Daha çocuk yaşlarda başladı oyunculuk hevesi… İlkokulda düzenlenen tiyatro oyununda kendisine rol verilince heyecandan ne yapacağını şaşırdı, karşısında seyircileri görünce tir tir titremeye başladı. Salonda alkışlar yükselince heyecanı biran yok oluverdi İlkay Bayırdar’ın… Kendini oyununa verdi ve zoru başardı, rolünü başarılı bir şekilde tamamladı… O günden sonra oyunculuk onun vazgeçilmezi haline geldi. Onun tek hedefi büyüyünce ünlü bir oyuncu olmaktı… Bunun içinde durmadan çalıştı. Derslerini aksatmadan oyunculuk eğitimi de almaya başladı… Ancak bu eğitim onun zirveye çıkması için yeterli değildi.. Sonra Üniversite eğitimini yurt dışında yapmaya karar verdi. Gittiği Polonya’da hem eğitimine devam etti, hem de oyunculuk dersleri aldı… 4 yıl uzak kaldığı vatanına bir geldi pir geldi. Önce Sinema ardından da dizi filmleri teklifi aldı güzel oyuncu… Henüz 3 yaşındayken anne ve babası ayrılan İlkay Bayırdar’ın hayat hikayesi Türk filmlerini aratmayan türden… Azimle hedefi 12’den vurmayı başaran genç oyuncuyla dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun bu keyifli sohbetimize…
Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?
Ben 1993 yılında Adana’da dünyaya geldim. Anne tarafım Adana Pozantı Yörük, baba tarafım ise Boşnak. Ben henüz 3 yaşındayken annem ve babam ayrılıyor. Yedi yaşına kadar baba annem ve dedem ile daha sonrasında ortaokul lise çağlarımı anne annem ve dedemin yanında geçirdim.
İLK SAHNEYE ÇIKTIĞIMDA HEYECANDAN TİR TİR TİTRİYORDUM
Oyunculuk hevesi nasıl oluştu sizde?
Gülerek yanıt veriyor… Valla daha çocuk yaşlarımda bu aşk vardı desem yalan olmaz… TV karşısına geçer özellikle çocuk oyunculara bakıp iç geçirirdim. Büyüyünce bende Türkiye’de tanınan ünlüler kervanına katılacağım deyip duruyordum. Bazen aynanın karşısına geçip kendi kendime rol yapıyordum… (Gülmeye devam ediyor…) İlkokulda okuduğum dönem okul gecesi için tiyatro oyununa seçilmiştim. Heyecandan uyuyamadığımı hatırlıyorum. Sahneye çıktığım zaman dizlerim titremişti. Salondan kopan o muhteşem alışlardan sonra heyecanımı atıp kendimi rolüme vermiştim. Benim ilk deneyimimdi. İzleyenler beni beğenmişti. Tabii daha sonra devamı geldi. Okul gecelerinin aranan ismi haline gelmiştim. İlkokul ortaokul ve lise döneminde tiyatro şiir dinletileri gibi etkinliklere hep çok meraklıydım ve yer alıyordum. Yani oyunculuk hayalim ilkokul çağlarından geliyor.
Peki sonra neler oldu?
Daha sonrasında aile durumumun da etkisiyle üniversite seçimine gelince oyunculuk serüveni zor olduğundan hayalimi rafa kaldırarak iş ve kariyer odaklı olarak Uluslarası Ticaret okumayı ve kendimi bu alanda geliştirmeyi tercih ettim. Bu dönemde oyunculuk ve tiyatro adına bir şey yapamadım. Ancak bu sevda beni bırakmıyordu bir türlü. Polonya’da üniversite eğitimimi yürüttüğüm sıralarda boş zamanlarımda oyunculuk eğitimi de almaya karar verdim. Polonya’dan sonra Portekiz’e gittim 4 yıl boyunca orada yaşamaya devam ettim. Eğitimimi Instituto Politécnico do Cávado e do Ave in Barcelos Üniversi’nde tamamladım.
MURAT AVCI‘NIN DESTEĞİYLE SETLERE DÖNDÜM
Oyunculuk eğitiminiz olduğu halde setlerden uzak durdunuz bunun sebebi neydi?
Oyunculuk sektörü çok zor bir sektör. O nedenle önce Ticarette başarıyı yakalamak için kolları sıvadım. Ve kendi işimi kurdum. Enora Moda ismiyle bir kadın giyim markası ile Tasarım ve üretim konusunda anne ve babam ile çalışarak üretim, toptan - online satış ve ihracat yapıyorum. Tasarım yapmayı seviyorum ve annemde stilist olduğu için hayal ettiklerimizi hayata geçirebiliyoruz ve Enora Moda adına üretmek keyif veriyor. Fakat oyunculuk hep ertelediğim ve içimde kalan bir parça olarak kaldığı için son yıllarda bu alanda da var olmak, oyunculuk adına güzel şeyler ortaya koymak istediğim için oyunculuk dersleri aldım, değerli dostum abim Murat Avcı’nın da desteği ve yüreklendirmesi ile sektörde var olmaya karar verdim. İlk olarak yapımcılığını Murat Avcı’nın yaptığı Türkiye-Azerbaycan ortak yapımı sinema filminde başrol oynadım. Bu filmdeki performansım çok beğenildi. Ardından dizi film teklifleri almaya başladım. Şimdi özel bir kanalda yayınlanan diziden teklif aldım. Karar aşamasındayım. Amacım uzun soluklu projelerde yer almak. O nedenle her teklifi değerlendiriyorum.
Yurt dışında kaç yıl oyunculuk eğitimi aldınız?
Pollonya’da bir, Portekiz’de 2 yıl yani toplam 3 yıl oyunculuk eğitimi aldım. Portekiz’de de film teklifi aldım. Ancak en büyük isteğim kendi ülkemde kamera karşısına geçmek olduğu için bu teklifleri nazikçe geri çevirmiştim. Yani bir başarıya imza atacaksam kendi ülkemde, kendi insanlarım o başarı grafiğini yakalamak istedim. Türk Sineması gerçekten çok iyi bir yerde. Dünyanın dört bir yanında dizlerimiz yayınlanıyor ve büyük beğeni elde ediyor. Durum böyle iken yurt dışında neden bu işi yapayım ki!..
EN BÜYÜK DESTEKÇİM AİLEM
Babanız ile görüşüyor musunuz?
Maalesef görüşmüyoruz. Annem benim hem annem oldu, hem babam. Bana desteklerini eksik etmedi. Tabii annemin eşi de… Her ikisine de minnettarım. Annemin eşi bana babasızlığı yaşatmadı. Gerçek bir baba gibi her zaman yanımda oldu, bana kol kanat gerdi. Yani öz babamdan daha çok babalık yaptı ve yapmaya devam ediyor. Beni başarımın mimarı annem ve üvey babamdır.
Siz kimse yokken, tek başınıza ve konfor alanınızdayken nasıl birisiniz?
Yalnız kalmaktan çok hoşlanırım. Tercih edilmiş yalnızlığın kıymetini de bilirim. Kendimle vakit geçirmek, dinlenmenin en kestirme yolu benim için.
Biri ‘mutlu musun?’ diye sorduğu an, insanın içine birkaç saniye bir şüphe düşüyor, eksikler gözden geçiriliyor sanki… ben size şu an ‘mutlu musunuz?’ diye sorsam…
‘Çok mutluyum!’ diye bağırırım, şükürler olsun. Sağlığım yerinde, sevdiklerim yanımda, işim gücüm yolunda daha ne olsun…
Bugüne kadar edindiğiniz en değerli, hayat dersi diyebileceğiniz bilgi neydi?
‘Kendinden başka kimseye güvenme’ diyebilirim. Hayata bakışımı, tavrımı değiştirdi bu söz.
İlkay Bayırdar Yılmaz nasıl bir insan, nasıl bir kadındır?
Hırslı, çalışkan, güçlü, pozitif, duygusal ve vicdanlı… İçi dışı bir sabırsız, kesinlikle tam bir hayalperest gerçekçi, aşka aşık romantik bir kadınım.
HOBİLERİM: Yeni şeyler keşfetmek, seyahat etmek, kaliteli şeyler ortaya koymak yani başarılı olmak keyif alanlarım. Dans adına eğitim almayı profesyonel olarak ata binmeyi öğrenmek istiyorum.
FOBİLERİM: Gerçek olmayan olamayan, kötü yalancı ve bencil insanlar ile birlikte olmak korkularım arasında sayılabilir.
BOY:1.80
KİLO: 65
TUTTUĞU TAKIM: Beşiktaş
GÖZ RENGİ :Kahve