İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ

Abone Ol
Toplumları yönetmenin zorlukları ve kolay yanları onların fizyolojik, güvenlik, ruhen, manen ve maddi olarak hangi imkânları elde etmesiyle direk bağlantılı olduğudur. Dünyada egemen güçler bu dengeleri çok iyi bildiklerinden, bilinçli olarak fizyolojik ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlükçeken halkları yönetmenin daha kolay olduğunu bilmektedirler. Tüm izlenen politikalar bu yönde planlanmaktadır. Acıklı bir durum olmakla birlikte maalesef insafsız kapitalist düzen bu şekilde işlemektedir.
Bugün dünyada sadece stok olarak saklanan tarımsal ürünlerin 10 milyar insanı doyurmaya yetecek kadar olduğundan bahsedilmektedir. Dünyada 1 milyar insanın açlık çektiği düşünüldüğünde en az yedi sekiz yıl bu insanları besleyecek kadar stok bulunmaktadır. Her yıl yeni stoklamalar olmasa dahi. Öbür yandan, 1,5 milyar insanda aşırı ve kontrolsüz beslenmeden dolayı kilo vermeye çalışıyor. Bu yönde harcanan para kayda değer miktardadır.
Maslow‘un ortaya attığı teoremde, ihtiyaçlar hiyerarşisi şu şekildedir. 7 basamaklı bu hiyerarşiyi iki kategoriye ayrılmaktadır.
Temel ihtiyaçlar (eksiklik ihtiyaçları) 
Gelişim ihtiyaçları.
Alttaki ilk dört madde temel ihtiyaçlardan oluşmaktadır;
1) Fizyolojik İhtiyaçlar ( Su, yemek, uyku ve bedenin ihtiyaçlarını karşılamak)
2) Barınma, tehlikelerden korunma
3) Bir gruba ait olma, sevme, sevilme,  kabul edilme ve kabullenme
4)Tanınma, takdir edilme, başarı ve saygı görme gibi. 
Bu dördü temel ihtiyaçlar kategorisinde bulunmaktadır. Bunları tamamlayan birey üst düzey ihtiyaca geçer.
Son üç madde ise üst düzey ihtiyaçları temsil etmektedir.
5) Bilme ve anlama ihtiyacı, kendi içerisinde ve toplumda olup biten olayları anlama ve bilme ihtiyacı merak keşfetme bilgiye ulaşma ihtiyaçları
6) Estetik ihtiyacı, Sanatı anlama, zevke alma, bireyin kendi yaratıcılığını kullanma ihtiyacı estetik ihtiyaçlardır.
7) Kendini gerçekleştirme ihtiyacı, bireyin potansiyelini kullanabilme ve gerçekleştirebilmesi, kendine hedef belirleme.
Yedi basamaktan oluşan bu teorem’in ilk dört basamağı aşamayan toplumları yönlendirmenin çok daha kolay olduğu bir gerçektir. Maslow ‘a bu teorem ödül getirmiştir. Türk milleti olarak, binlerce yıl geçmişi olan aziz milletimiz, atasözlerimiz ve deyimlerimizle, aynı zamanda bilge düşüncelerimizle bu konuda Anadolu’da çokgüzel bir söz vardır; (yiyim, giyim, evim) diye. Burada anlatılmak istenen ilk önceliğimiz fizyolojik olarak bedenimizin ihtiyacını gidermektir. Yani karnımızı doyurabilmek ilk önceliktir. İkinci sırada giyim gelmektedir. Bu iki temel ihtiyaçtansonra barınma ve korunma ihtiyacı gelmektedir. Bu üç ihtiyacını gideremeyen birey toplumsal, kültürel, siyasi, sosyal, demokrasi ve insan hakları gibi birçok olaylarla ilgilenmesi bu yönde çaba sarf etmesi pek düşünülemez.
İşte bu üç temel ihtiyacını gideren bireyler daha sonra sosyal hayata dâhil olurlar. Gezme, araştırma, merak, sorgulama,değişik aktiviteler, ilim, bilim, haksızlıklara karşı durma, adaletten yana tavır alma, sorgulama bu aşamada devreye girer.Temelihtiyaçlarını karşılayan bireyler,farkındalık yaşarlar. Etrafında olup bitenleri araştıran, başkalarının doğruları yerine evrensel doğruları herkese eşit, adalet ve eşit paylaşımdan yana tavır almaya başlarlar ki, bu duruş otokrasi yönetimler için tehlikeli bir oluşumdur. Sosyal devletçilik yapıyoruz diyenler, milyonlarca insanı yardıma muhtaç hale getirmek, yapılan yardımları başarı gibiymiş gibi sunmak, acaba bilinçli bir politika ürünü olmasın sakın! Ne dersiniz? İnsanları fizyolojik, manen ve madden geri bırakarak düşüncelerine gem vurmak ne kadar insani bir durumdur sizce? Manidar degilmi?