Anneannem vefat edeli 30 yıl oldu. Onun pamuk ellerini, yüzünü hatırlıyorum dün gibi. 19 Mayıs'ta Cuma sabahı son nefesini verdi kucağımda. Zaten aylardır üzüntülerden kalbi çok yorgundu.

Takatsiz, güçsüz yatıyordu. O haliyle bile canlı bir müzik duysa iki elini havaya kaldırıp sağa sola sallıyordu. Zaman zaman biz iyileşiyor mu? Diye ümit ederken hastalığı o koca bedeni minicik bırakmıştı zaten.

Anneannemi mavi puantiyeli döpiyesi içinde hatırlıyorum hep. Dışarı çıkarken kıvırcık gür saçlarına bağlamış olduğu yeşil başörtüsü vardı, çenesinin altından fiyonk yapardı. Mavi puantiyeli eteğini ve üzerine yine aynı kumaştan giyindiği kısa kollu, önden üç düğmeli ceketi ile hatırlıyorum..

Evde ve dışarıda şık giyinen alımlı bir kadındı benim anneannem. Hiçbir zaman kendisini pejmürde kıyafetler içinde hatırlamıyorum. Bakımlı ve güzel olduğunu hatırlıyorum.

Herkese yetmeye çalıştığını, gücünün yetmediği yerlerde mutlaka manevi desteğini esirgemediğini hatırlıyorum. Eski, tam bir Osmanlı kadını idi. Aile içinde sözünü dinletir, dinlenmediğini düşündüğü yerlerde gür sesini yükselttiğini ama kibarlığı elden bırakmadığını hatırlıyorum.

Annem ve babam Almanya’da yaşarken, anneanneme yazdıkları mektupları okudum. Her biri buram buram özlem kokuyordu. Anneannem de aynı şekilde onlara yazmaya çalışıyordu, okuma yazması yoktu ama edebiyatı güçlüydü. Türk filmi gibiydi her şey. Eski zamanlar film gibiydi, kelimelerin, harflerin üzerindeydi. Anneannemin el yazısı yazmaya çalıştığı ama beceremediği harfler, bembeyaz sayfaların üzerinde adeta parlayan yıldızlar gibiydi.

ATATÜRK' derdi; onu gördüm keşke öğretmenim olsaydı derdi. Bende, ATATÜRK zaten hepimizin ilk öğretmeni anneanneciğim derdim ve gülümseyerek öyle ya '' Ne Mutlu TÜRK'ÜM Diyene’’ derdi..

Zaten 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramında vefat etti. Birlikte gidip izlemek istiyorduk töreni ama maalesef olmadı. Fakat yinede çok sevdiği Atatürk'ün  önemli kıldığı gençlere armağanı olan değerli bir gün de vefat etmiş oldu.

Bir insanın anneannesini kaybetmesi ne acı. Bunun için çocuk olmuşsun veya yetişkin olmuşsun fark etmiyor. Anneannemin özlemini hiçbir şey unutturmuyor, acısını dindirmiyor. Beni büyüten bana annelik yapan canım anneannemdi.

Ben küçükken “anneanne” diye ağlarken bugün sessizce döktüğüm gözyaşlarımda hâlâ o günlerin özlemi içinde olduğumu hissediyorum.

Bugün Anneanneciğimin mezarına gidip en çok sevdiği papatyalarını, toprağını sulayacağım. Yine günlerden 19 Mayıs ben sensiz hep yarım. 19 Mayıs benim için hüzünlü olsa da Anneannemin ve Ata’mın yolunda ilerliyorum.19 Mayısları her yıl kutluyorum. Keşke bizleri görebilseydi.

Belki de görüyordur. Biz seni çok özledik. Az kaldı annem geleceğim yanına ve en çok senin yanına geldiğimde seni görebilecek miyim? Diye merak içerisindeyim. Umarım görebilirim. Çünkü sana sarılmak ve seni doya doya o yumuşacık teninden öpmek istiyorum.

Umarım rahat, mutlu ve huzurlusundur.

Seni seven her şeye Hasret dediğin torunun sana da Hasret.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun...