Geçen günlerde basında bir haber çıkmıştı: "1000 (Bin) Mühendise Kapıyı Açacak Yatırım IMF'ci Anne Kruger'den döndü..." diye. Bu konuyu ilgili bakanlara ve özellikle Maliye Bakanına yöneltmişler, IMF yaklaşımı nedeniyle, mümkün olmadığını belirtmiş. Yeni bazı iş sahaları açılması, özel teşviklerle mümkün olabiliyor. IMF, gider kalemi oluşturmayın diyor! Teşvik ve gider olmadan yatırım yapamazsınız. Yatırım yapmadan da işsizlik sorunu çözülemez. IMF'ye bir kez yakasını kaptıran ülkeler, bir daha iflah olmuyor. IMF ve Dünya Bankası sadece borç vermekle yetinmiyor. Ülkelerin tüm mali kontrol mekanizmalarını ele geçiriyor! 80 milyar dolar ihracatımıza karşılık, 120 milyar dolarlık yıllık ithalatımız oluyor? IMF buna neden müdahale etmiyor? Sen 80 milyar dolar kazanırken, nasıl oluyor da 120 milyar dolar harcayabiliyorsun demiyor. Demez, çünkü tüm paramız ve kaynaklarımız lüks tüketim mallarına gidiyor. Hovarda mirasyedi gibi, zengin ülkelerin ürettiği malları kapış kapış alıyoruz. Bu ithalatları kısıtlamaya kalksak, IMF ve Dünya Bankası tepemize çöker ve "kendinize gelin, ne yapıyorsunuz(!)" der. Çünkü bizim gibi, üretim yapmayan tüketim toplumları, zengin ülkelerin pazarı olmak kaderinden kolay kolay kurtulamayız. Ekonomi ve siyaset dünyasında bize biçilen rol, sömürge ülke olmaya devam etmek! Onların imal ettiği tekstil makineleriyle, yoğun insan gücüne dayanan tekstil sektörümüzün önünü de bir takım (kota) adlı sınırlandırmalarla kesmektedirler. Çin bile himaye görürken, bize ABD'den ve AB'den kota kısıtlamaları, bütün hızıyla devam etmektedir. Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Ercan Tezer, Türkiye'de bu sektöre 3-4 milyar dolarlık yatırım çekebileceklerini ama IMF'nin buna izin vermediğini belirtiyor! Hükümetler de İMF karşısında çaresiz! Prangalar takılmış bir kere! Türkiye'nin bu zincirlerden kurtulması lâzım. Yoksa, bağımsız bir ülkeyiz iddiaları gülünç kalıyor.