HUZUR EVİNDE BİR GARİP KARSLI AMCA

Abone Ol
Konu üzerine, konuyu tamamlayan bir sözümüz olacak elbet. 
Hayatta en büyük savaş ve en acımasızca hesaplaşma, insanın kendisiyle savaşması ve vicdanıyla hesaplaşmasıdır. En kötü sonuç da yapılan vicdan muhasebesinde insanın kendini suçlu bulması ve vicdanıyla baş başa kalmasıdır. Tabi eğer varsa vicdan… 
Ey doğum günlerinde yanan mumlar! Ey hak edilmeyen yerlerde sönen hayatlar! Nasılsa son söz vicdanların… Unutmayalım ki bizler onların geçtikleri yollardan geliyoruz ve onların geçtikleri yollardan geçmekteyiz. Bu yolculukta, gidişte yola attığımız çakıl taşlarını, dönerken tek tek toplayacağımızı da unutmamalıyız. O halde bu gidişler de taşları doğru ve çokça atalım ki, dönüşlerimizde yolumuz doğru ve düzgün olsun, ki, yollarımızı kaybetmeyelim. Huzur evinden dönerken aklımı fikrimi orada bırakıp dönmüştüm. Gidişim ziyaret, dönüşüm gaye olmuştu. Eleştirdiğim huzur evleri değil, bazı huzur evleri, tüm evlatlar değil, bazı hayırsız evlatlar ve Doğu kültüründe altın kafeste olsa huzur evlerinin yadsınmasıydı. Tüm gayelere sevgilerimle… Yıl 2000.