İnsan bu, doğar, yaşar, ölür, bilinen en kısa hikâyesi budur. İnsan yaşadığı süre boyunca neler yapmak isterse istesin, aklıyla, beceri ve yetenekleriyle, zekâsı ve öngörüleriyle, plan ve programlarıyla, zenginlik, kariyer ve tanınmışlığı da olsa, ölümünden sonra istediği gibi değil, yaşadığı şekliyle hatırlanır, insanlığa bir hikâye bırakır.

..

Lübnan'ın en zengin insanı “Eymen Bistani”,

Beyrut’u en iyi noktadan gören hâkim bir tepede

Kendisine görkemli bir mezar yaptı,

Oraya gömülmeyi vasiyet etti.

İlahi kader farklı tecelli etti, özel uçağı denize düştü.

Milyonlara mal olan aramalar sonunda uçağı bulundu ama cesedine ulaşılamadı...

“Lord Teshlid” İngiltere'nin en zengin insanlarındandı,

Zaman zaman devlete bile borç veriyordu.

Malikânesinde oldukça büyük ve korunaklı bir odayı

Servet kasası olarak kullanıyordu.

Bir gün hazinesine girdi ve yanlışlıkla kapıyı üstüne kapattı.

Oda çok özel inşa edildiği için, ne kadar bağırıp çağırdıysa,

Yardım istediyse de sesini kimseye duyuramadı.

Zaman zaman eve gelmediği için, evdekiler arama ihtiyacı hissetmedi.

Günler sonra cesedi bulunan Lordun, bir şekilde parmağını kesmiş ve kanıyla şu cümleyi yazmıştı:

"Dünyanın en zengin insanı, açlıktan ve susuzluktan ölüyor!".

Dünya hayatında mal ve Servetin her şeyi çözdüğünü sananlara duyurulur...

İnsanoğlu hayatı boyunca evden çıkar, sonra tekrar döner, ama bir gün çıkar bir daha da dönmez...

..

Hayır, körü körüne kadercilik savunması yapmıyorum, hayır, körü körüne her şey olacağına varır, değiştiremezsin tezini ortaya koymuyorum. Hayatlarımızın bir gerçeği vardır ki; plan ve programımız ne olursa olsun, hayatlarımıza makro ve mikro seviye de dâhil olan sebep ve etkenler var, kurtulmamız, sıyrılmamız imkânsız. Yaşayıp öleceğiz madem, aksi düşünülemez, kimselere zulmetmemeye, nefret duygusunu çokta kullanmadan, kimseleri yaralamadan, benlik, kibir duygularından uzak durarak, etik, dengeli, iyi hatırlanacak, sevgiyle yâd edilecek bir hayat hikâyesi bırakmak, en iyisi, muazzamı.

Mir Murat Demir