Haber: Mert Osman Erman
Konuşmanın grupta ne tür bir sonraki adım atacağını göstereceği düşünülüyor, çünkü savaşçıları ve İsrail ordusu Lübnan-İsrail sınırında yoğun saldırılara girişti.
Bu, bölgenin başka bir cephe haline gelebileceği korkularını artırıyor.
Ancak şu ana kadar şiddet büyük ölçüde kontrol altında tutulmuş durumda.
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e yönelik gerçekleştirdiği saldırıların ardından 1.400'den fazla kişinin ölümüne neden olduğu göz önüne alındığında, Lübnan bir gerilim ortamında bulunuyor.
Grup, İsrail'e yönelik saldırılarını artırdı ve İsrail de karşılık veriyor. Ancak her iki taraf da tehlikeli bir tırmanmayı önlemek için adımlar atmış görünüyor ve çoğu saldırı sınıra sınırlı kalmış durumda.
Ancak bu durum değişebilir.
İsrail, Gazze'ye yönelik karadan bir saldırıya devam ediyor ve Gazze'de ölen Filistinlilerin sayısı Hamas'ın sağlık bakanlığına göre 9.000'i aştı.
Hamas, bu arada müttefiklerini savaşa katılmaya defalarca çağırdı ve birçok kişi, Hezbollah'ın bu çağrılara yanıt verip vermediğini merak ediyor.
Hamas'ın yanı sıra terör örgütü olarak kabul edilen Hezbollah, Lübnan'ın en büyük siyasi ve askeri gücüdür. Bu nedenle grup kararları, destekçi tabanlarının ötesine kadar yankı bulmaktadır ve birçok kişi, Nasrallah'ın konuşmasını merakla bekliyor - hem takipçileri hem de rakipleri.
Nasrallah'ın yerini, her zamanki gibi, bir gizem olarak kalmaktadır.
Konuşma, ülke genelinde örganize edilen grup tarafından kamusal gösterimlerle yayınlanacak ve Hezbollah tarafından önemli bir an olarak çerçeveleniyor. Konuşmanın başlamasından önce beş gün önceden duyurulmamış bir adım attılar ve bu haftanın başlarında, Nasrallah'ı içeren dramatik kısa videolar yayınladılar, büyük bir açıklamanın beklentisini artırdılar.
Lübnan'da birçok kişi hala Hezbollah'ın, 2006'da İsrail'e karşı savaştığı yıkıcı ayı aklında tutuyor ve grup ülkeyi başka bir çatışmaya sürükleyebilir endişesi taşıyor.
Hezbollah'ın amaçlarından biri, İsrail'i yok etmektir ve bu, grup tarafından Hamas'tan daha güçlü bir düşman olarak görülür. Hizbullah 'ın, İsrail topraklarına derinlemesine vurabilen hassas güdümlü füzeleri içeren büyük bir silah deposu ve on binlerce iyi eğitimli, savaşa alışkın savaşçısı bulunmaktadır.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, eğer Hezbollah, çatışmada ikinci bir cephe açarsa, "hayal edilemeyecek kadar büyük" bir yanıt vereceğini söyledi. ABD ise büyük ölçekli bir saldırı başlatmaması için İsrail'i uyarmıştır ve çatışmanın yayılmasını önlemek amacıyla Doğu Akdeniz'e iki uçak gemisi göndermiştir.
Tam ölçekli bir savaş, Lübnan için felaket olurdu ve halk arasında, Hezbollah'ın takipçileri dışında, buna çok az destek bulunmaktadır. Ülke, yıllarca süren ekonomik krizin etkisi altında ve politik çıkmaz, hükümetin düzgün bir şekilde işlememesine neden olmuştur.
Başka bir senaryo - bazı gözlemcilerin en olası senaryosu olarak gördüğü şey - grup saldırılarını artırırken, Hamas'ın çağrılarına yanıt verdiğini gösterirken savaşı kuzey İsrail ile sınırlı tutmaktır.
Biden yönetimi ayrıca durumu tırmandırmaması için İran'ı hem kamuoyu hem de gizli kanallar yoluyla uyarıyor. İran, Hizbullah da dahil olmak üzere, "Direniş Ekseni" olarak adlandırılan bir ittifakı desteklemektedir ve bu, en önemli gücü olan Hizbullah 'yi içermektedir. Ayrıca, İran'ın etkisi olup olmadığı kesin değildir, ancak büyük kararların İran'ın onayı olmadan alınmadığı pek olası değildir.
Pazar günü, İran Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi, İsrail'in "kırmızı çizgileri aştığını, bu da herkesi eylem almaya zorlayabileceğini" söyledi. Ayrıca Washington, "bir şey yapmamamızı ister, ancak geniş çaplı destek vermeye devam ederler" dedi.
Geçen hafta, adını açıklamadan konuşan bir Hezbollah'a yakın kaynak, halka açık sessizliğine rağmen durumu yakından izlediğini ve grubun askeri liderliği ile sürekli iletişim halinde
olduğunu söyledi.
"Her şeyi takip ediyorlar," dedi kaynak. "Sürekli olarak hesaplamalar yapıyorlar."
