Her yaş alan, yaşlı anlamına gelmez. Bir çocuk, doksan yaşındaki bir yaşlıdan daha olgun bakabilir hayata. İnsan yaşlanarak hayat tecrübeleri edinir, bu hayat tecrübeleri onu bir çocuğa kıyasla belki daha fazla olgun yapar ama bu, kesinlikle olgundur anlamına da gelmez.

Sadece yaşınız ilerler, ama kendinizi hala çok sağlıklı, mutlu, huzurlu,coşkulu hissedebilirsiniz. 70 yaşında olmanıza rağmen, içinizde ölmeyen bir çocuk vardır, bunu hissedebilirsiniz. 70 yaşındaki bir kişi, 20 yaşındaki birine göre çok daha kendini genç, dinamik, canlı hissedebilir.

Hayat tecrübeleri edinmek ile yaş almak arasında çok büyük fark vardır. Yaşlanarak hayat tecrübeleri edinebilirsiniz ama yaş alarak da genç kalabilir, daha olgun olabilirsiniz.

Herkes kendiliğinden yaşlanabilir ama genç kalamaz ve ruhen genç hissedemez kendini. Yaş alan ama hala hayata saf masumiyetle bakan bir çok yaşlı insan vardır ama bu ‘yaşlı ‘ olarak nitelendiren kişiler, belki de bir çok gençten daha genç hissederler kendilerini.

Umutla, capcanlı gözlerle hayata bakarlar, karamsar değildirler, her olumsuz olayda bir pozitiflik görür ve kendilerini hep hayata bağlı hissederler, hayata küsmezler. Bu yüzdendir ki, hem beden, hem zihin, hem duygular, hem de psikolojik olarak kendilerini sürekli yenilerler, o yüzden sadece yaşları ilerler.

Yaş alan ama aslında özünde hep genç kalan, yaşlanmayan kişi olgundur. Yaşlanmak, beden olarak gerçekleşir, ama olgunlaşmak manevi olarak gerçekleşir.

Yaşlanmadan yaş alma değişim programı sayesinde yaş alsanız da, gençliğinizi her daim koruyacak ve sağlığınıza dikkat edeceksiniz. Sağlıklı beslenerek hem bedeni, hem zihni, hem duyguları olumlu olarak etkileyecek ve bedeni olumlu olarak yönetebileceksiniz.

Dünya Değişim Akademisinde uygulanan Değişim Programları sayesinde sürekli genç, dinamik ve canlı olacalsınız.

Yaşlanmak her canlı için kaçınılmazdır ve geri dönülmez bir süreçtir. Sağlığı koruma ve sürdürme konusunda bilinçlenme çok önemlidir. İnsan ömrünün uzaması ve yaşlı nüfuzun artması ile yaşlılık dönemi de önem kazanıyor. Bu dönemi, genetik faktörler, fiziki hareketler , sağlık ve çevre durumları da  etkiliyor.

Aktif yaş almanın önündeki en büyük tehdit, hareketsiz yaşamdır. Hareketsizliklerle beraber obezite, kalp ve damar hastalıkları da artmaya başladı. Düzenli uygun egzersizlikler bu hastalıkların önlenmesinde büyük rol oynamaktadır. Düzenli egzersizler, beyinde yeni nöronların da oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Yeni nöronlar aslında çocukluk döneminde oluşur, ondan sonra da giderek kaybolur ama artık böyle olmayacak.

Siz hayat standartınızı değiştirerek, yaşam kalitenizi artırarak, kendinize güvenerek, kendinizi her geçen gün daha da severek kendinizi değiştirebilir ve yaş alsanız da sağlıklı olacak, gençleşeceksiniz.

Beden, zihin, duygusal ve ruhsal açıdan tam bir sağlık ve zindelik içinde yaşayabilir, kendinizi enerjik, mutlu ve dengede hissedebilirsiniz. 

Kendinizi sürekli yenileyebileceksiniz. Her gün bir önceki günden kendinizi daha zinde, sağlıklı hissedeceksiniz.

Artık ‘ZAMANSIZ’ olmak ve ‘YAŞSIZ’ hissetmek elinizde..