Her şeyin başı ekonomi?

Bize yapılan tüm dayatmalar, hep hesabımızı bilmediğimiz için.

En küçük bir işletmenin dahi muhasebesi, gelir gider dengeleri hesabı vardır.

Pek çok ailede bir ekonomik denge hesabı vardır.

Bu hesap ve denge gözetme olmazsa, sonuç iflastır.

Ailede, şirkette veya devlette hesap kitap olmazsa sonu iflastır.

Son zamanlarda her ne kadar pembe tablolar çiziliyorsa da İMF ile yapılan "yeniden gözden geçirme" ilişkilerinde 20 milyar dolarlık yeni bir borcun senedi imzalama hayali yatmaktadır.

Borç alarak, eski borçları ödemek, eklenen yeni faiz yüklerinin altından kalkmak çok zor!

Üretime, yeraltı kaynaklarımıza hızla eğilerek, bir de korkunç savurganlığın önüne geçmekle belki iflastan çıkabiliriz!

Milli Eğitim camiamızın nabzını tutan Caner Aslantürk ve Afşaroğlu arkadaşlarımız geçen gün önemli bir haberi manşete taşıdılar. 5-10 öğrencisi olan okullar varmış?

Bu okullar tüm harcırah ve harcama haklarını kullanıyorlar.

Kötü bir alışkanlık olan "devlet malı deniz, yemeyen domuz" sözünü anımsatan Milli Eğitimdeki içler acısı durumla umarız ki hükümet ilgilenir.

Yoksa 5-6 milyar dolara kurulamayacak tesisleri 1,3 milyar dolara özelleştirmek, bu devleti alenen soymaktır.

Devlete yük olmayan, dünyanın 8. büyük sanayi tesisini, Rusya'nın kontrolündeki bir şirkete satmak özelleştirme değil, devletten devlete satıştan başka birşey değildir.

Soygun ve yağma düzeninde iflastan çıkmamız mümkün değildir. Ama gelecek kuşaklara yazık, her doğan daha ağır bir borç yüküyle geliyor.

Bir de sosyal güvenlik konusuna değinmek istiyorum. İnsanımızı 40 yaşında emekli edip, baştan iflasa sürüklenen sistemler kurduk. Neden? Hep oy uğruna!

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'deki genç nüfusun, iş sahibi olup sosyal güvenlik sistemine katkıda bulunamaması halinde, 10-15 yıl sonra, bu genç nüfusun da yaşlanmaya başlayacağını ve artan sağlık ve emeklilik harcamalarıyla, bu avantajın bir dezavantaja dönüşerek önemli bir mali krize neden olabileceği uyarısında bulundu. Vorking, sosyal güvenlik sistemini "çok cömert" şeklinde tanımladı. Vorkink, sosyal güvenlik  sisteminde reforma hemen başlanmaması halinde sistemin, 15-20 yıl içinde iflasa sürüklenebileceğini, önlemlerin hemen alınması halinde ise sistemin 10-15 yılda dengeye geleceğini vurguladı.

Zararı adalet ile mükafatlandır. Ve iyiliğin mükafatını iyilikle ver.

Konfüçyüs