Birleşmiş Milletler (BM) den sonra, üye sayısı en çok olan kuruluş İslam Konferansı Örgütü (İKO) dür.

2005'den itibaren İKO'nun genel sekreterliğinin Türkiye'ye geçecek olması önemli bir gelişmedir.

İKO üyeleri arasında en büyük nüfusa sahip olan Endonezya'nın kuruluşunda Osmanlı'nın desteğini gündeme getirmek istedik.

Baharat adaları denilen Sumatra ve Cava takımadalarını, Albukrek isimli bir kaşif 1511 yılında bulmuş ve Batılılara tanıtmıştı. Dünyanın en zengin takımadaları olan bu adalar Portekiz ve Hollandalıların dikkatini çekmişti. Hemen bu adaları kendi sömürgeleri haline getirmek için girişimlerde bulunmuşlardı.

Baharat adalarında yaşayanlar ise henüz milli birliklerini kuramamışlar, ufak beylikler halinde idare ediliyorlardı. Buradaki beyliklerin en büyüğü de Açe Beyliğiydi.

Açe halkının bir kısmı Orta Asya'dan bir kısmı da Çin ve Hindistan'dan buraya gelip yerleşmişlerdi. Böyle kozmopolit bir karışımdan meydana gelen halk çok cesur, vatansever, milli duyguları, son derece kuvvetli, atılgan ve çok zeki insanlardı. Orta Asya'dan gelen Hoca Kerimüddinden de İslâmiyet’i öğrenerek Müslüman olmuşlardı.

Albükrek'in bu küçük Müslüman devletini Batılılara tanıtmasından sonra devamlı Portekiz ve Hollandalıların baskısı altında kalıyorlardı. Özgürlüklerine düşkün olan Açe halkı onlara sömürge olmamak için 56 yıl kendi kuvvetleriyle karşı koymuşlardı. Ancak artık dayanacak güçleri kalmamış askeri ve sınai güçleri zayıflamıştı.

Bu sırada dünyanın en büyük ve medeni devleti Osmanlı Devletiydi. Hele Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı almasından sonra halifeliğin Osmanlı padişahlarına geçmesi dini açıdan da Türkleri küçük büyük Müslüman ülkelere sevdirmişti.

Açelilerde bu büyük devleti tanıyor ve ancak ondan yardım isteyebileceklerini biliyorlardı. Açe Sultanı Alaaddin 4 milyon Müslümanı ve dört bin adayı bu denizci kavimlerine bırakmayacak kuvveti ve yardım severliğiyle tanınan Osmanlı Devletinden yardım isteyecekti. Hemen üç kişilik bir heyet hazırlattı. Bu heyet 1565 de yanına Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman'a ve devlet adamlarına vereceği hediyeleri de alarak yola çıktı.

Bu arada Kanuni vefat etmiş ve padişahlığı Sultan Selim üstlenmişti.

Sultan Selim yardım etmeyi kabul etti. Ancak Sokullu Açelilere sadece, asker, silah, gemi göndermenin faydası olmayacağına inanıyordu. Bu adaların tümüne top yerine topçu, barut yerine barutçu, gemi yerine gemi mühendisleri gönderilmeliydi.

Padişah Mısır valisi Sinan Paşa'ya hazırlık yapmasını emretti. Sinan Paşa'da kurduğu Hızır'ın komutasında 17 gemilik bir filo hazırladı. Gemilere top, tüfek, cephane, yedi top mütehassısı, 50 tane silah yapma ve top dökme mütehassısı ve tecrübeli asker alındı.

Bu yardım sonucu Açe hükümeti savaşı kazandı. Hollandalılar ve Portekizliler kaçıp gittiler.

Bu arada Portekiz ve Hollanda Hükümetlerine de bir nota verilerek, bundan böyle Baharat adalarının Osmanlı Devleti topraklarına dahil olduğunu, buralara yapacakları bir saldırıya karşı Osmanlı Devletinin direkt olarak Portekiz ve Hollanda Devletlerine savaş açacağı bildirildi. Bunun üzerine Portekiz ve Hollanda hükümetleri uzunca bir süre bu adalara saldırmadılar. Endonezya Devleti'nin temelleri bu şekilde atılmıştı.

Hayatını iyi kullanmadan uzun müddet yaşamış olan insan, az yaşamış demektir.

Montesquien