yapıyor. Ayrı ayrı gruplara ayırdıkları talebelerle; öğretmenler tek tek ilgileniyorlar.

     Her hafta eğitim süresi bittiğinde; öğretmenler, öğrenciler ve orada bulunan velîler; öğle namazını hep birlikte cemaatle kılıp dağılıyorlar.

     Ramazan ve Kurban bayramlarında, Bayram partileri düzenliyorlar. Çocuklara yiyecek içecek ikram ediyorlar. Sonra balon patlatmaca, yer kapmaca, yumurta taşımaca, çuvalla koşma gibi faaliyetler ve eğlenceler tertip ediyorlar.

     Okul müddetince spor günleri yapıyorlar. Herkes birbirine karşı sempatik ve sevecen davranıyor.

     (20. 07. 2003, Bar Hill - Cambridge)