Hiçbir devlet kendi varlığına son vermek için vatandaşları arasında bir tartışma başlatmaz.

Ama maalesef T.C.'de böyle bir durum yaşıyoruz.

Başbakanlığa bağlı bir kurul, böyle bir çalışma başlattı ve üyelerinin imzasını ve onayını almadan, raporunu kamuoyuna açıklamaya kalkıştı.

Türk toplumundan tepki geldiğini gören Başbakan Yardımcısı ve T.C.'nin Dışişleri Bakanı, bu kurulun kendilerine bağlı olmadığını açıklamak zorunda kaldı!?

64 kişilik, sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerden oluşan bu grup çalışmalarını sürdürürken, oy birliği veya oy çokluğu sağlayamadığı kararını çıkıp kamuoyuna açıklamak istedi.

Kamu-Sen Sendikası Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş, "Biz bu raporu imzalamadık" deyip tepkisini gösterdi.

Malum basın Fahrettin Yokuş'u, Çatlı'nın arkadaşı ve MHP milletvekili Ali Işıklar'la birlikte vakıf kurmuş olmaktan suçlu bulup yargılıyor?

Bu ne biçim basın?

Fahrettin Yokuş, geniş kamuoyunun düşüncelerine tercüman olmuştur.

Almanya'da koalisyon hükümetinin küçük ortağı Yeşiller'in Eşbaşkanı Claudia Roth ve beraberindeki heyet, Ankara'da eski DEP'lilerle öğle yemeğinde buluştu. Alman heyet, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül tarafından da kabul edildi. Leyla Zana, Yeşiller heyetine yaptığı konuşmada Avrupa'nın Kürt siyasetini gözden geçirmesini istedi.

Türkiye'nin Kürt sorunu için bir komisyon kurulmasını talep etmek ne demektir? İçişlerimizi Avrupa'ya mı ihale ediyoruz?

Böyle bir adım atmak, Avrupa'dan medet ummak T.C. devletinin sonudur!?

Bu hükümet komisyonlara ve eski DEP'lilere Türkiye'nin hayati konularını havale ederse, ülkemiz için hayal edilemeyecek felâketlerin başlangıcı olacaktır. Allah akıl fikir versin.  

Ürkütme tavşanı arslan edersin.

Türk Atasözü