Kur’an’ın mucize oluşu / benzerini yapmakta herkesi acze düşüren İ’CAZı; az sözle çok mânâ

     İfade etmek demek olan veciz / özlü sözlerle ifade kabiliyeti, yani konuları ÎCAZ ile 

     Dile getirmesi, sahip olduğu şu hususlardan ötürüdür.

     Kur’an’ın i’cazı:

     Lâfzın / sözünün fesahati / açık ve akıcı olmasından,

     Nazmının / kafiyeli, vezinli sözünün cezaleti / âhenkli, güzel ifadesinden, 

     Mânâ ve anlamının belâgati / sözünün yerinde sarf edilmesinden,

     Mefhumlarının / sözünün ifade ettiği mânâların bedaati / yeni, güzel ve orijinal olmasından,

     Mânâyı dolaylı olarak anlatan güzel sözlerinin, yani mazmunlarının beraati / 

     Hem güzel hem de üstün olmasından,

     Üslûbunun / ifade tarzının garabeti / garip ve şaşırtıcı kelimeler kullanmasından tevellüt eden /

     Meydana gelen nakş-ı acip oluşundan / görülmedik, şaşırtıcı, hayran bırakıcı, İlahî bir ifade

     Nakşı olmasındandır. Çünkü Kur’an: 

     Kevnî / kâinatla, oluşla ilgili İlâhî emirlerdeki gayptan / bilinmezden bahseder.

     İlâhî hakikatlerdeki gayptan / bizce meçhul kalan bilgiden söz eder.

     Mazideki gayptan / geçmişteki olup bitenlerden haber verir.

     Müstakbeldeki gayptan / gelecekte olacaklardan dem vurur.

     Kısaca Kur’an: 

     İlmü’l-guyup / bilinmeyene ve görülmeyenlere dair ilimleri ihtiva eden / 

     İçine alan meçhulleri mâlum eden İlâhî bir kitaptır.

     Kur’an:

     Arapça tarz ve usullere uygun sahih / doğru, kusursuz ve mükemmel lâfız ve sözler içerir.

     Nazar-ı belâgatte / güzel ve etkili ifade açısından, herkesin güzel bulup beğendiği, 

     Makbul cümlelere yer verir.

     Şer’î, dinî ve Rabbanî kanunların hikmetine münasip / uygun, pek vâsi / 

     Pek geniş vücuh / vecihleri, hususları, ihtimal ve olasılıkları ihata eder / içine alır.

     Mânâ bakımından meşarib-i evliyanın / velîlerin meşreplerini, 

     Evliyanın tespit ve hizmet tarzlarını ve mesleklerini seçmelerinde onlara önayak olur.

     Ezvak-ı ârifînin / marifet ve hakikat mertebesine erişen, 

     Üstün görüşlü kimselerin zevklerinin, yegâne / tek kaynağıdır.

     Mezahib-i sâlikînin / müritlerin tarikate sülûk edenlerin /

     Girenlerin; usul ve metotlarını aldıkları bir danışmanlık görevi yapar.

     Mesalik-i fukahanın / fıkıhçılar / İslâm hukukçularının takip ettikleri yolları, 

     İçinde buldukları, kutsal bir başvuru merkezidir.

     Turuk-ı mütekellimînin / kelam âlimlerinin takip ettikleri yolların menbaını teşkil eder.

     Daha bunlar gibi nicelerinin meslek, meşrep, usul ve metotlarını 

     Bilmekte, bulmakta ve tespitte en büyük yardımcısı,    

     Onlara ışık tutan en gür kaynağı ve projektörüdür.

     Ahkâm / hükümler, kanaatler cihetiyle, hakaik-ı ahvali / gerçek durumları,

     Desatir-i saadet-i dâreyn / dünya ve âhiret saadetini kazandıran kural ve prensipleri,

     Vesail-i terbiyeyi / terbiye vesilelerini, eğitim yollarını,

     Revabıt-ı hayat-ı içtimaiyeyi / toplu yaşama ve sosyal hayat bağlarını istiab eder / 

     Kapsar ve içine alır.

     İlmi cihetiyle ulûm-i kevniyeyi / kevnî ilimleri, kâinat ve dünya ile ilgili bilimleri,

     Ulûm-i İlâhîyeyi / dinî ilimleri istiğrak eder / kapsar, içine alır.

     Velhasıl Kur’an: Makasıd / maksat ve gayeler cihetiyle; muvazenet / 

     Dengelilik ve ıttırat / düzgün tarzda olmayı ve  desatir-i fıtrata / 

     Yaratılış kanunlarına mutabakatından / uygunluğundan neş’et eden / 

     Meydana gelen harikulâde bir câmiiyet / olağanüstü kapsamlılık gösteren kutsal bir kitabdır.