Hükümetin yanlışı askere fatura edilemez!

Abone Ol

 

Ya da kasıtlı olarak giderayak ortalığı karıştırmak niyetinde...

 

Malum, Kıbrıs Türkünün hobilerinin başında avcılık gelmektedir. Neredeyse her evde en az bir tane av tüfeği bulunmakta, avcılar av zamanını iple çekmektedir...

 

Hükümet kalktı son hafta yeni av bölgelerinin açıldığını büyük bir müjdeyle kamuoyuna duyurdu. Hatta renkli haritalarla bu yeni yerlerin reklamını yaptı.

 

Avcı arkadaş da haklı olarak özellikle bu yeni av bölgelerine akın etti.

 

Ve CTP'nin belki de kasıtlı bir davranışı sonrasında tutuklamalar oldu.

 

Hükümet olmak demek, istediğin zaman istediğin kararı alacaksın demek değildir.

 

Dünyanın her yerinde ve Güney Kıbrıs'ta da olduğu gibi avlanacak yerler var avlanılamıyacak yerler var..

 

KKTC'de de durum böyledir. Ülkenin stratejik önemi olan yerlerde avlanmanın bazı sakıncaları olabilir. Hele de artık Rum avcıların da avlanma alanı olarak Kuzey'i seçtiği böyle günlerde...

 

Hükümet olmayı evcilik oyunu gören CTP ise belki bilerek belki de bilmeyerek 'ben yaparım olur biter' mantığıyla bir karar almış ve asker ile vatandaşı bir kez daha karşı karşıya getirmiştir.

 

Neticede askere karşıtlığıyla bilinen ve bunu da zaten hiç gizlemeyen bir gazetemiz, olayı bir kez daha suistimal ederek, askerin hükümet kararlarını takmadığı yorumu yapmış, kendilerince bu olaydan rant elde etmişlerdir.

 

Oysa bir gün önce biraz geç te olsa açıklanan av bölgelerinde av yapılmaması duyurulmuş ama bu duyuru tam başarılı olamamıştır.

 

Yani, askerin hükümete rest çektiği filan yoktur. Bu konuda yapılan kasıtlı haberlerin ve yorumların tek nedeni asker ile vatandaşın arasını bir kez daha açma girişiminden başka bir şey değildir.

 

CTP'nin de işgüzar ve 'ben yaparım olur biter' mantığının altında hem hükümette ki acemiliği hem de eski alışkanlıkları yatmaktadır.

 

Hiç kuşkumuz yok ki, bu bölgede tutuklanan vatandaşlarımıza askeri makamlar gereken müsamahayı gösterecek, hükümetin olan bir suçu vatandaşa yüklemeyeceklerdir!

 

Görüldüğü üzere, Kıbrıs'ta Anadolu'nun ve Türk askerinin varlığını hazmedemeyen zihniyetin girişimleri devam etmektedir.

 

Kimisi bu politikayı ana politikası haline getirmiş ve bundan menfaat sağlama yolunu seçmiştir.

 

Duyarlı sağduyulu vatandaşlarımız tarafından çok iyi bilinmektedir ki Türkiye'nin ve Türk askerinin adayı terkettiği gün Kıbrıs davası bitecek, ama bu bitiş Rum-Yunan zihniyetinin istediği şekilde olacaktır.

 

Bu tür basit olayları bile bahane ettiklerine göre asker karşıtı güçlerin elinde artık çok fazla malzeme kalmamıştır.

 

Kahraman ordumuz ve Anadolu Kıbrıs Türkünün adadaki tek güvencesidir. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da kederde ve sevinçte bu birliktelik sonsuza kadar daha da artarak devam edecektir.

 

Adaya huzur ve gerçek barışı getiren Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratma girişimleri şimdiye kadar olduğu gibi bundan böyle de sonuçsuz kalacak, halkımız günü geldiğinde içimize nifak tohumları saçanlara gerekli cevabı demokratik yollardan verecektir.

 

Bu olay sadece CTP'ye değil, iktidra talip tüm siyasi partilere ders olmalıdır!

 

Hükümet olmak sadece keyfi kararlar almak ve davranışlar sergilemek değil, devletin aynı zamanda bir bütün olduğunun da garantörü olmak anlamındadır.

 

Kıbrıs Türkü; halkıyla, hükümetiyle, askeriyle ve sivil toplum örgütleriyle ve en önemlisi de Anavatan Türkiye ile birlikte bir bütündür ve KKTC'nin yaşaması ve yaşatılması da ancak bu formülün bozulmamasıyla mümkündür...

 

Ulu önder Atatürk'ün de dediği gibi, birinci vazifemiz Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir...

 

Hem de içimizde gaflete düşmüş şaşkınlara rağmen...