M. KEMAL SALLI

Azerbaycan’ın ünlü edebiyatçısı Hüseyin Cavid’in ölümsüz eseri İBLİS’in Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde gerçekleştirilen görkemli tanıtım gösterisine Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov, Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanı Ebülfez Garayev, Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Mesim Haciyev, Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu Başkanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım, Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver ve Vakıf üyeleri, İBB Kültür Daire Başkanı Rıdvan Duran, İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur'un yanı sıra Türkiye ve Azerbaycan'dan çok sayıda tiyatrocu ve sanatsever katıldı.

AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI 

ALİ HASANOV’UN DEĞERLENDİRMESİ

Azerbaycan edebiyatının unutulmaz kalemlerinden Hüseyin Cavid’in ölümsüz eseri İBLİS’i, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasnov şöyle değerlendirdi:

“Hüseyin Cevad’ın İBLİS adlı eseri, Azerbaycan edebiyatının en güçlü eserlerinden biridir. Yazıldığı günden bu yana uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen, verdiği mesajlar hala güncelliğini korumaktadır. 

Hüseyin Cavid’in eseri hem konusu hem de verdiği mesajlar açısından önemlidir. Hüseyin Cavid, bu eseriyle insanları, kalplerinden “iblis”i çıkartmaya, doğru düşünmeye, Hakk’a tapmaya, kültürlü olmaya ve birbirlerine iyi işler görmeye davet etmektedir. 

İnsanlar kalplerindeki bütün kötülükleri, bütün zalimlikleri kovmalıdır. Kültürlü, imanlı ve kamil olmalıdırlar. 

Hüseyin Cavid’in düşünce ve fikirleri bugünkü insanlar için de aktüeldir. 

İBLİS’in Yönetmeni Azerbaycan kökenli Melahat Abbasova rol dağıtımında çok isabetli seçimler yapmış. Sanatçılar, üstlendikleri rollerde üstün bir performans sergilediler. Oyun büyük bir beyeni ile izlendi, ayakta alkışlandı. Yönetmen, oyuncular, kostümcüler, dekorcular, ışıkçılar çok başarılıydılar; hepsini kutluyorum.”

GARAYEV: “YÜZYIL ÖNCE YAZILAN ESER BUGÜNE SESLENİYOR”

Oyun sonrası yaptığı konuşmada eserin sahnelenmesinde emeği geçenleri tebrik eden Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanı Garayev, Azerbaycanlı bir Türk yazarın eserinin Türkiye'de sahnelenmesinin anlamlı olduğunu belirterek şöyle dedi: 

"Bu medeniyet edebiyatçıların ve büyük şahsiyetlerin sözlerini yere düşürmez. Yüz yıl önce yazılan eser, sanki bugünün gençlerine hitap ediyor. Türk dünyasının felsefesini bugüne aktarıyor.”

Halkları birleştiren en önemli şeyin medeniyet olduğunu vurgulayan ve Azerbaycan adına, eserin sahnelenmesinde emeği geçenleri tebrik eden Garayev, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin yüksek olduğunu ve daha da iyi olacağını söyledi.

Garayev, oyunun ekibine Azerbaycan'ın milli enstrümanlarının resimlerinin yer aldığı bir tablo armağan etti.

ABBASOVA: “HÜSEYİN CAVİD BİZİ BİRARAYA GETİRDİ”

Oyunun yönetmeni Melahat Abbasova, Sovyetler döneminde, Hüseyin Cavid'in Türkçe yazdığı için eserlerinin yok edilmeye çalışıldığını belirterek, İBLİS’i seçmesinin nedenini şöyle anlattı:

"Bugün bize iblis oyununun sadece 40 sayfası kaldı. Türk Dünyası için canını ve ailesini feda eden bir insan için bu eseri yaşatmayı kendimize borç bildik. “İblis”, hem Türk Dünyası’nı hem de Türkiye ve Azerbaycan'ı birleştiren çok güzel bir eser oldu. Hüseyin Cavid bizi bir araya topladı."

“Azerbaycan’ın en önemli şairlerinden biri olan Hüseyin Cavid’in şaheseri “İblis” oyunu, I. Dünya Savaşı’nda yazılmasına rağmen, hala güncelliğini koruyor. ‘’İblis” oyununda izlediğimiz olaylar Bağdat civarında yaşanıyor. Bu oyunu seçmemin başlıca nedeni, bugün Ortadoğu’da yaşanan olayların, savaşların, dökülen kanların, acımasızlığın hala da devam etmesidir. İblisin adım attığı her yerde kan, savaş, kötülük, huzursuzluk var. Cavid’in İblis’i insan metaforunu, onun iç dünyasını ifade ediyor. Bu oyundaki İblis, Faust’tan farklı olarak, insana daha yakındır ve insancıldır.”

EFENDİYEVA: “İBLİS GÜNCELLİĞİNİ YİTİRMEYEN BİR ŞAHESERDİR”

Uluslararası Türk Kültür ve Mirası Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva vakıf olarak amaçlarını ve İblis’i seçmelerinin nedenini şöyle özetledi:

 “Türk Dünyası büyük bir mirasa sahiptir. Vakfımızın amacı bu zenginliği korumak, gelecek kuşaklara aktarmaktır. Diğer taraftan, ortak zengin tarih ve kültüre sahip olan Türk halklarını bir araya getirmeyi, onları birbirine daha da yakınlaştırmayı, aynı zamanda Türk Dünyası`na özgü mirası dünyaya tanıtmayı hedefliyoruz. Bu amaçlara ulaşmaya yönelik tarafımızdan birçok çalışmalar yapılmakta ve etkinlikler düzenlenmektedir. Türk Dünyası’nın zengin edebiyatı, gelenekleri, tarihi, resmi, müziği, sanatı, tiyatrosu ile ilgili projeler hazırlanmaktadır. Bizim görevimiz bu tarihi misyonun üstesinden en yüksek düzeyde gelmektir.

 Küreselleşme döneminde, bölgesel çatışmaların güçlendiği, terör olaylarında ve toplu cinayetlerde artışın yaşandığı süreçte, halkların sahip oldukları milli-manevi değerlerini, zengin miras örneklerini korumak, gelecek kuşaklara aktarmak için gerekli çalışmaların yapılması önemlidir. Bu uzun ve zorlu  süreçte uluslararası kuruluşlar, muhakkak büyük sorumluluk taşımaktadır. Hüseyin Cavid, İblis adlı eserinde, dünyanın bugünkü kaos ortamını çok güzel anlatmaktadır. “İblis”, güncelliğini yitirmeyen ve yitirmeyecek olan bir şaheserdir. Hüseyin Cavid’in yüzyıl önce insanlığa verdiği mesajı sahneye taşımak istedik.”

OYUNUN KONUSU

1.Dünya Savaşı’nın sonunun yaklaştığı dönemde, dünyanın her bölgesi ayrı bir dram yaşamakta, coğrafyalar gözyaşı ve kanla biçimlenmekteydi. Özellikle de Ortadoğu coğrafyasında, Bağdat merkezli olarak yaşanan kaos ortamında yüzbinlerce insan, topraklarından koparılmış, düşleri ve umutları savrulmuş, yaşamlarını kaybetmişti. 

İnsanların yüzyıllar boyunca ürettiği insani değerler, dünya görüşleri, inançlar “İblis”in önünü kesemiyor, hatta insanın insana yaptığı zulüm ve kötülüklerin çıkış noktası oluyordu. 

Yüzyıllardır birlikte yaşadığı, ortak değerler ürettiği halkların ihanetine uğramış olan Osmanlı İmparatorluğu dağılma sürecine sürüklenmiş, askerler, aydınlar, coğrafyanın giderek kaybedeni haline gelen Türkler, olan-bitenin hesabını sormak ve bu gidişe dur diyebilmek için çırpınmaktaydı.

 

Yaşanan bu kaos ortamı koşullarının zorlamasıyla insanın içindeki ‘’İblis’’ bir kez daha dışarı çıkmakta, tüm insani değerleri yok etmekteydi. Ancak kin, hırs, nefret her yanı sarsa da, insanın içini titreten aşk, insanlığın yüzyıllar boyunca ürettiği değerler sonunda herşeye üstün geliyordu. 

HÜSEYİN CAVİD KİMDİR:

Hüseyin Cavid, 24 Ekim 1882'de Azerbaycan'ın Nahçıvan şehri, Şahtahtı köyünde doğdu. Babası Hacı Molla Abdullah ve ağabeyi Şeyh Muhammet din adamı idiler. Hüseyin Cavid'i de kendileri gibi yetiştinnek istediler. Bu sebepten de ilköğrenimine Mollahane'de başladı. Ağabeyinden Arapça, Farsça ve dini ilimler öğrendi.

Mollahane'deki dersler ilgisini çekmeyince, dini tahsili bırakıp 1894 yılında Nahçıvan'da "yeni usul" ders verilen Mekteb·i Terbiyye'ye kaydoldu. 1898 yılında, Fars ve Türk edebiyatlarına dair ilk bilgileri edindiği bu okuldan mezun oldu.

Gözlerinde meydana gelen rahatsızlık nedeniyle, 1901 yılında babası tarafından, hem gözlerini tedavi ettirmesi, hem de dini tahsilini sürdürmesi için Tebriz'e gönderildi. Ancak babasının bu isteği Hüseyin Cavid'in tekrar dini eğitime dönmek istememesi nedeniyle gerçekleşmedi. Tedaviden sonra birkaç yıl Tebriz'de kalan Cavid, burada Farsça ve Arapça'sını ilerletmekten başka, klasik Şark edebiyatı ve felsefesiyle de meşgul oldu.

Bir ara Nahçıvan'a dönerek öğretmenlik yapan Hüseyin Cavid, 1905 yılında yüksek öğrenim için İstanbul'a gitti. Burada idadinin (lise) sınavlarını verirken, Fransızca da öğrenmeye çalıştı. İdadiyi bitirdikten sonra aynı yıl İstanbul Darülfünunu Edebiyat Şubesi'ne girdi; 1909 yılında mezun oldu.

İstanbul dönüşü, Nahçivan, Gence, Bakü, Tiflis ve Revan'da dil ve edebiyat öğretmenliği yaptı. Tiflis'te Rusça öğrendi. 1926 Bakü Türkoloji Kongresi'ne katıldı. Haziran 1926'da, Azerbaycan Sovyet Hükümeti, Hüseyin Cavid'i hem gözlerini tedavi ettirmesi, hem de Batı Edebiyatı'nı incelemesi için Berlin'e gönderdi.

1930 yılından sonra rejime uygun eserler yazmadığı gerekçesiyle Azerbaycan basınında çok sert hücumlara uğradı. 1932 yılında Yazarlar Birliği'ne kabul edildi ise de, Azerbaycan Komünist Partisi’nin takibinden ve baskısından kurtulamadı. 1937 yılında tutuklandı.

Uzun yıllar hangi tarihte, nerede öldüğü bilinmedi. Ancak 1983 yılında Azerbaycan Komünist Partisi'nin Hüseyin Cavid'in 100. Doğum Yıldönümü'nü kutlama kararı almasından sonra, KGB'deki soruşturma dosyası açıklanınca 1941'de Sibirya'da, İrkutsk'ta öldüğü anlaşıldı.

Çocuk denecek bir yaşta şiir yazmaya başlayan şair, ilk manzumelerini Salik mahlası ile yazdı. 1904 yılından sonra bu şiirlerinden bazıları Azerbaycan basınında yayınlandı. Salik takma adını İstanbul'da iken değiştirerek Cavid imzasını kullandı. "Sonbaharda", "Deniz Perisi" adlı bir dizi şiiri, İstanbul yıllarında kaleme alınmış duygusal, coşkulu şiirlerdir.

İstanbul Edebiyat Fakültesi'de okurken, Abdülhak Hamit, Tevfik Fikret ve Rıza Tevfik ile tanışan Cavid onların derslerine girdi, ayrıca Rıza Tevfik'ten özel felsefe dersleri aldı. Bir kısım Azerbaycan aydınlarının Cavid'e" Azerbaycan'ın Abdülhak Hamid'i " unvanını layık görmesi, bu dönemin izlerinden kaynaklanmaktadır.

Sovyet döneminde, "Pantürkist", "Panislamist', "Antikomünist" olmakla suçlanan Hüseyin Cavid, ölümünden sonra affedilerek, cenazesi Nahçıvan'a getirildi; devlet töreniyle toprağa verildi; 1996 yılında şair için bir de anıt mezar yaptırıldı.

İBLİS’İ İZLEYİN 

Oyun, 17-20 Nisan ve 24-27 Nisan tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde izleyiciyle buluşmaya devam edecek.

Azerbaycan’ın ünlü edebiyatçısı Hüseyin Cavid’in ölümsüz eseri İBLİS’in Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde gerçekleştirilen görkemli tanıtım gösterisine Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov, Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanı Ebülfez Garayev, Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Mesim Haciyev, Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu Başkanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım, Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver ve Vakıf üyeleri, İBB Kültür Daire Başkanı Rıdvan Duran, İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur'un yanı sıra Türkiye ve Azerbaycan'dan çok sayıda tiyatrocu ve sanatsever katıldı.