İMELDA’NIN AYAKKABILARI…

Abone Ol
Her kadının çok sevdiği  bir düşkünlüğü, tutkusu sayılabilecek derecede meraklı olduğu nesneler vardır.
Kimimiz çanta severiz. Kimimiz evimizin dört bir yanını rengarenk mumlarla bezeriz.
Kimimiz saat severiz. Kimimiz  saksıda yada zarif bir şekilde sunulan bir buket çiçek severiz. Kimimiz Orkide, kimimiz kırmızı sardunya, kimimiz ise minik süs bitkilerine pek düşkünüzdür..
Kimimiz aksesuar ve takılar görünce dayanamayız.
Kimimizin tek bir markanın ürünlerine karşı dayanılmaz bir zaafı vardır.
Kimimiz adeta bir koleksiyoner gibi çanta satın alırız.
Kimimiz rengarenk kahve kupalarına takıntılıdır, kimi eski 2. El kitaplara yada Vintage (eski) dönem kıyafetlerine…
Kimimiz kırmızı bir ruja.
Kimimiz için ise parfümü bir imzadır hiçbir zaman başka bir koku kullanmaz, Kimi insanınsa çok sayıda ve çeşitli markalarda parfümü vardır.
Pek çok insanının vazgeçilmez bulduğu çok sevdiği alışkanlık edindiği yanından ayırmak istemediği nesneler vardır. Ve bunlara karşı düşkünlüğü…
Bir müptelalık hali var ki biz kadınlarda “laf aramızda iflah olacağımızı hiç sanmıyorum’’.
Diğer düşkünlüklerimize pek benzemeyen şirin bir bağımlılık hali bu, “Laf aramızda bende de uzun, upuzun yıllardır var bu düşkünlük hali.
“Zaafım… Ayakkabılar…
Pek çok kadın gibi ben de dayanılmaz bir istek duyuyor ve hiç karşı koyamıyorum vitrinlerde gördüğüm ayakkabılara karşı.
Dolabımda mavisi de var, kırmızısı da, pembesi de var, beyazı da var. Olmazsa olmazımız siyahı ve kahverengisi de.
Anlıyorum ki belli bir tarzım yok. Besbelli pek seçicide değilim. Zira dolgu topukluya da evet demişim. Açık çağla yeşili renklisine de..
Ayakkabı sendromu.
Çevremdeki pek çok kadında bu bağımlılık hali var. 
Bende yok, diyorsanız pek inanmam. Belki de henüz farkında değilsinizdir derim.
Ayakkabı mağazalarının vitrinlerine bakarken, raflarda dizili ayakkabılara bakıp, iç geçiren, almamak için direnen, satın aldığı kıyafete göre ayakkabı değil, aldığı ayakkabıya göre kıyafet seçen, sezon sonu indirimlerini iple çeken, yurt dışına çıktıysa şayet ilk alışverişinde bütçesini satın aldığı farklı bir modelde ayakkabı satın almaya ayıran, çok beğendiği için, o kadar da dar değil! Açılır bu. Açılır! Diyerek zorla parmaklarını kalıbı kendisine uygun olmayan bir çift ayakkabıya sığdırmaya çalışan, istediği ayakkabıyı satın alamadıysa onu mutlaka en yakın zamanda almak üzere aklının bir köşesine not eden, ayakkabı satın almaktan hiç bıkmayacak olan, hiç kimse yok mu aranızda? Yalnız olmadığıma eminim.
Neden biz kadınlar ayakkabıları bu kadar çok severiz? Ve neden böylesine güçlü bir bağ var ayakkabı ile aramızda sebebini söylemek güç.
Ayakkabı… Kimine göre bir fetiş nesnesi. Kimine göre ise bir statü göstergesi. Belki daha güzel, şık ve  çekici görünmek belki de daha sıra dışı görünerek daha etkileyici bir imaja sahip olmak için seviyoruz onları. Belki de bu durum  sadece anlamsız bir tüketim oburluğu. Nedeni her ne ise, biz kadınlar için zaman kavramı ayakkabı mağazalarında duruyor. Her sezon bir başka model için çarpıyor kalbimiz.  
Tarihin bilinen en ünlü ayakkabı tutkunu kadınlarından biri İmelda Marcos’du…
Filipinlerin devrik diktatörü Ferdinand Marcos’un, ayakkabı tutkusu dillere destan olan, çelik kelebek lakaplı karısı İmelda Marcos…
 Filipinli İmelda, gençliğinde çok yoksuldu. Ayakkabı alacak parası dahi yoktu. Güzellik kraliçesi seçildi, talihi döndü ve Ferdinand Marcos’la evlendi. Ülkenin birinci kadını oldu. Ayaklanmadan sonra Hawai’ye kaçarken yanında yüzlerce çift olan ayakkabısını da götürdü. 
Rivayete göre sayısı kesin olarak belli olmasa da İmelda’nın 4 bin çiftin üzerinde ayakkabısı vardı. 
İmelda’nın ayakkabılarının en büyük özelliği ise oldukça yüksek topuklu olmalarıydı. Tüm dünya kadınlarını aleviyle kasıp kavuran bu takıntıyı tıp dünyası boş yere İmelda Marcos sendromu olarak adlandırmamış yani.
Öncelikle bizim ayakkabı tutkunu ünlülerimiz kimlermiş bir bakalım isterseniz.
Sezen Aksu. Yüksek topuklu ve özellikle sahne de rahat etmesini sağlayan platformlu ayakkabılara bayılırmış minik serçemiz.
Eski Türkiye güzeli, oyuncu ve sunucu ve Pınar Altuğ. Pınar Altuğ’un yaklaşık beş yüz çift ayakkabısı olduğu söyleniyor. Şarkıcı Emel Müftüoğlu belki de bu konuda başı çeken en bilindik isimlerden. Sayısını kendisinin de bilmediği kadar çok ayakkabısı varmış Emel Müftüoğlu’nun. Ünlü müteahhit Ali Ağaoğlu ile oynadığı her tavla oyunu sonrasında kazanınca arkadaşından bir çift ayakkabı alırmış ünlü şarkıcı.
Bir kadının ayakkabı tutkusunun ne kadar maliyetli olabileceğini en çok Oscar ödül törenlerinde görüyoruz. Törene elmaslarla bezeli ayakkabılarla arz-ı endam eden ünlü kadın yıldızlar bu konuda servet değerindeki binlerce çift ayakkabılarıyla birlikte ülkesinden kaçan devrik diktatör lider Marcos’un eşi İmelda Marcos’a bile fark atıyorlar…
Sevgili dostlar, huzurla tebessümle, sevdiklerimizle bir arada ve güven içinde geçireceğimiz nice güzel bayramlar yaşamanızı temenni ederim…
Hepinizin bayramı kutlu olsun..
Sağlık ve Sevgiyle…