Hoşgörü ve Sağduyu Düeti Formülüzasyonu

Abone Ol

İnsanoğlu dünyanın en şanlı şöhretli kişisi olsa da, dünyanın servetine sahip olsa da, hükümran olsa da karun olsa da vicdanıyla başbaşa kaldığında huzurlu değilse mutlu olamaz asla! Haydan gelen huya gider! Sultan Süleyman’a kalmayan dünya ona da kalmaz elbet! Ama anı yaşarken, etrafında sürekli onu pohpohlayan birileri varken ve üstelik güç de elindeyken hoşgörüsüz olur, sağduyusuz olur, kör olur, sağır olur. Kısacası duyuları artık duymaz olur hiçbir şeyi…
İnsanı sadece geçici hevesler, hırslar mutlu edemez asla! Özünden, kökeninden, milliyetinden ve kişiliğinden ödün verdiği müddetçe sağlığından, sevdiklerinden, mutluluk ve huzurdan an be an uzaklaşacaktır koşar adımlarla!
Ben insanoğlunun en çok bebeklik ve yaşlılık hallerinin doğallığına hayranlık duyarım. Yontusuzdur çünkü, katıksızdır! O ilk saf ve doğal halden ömrün nihayetindeki saflık ve doğallığa bilgelik ve biriktirdiği manevi değerlerle erişmişse o kişiyle geçirilen saatlere, hoş sohbetlere doyum olmaz, asildir, tontondur, herbir sözü altındır. Sustuğu anlarda bile gözleriyle, bakışlarıyla konuşur.
Veee geleceğimizin teminatı ve ümidi gençlerimize çok güveniyorum. Dünün indigo çocukları bugün pırıl pırıl gençler oldular ve dobralıklarıyla, dürüstlükleriyle, inandıkları değerlerle, kararlılıklarıyla takdire şayanlar!
Kuşaklar arası, klasik – modern geçişli konçertolara hasretiz! Empati kazansa, dostluk, barış, bilgelik kazansa! Hoşgörü ve sağduyu düeti hiç susmasa! Bundan güzel yaşam formülü var mı be kardeşim!!!