Acı tatlı pek çok anıların yanında gerek iç siyasette gerekse bölgesel önemli olaylara sahne olan 2019 yılını geride bırakıp, huzur ve barış içinde ve coşku ile 2020’yi karşıladık. Bu yeni yılın ilk haftası içinde Aziz Milletime barış, huzur ve refah içinde sağlıklı, mutlu ve bereketli bir yıl dilerim. 

Sancılı ve oldukça hareketli geçen 2019 yılında da seçim yapılmış, 2014’ten beri 2016 hariç, her yıl yapılan iki seçim geleneği, İstanbul seçimi iki defa yapılarak bozulmamıştı. Böyle üst üste yapılan seçimlerin ekonomiye baskıları, 2020’nin zor bir yıl olacağının işareti olarak değerlendirilmektedir. 

Bununla beraber 2019 yılı; Suriye’nin kuzeyinde bir PKK koridorunun açılmasının önlendiği ve Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’i paylaşma planlarını akamete uğratıldığı iki önemli olayla da anılacaktır. 

*     *     *

Geçen hafta Perşembe günü Kıbrıs’ta Rumların soydaşlarımızı katlederek Adayı Yunanistan’a bağlamak için başlattıkları KANLI NOEL’in 56 yılını unutmamak ve unutturmamak için Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) İstanbul Teşkilatı ve Kıbrıs Gazileri tarafından Kadıköy’de, Kozzy Kültür Merkezi’nde bir etkinlik düzenlenmişti. 

Bu etkinlikte, Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahitler Derneği Genel Sekreteri E.Bnb. Çetin SEREZ ile TMT Gençlik Kolu Başkanı Veli KORELİ ile E.Tümg. Cem GÜRDENİZ ve ben birer konuşma yaptık. Daha sonra KKTC Başbakanı Sayın Ersin TATAR; KANLI NOEL ile birlikte KKTC-Türkiye işbirliğinden Mavi Vatan’a kadar Kıbrıs’taki son gelişmeleri, elde edilen başarıları ve hedeflerini büyük bir vukuf ve heyecanla anlatarak herkesin beğenisini kazandı. 

Ben de bir Kıbrıs Gazisi olarak bir defa daha bu sütunlardan Sayın Başbakana üstün başarılar diliyor ve Kahraman soydaşlarımızı kısa sürede mutluluk ve refaha kavuşturacağına inancımı belirtmek istiyorum. 

Değerli okurlarım, bölgenin bugün en etkili ülkeleri arasında önemli bir yer edinen Türkiye’de kamuoyunda, Kanal İstanbul ve Türkiye-Libya mutabakatında ve diğer bütün ekonomik ve sosyal sorunların çözümünde maalesef bir siyah-beyaz anlayışının hakim olduğu da apaçık ortadadır. 

Oysa daha önceleri Türkiye’de özellikle önem arz eden konularda ulusal mutabakat aranır, hiç değilse kamuoyunu tatmin edecek sonuçlara da ulaşılırdı. 

TBMM’den, Türkiye-Libya mutabakatı ile ilgili tezkerenin, Türkiye’nin elini güçlendirecek şekilde çıkmasını beklemiyor muyuz? 

Ne dersiniz? 

Bekleyip görelim.